4. BÖLÜM: ORMANDA Kİ SES

39 3 0
                                    

Medya Tara'dır.
Keyifli okumalar ❤😍
Meyviiisss 😍😍

Siyah peçeli adam ismimi söylediğin de ellerim titriyordu. Ürkek ve bir o kadar kendinden emin sesimle cevap verdim.

'Siz kimsiniz ?'

Adam daha da yakınıma yaklaştı. Ben ise kaçacak yollar arıyordum. Gür bir sesle

'Kaçak prensesi bulduk. Yakalayın!'

Bir kaç peçeli asker üzerime doğru geldi. Kollarımdan tutmaya çalışıyordu. Kimdi bu adamlar. Beni öldürmek mi istiyordu kraliyet ? Can havli ile elimde ki taşı bir askerin kafasına vurdum. Kafası kanlar içinde yere yattı. Diğer asker beni kollarımdan sıkıca tutup kaldırmaya çalıştı. Onun da tam erkekliğine bir tekme atıp ondan kurtuldum. Koşar adımlarla orada uzaklaşmaya çalışırken bir el saçlarımdan tutup beni yakaladı.

'Sandığımızdan da asabi çıktın sen küçük prenses.'

Kollarıyla boğazımı sıķıyordu. Zorlukla nefes alabiliyordum. Sesimin çıkması umarak.

'Siz kimsiniz? Ben kimseye bir zarar vermedim.'

Adam sıktığı boğazımda ki kollarını gevşeterek.

'Biz Büyük Britanya kralı Aron'un askerleriyiz. Seni yakalamak için emir aldık. Ya usluca bizimle gelirsin ya da kendi sonunu kendin hazırlasın.'

Kıpkırmızı olan gözleriyle bana bakıyordu. Amcam haklıydı bu adamlar benim peşindeydiler. Şu zamana kadar hepsinin bir uydurma olduğunu düşünmüştüm. Aptal kafam ! Keşke Branson'la kalsaydım. Şimdi bu olanlar başıma gelmezdi. Adamın gözlerine baktım. Hiç seslenmiyordum. Boş bir anını bekledim. Kolunu ısırıp hemen elinden kurtulup daha hızlı koşmaya başladım. Adamın canını çok yakmış olmalıyım ki acıdan bütün ormanı inleterek

'Askerler! Onu ölü veya diri yakalayın! Emrediyorum.'

Etrafıma bakmadan deli gibi koşuyorum önümdeki taşı görmemiştim bile. Ayağımın taşa takılıp yuvarlanmam bir oldu. Ağzım yüzüm parçalanmıştı. Yüzümden aşağı kanlar akarken askerler beni yakalamıştı. Hemen emir veren adama teslim ettiler. Ağzımda biriken kanlarla adamın yüzüne tükürdüm.

'Seni mahvedeceğim.'

Adam yüzünde ki tükürüğü silip bana ummalı bir tokat attı. Ağzımdan boşalan kanlar yerle buluştu.

'Şimdi ellerimdesin prenses. Kurtuluşun yok.'

Yapacak hiç birşeyim kalmamıştı. Gözümde ki yaşlar çaresizlikten akarken ormanın içinde bir ses..

'Teslim olmanız için sadece 1 dakikanız var.'

Gözlerimi hemen sesin geldiği yere çevirdim. Branson'dı bu inanamıyorum. Beni kurtarmaya gelmiş. Branson'u görüp bu kadar sevineceğimi tahmin etmezdim. Kendine has tarzıyla elleri kılıcın da gözleriyle adamlara ateş saçarak bakıyordu. Hemen arkasında Marco ve adamları vardı. Ellerinde ki silahlarla diğer adamları etkisiz hale getirmeyi başarmışlardı. Geriye beni rehin alan adam kalmıştı.

'Bana zarar verirseniz prensesi öldürürüm.'

Branson adamlarına doğru elini kaldırdı ve hepsi silahlarını yere indirdi.

'Benim topraklarım da bir prensesi öldürmek demek savaşın başlayacağı anlamına gelir. Eminim kralın böyle bir savaşı başlatacağın için senin o güzel kelleni alır.'

Hafif bir tebessüm etti. Ne yapıyordu bu adam. Beni kurtarmak yerine adamla güzel güzel sohbet ediyordu. Kesinlikle benim ölmemi istiyordu. Branson yavaş yavaş yaklaşmaya başladı.

'Kızı hemen bana ver. Bende senin yaşaman için bir şans veririm.'

'Tamam ama bir şartla.'

'Pazarlık yapacak durumun yok. Her yer adamlarla çevrili. Tek bir işaretimle o güzel kafanı vücudun dan ayırırlar.'

Okyanus mavisi harelerinden ateş ediyordu. Kim olsa korkardı ondan. Buna emindim. Adam kollarını yavaşça boğazımdan çekti. Bir anda serbest kalan ben nefes almakta zorlandım. Yere eğilip hızlı hızlı nefes almaya çalıştım. O sırada Branson adamı serbest bırakmıştı. Marco hemen yanıma geldi.

'Tara sakin ol. Yavaş yavaş nefes al. Bak iyisin artık korkacak bir şey yok.'

Marco veni sakinleştirmeye çalışıyordu. Kan olan ellerimle Marco'nun omuzuna başımı koyup ağlamaya başladım. Prens Branson bu olaya sinirlenmiş olacak ki Marco'ya etrafa bakması için emir verdi. Hemen yanımdan kalkıp bir kaç adam alıp gitti. Branson kendinden ödün vermeyen tarzıyla yere çöktü. Eliyle çene kısmımdan tutup gözlerini gözlerimle buluşturdu. Nemli gözlerle ona bakarken , ne ifade ettiğini anlayamadığım gözleriyle buluştum. Yakasında ki mendili alıp dudaklarımda ki kanı silmeye başladı. Birbirimizle hiç konuşmuyor sadece nefes alış verişimiz duyuluyordu. Korkudan titriyordum. Kollarımı tutup ayağa kaldırdı. Parçalanmış kıyafetlerime baktı. Her yerim gözüküyordu. Beni baştan aşağı süzmüştü. Utançtan yanaklarım alev alev yanıyordu. Hemen askerin üzerinde ki ceketi çıkarttı ve üzerime örttü. O sırada Marco geldi.

'Orman temiz efendim.'

'Tamam! Bu olaydan hiç kimsenin haberi olmayacak.'

İmalı gözlerle baktı.

'Kimseye söyleyecek halim yok.'

Sesim yüksek çıkmıştı. Branson kolumdan tuttu.

'Teşekkür edeceğine üstüne bir de ukalalık mı yapıyorsun.'

'Unutma! Ben senden sorumluyum. Eğer bu olay öğrenilirse ben değil sen yanarsın.'

Ben ne dedim! Beni Branson hemen buraya gömerdi. Haklı olduğumu bildiği için sadece sinirle nefes verdi. Saraya doğru yol aldık. Branson önde ben ise Marco'nun yardımıyla arkasından ilerliyordum. Nihayet saraya gelmiştik. Hemen odama götürdüler. Odaya geldiğimiz de Megan gözyaşları içinde bana sarıldı.

'Tara affet beni. Bir anda seni bulamadım. Bütün bahçeyi aradım ama bulamadım. Hepsi benim hatam. Iyi misin? Sana kim yaptı bunları?'

Yatağıma oturdum. Megan'ın ellerini tuttum.

'Megan lütfen özür dileme. Benim hatam hepsi. Bahçe yi gezmek isterken uzaklaştım ve sonunda kayboldum.'

Olayı kısaca Megan'a anlattım. Başımızda duran Branson durumdan sıkılmıştı.

'Megan bu olaydan babama bahsetmek yok. Sende küçük hanım bir daha korumasız dolaşmak yok. Senin yüzünden başıma bir sürü dert aldım. Geldiğin günden beri dertten başka bir halta yaramıyorsun.'

Söyledikleri fazlasıyla canımı yakmıştı.

'Meraklı değildim buraya gelmeye. Burası benim babamında krallığı bunu aklından çıkarma.'

Branson elini yanımda duran komidine vurdu v hiddetle odadan çıktı. Marcos da bana üzücü bakış atıp o da Branson'un peşinden gitti. Kendini beğenmiş ukala. Laflarıyla beni de diğerleri gibi ezebileceğini sanıyorsa yanılıyor. Ben kimseye boyun eğmem.

'Tara sen abimin laflarına takılma. Ne zaman onu üzen ve sinirlendiren bir olay olsa hep karşısında ki insanı kırar. Buna alışsan iyi olur. Hadi gel üzerini değiştirelim.'

'Ben alışmam.'

Konuyu kestirip attım. Megan'ın yardımıyla üzerimi değiştirdik. Yüzümde ki yaralara pansuman yaptı. Daha sonrada dinlenmem için beni yanlız bıraktı. Biliyordum bu saray da kimse benim dostum değildi. Benim herkese karşı kendimi korumam gerekiyordu. Bunu çok iyi anladım.

*****

Güzel rüyalar beni esiri altına almıştı. Gözleri mi açmak bile istemiyordum ama başım da adımı seslenem biri vardı.

'Tara uyanmalısın.'

Gözlerimi açtım....



BÖLÜM SONU BEĞENEN YORUM YAPAN HERKESE SIMDIDEN TEŞEKKÜR EDERİM KUSURUM OLDUYSA ❤❤❤

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 10, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KAÇAK PRENSES Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin