18. Bölüm: Sıcak Bir Kış Günü

595 46 97
                                    

Can't Sleep Love-Pentatonix

----

"Eee Kedicik, yazar bu bölüm ne yazmak ister dersin?"

"Hmm... tam emin değilim. Belki o da emin değildir. Açıkçası mizahi olmasını tercih ederdim."

"Romantiği seçmediğin için alınmalı mıyım?"

"Hayır kesinlikle."

"Öyle olsun peki."

Marinette ve Adrien evde oturuyorlardı. Marinette'in ailesi ilişkiye izin vermiş, çoktan onaylamışlardı. Bu da rahatça zaman geçirmelerine yardımcı oluyordu. Bu sene okul dersleri ağırdı ve kahramanlık işleriyle iksini birden yürütmek fazlasıyla zordu.

Masada açık duran, çözülmüş sorulardan çok kenarlara yapılmış çizimlerden oluşan ders kitabı renkli kalmelerde çizilmişti. Adrien ile ders çalışmak zordu. Tabii...odaklanmak zor olduğu için... Adrien parlak gözlerle ona bakarken nasıl soru çözebilirdi ki? Her sorudan sonra ona dönüp "Ne bakıyorsun be!" demekten de yorulmuştu. Her seferinde Adrien'ın ona daha da yaklaştığını fark ettikten ve artık aralarında fazla az mesafe kaldıktan sonra Marinette dayanamadı ve kollarını boynuna doladı. Çok uzun sürmeden Adrien'ın telefonu çaldı.

"A-Alo?"

"Neredesin Adrien?!"

"Özür dilerim Nathalie araba yolda arızalandı ve onu tamirciye götürmeye karar verdik."

"Sen niye gittin?"

"Arabalar hakkında bilgi edinmek istedim. Ayrıca günümün kalanı boş, bana ne konuda ihtiyacın var ki?"

"Baban seni görmek istiyor."

"Neden?"

"Bu sorulacak bir soru değil."

"Pekâla, yola çıkarız."

Bip bip biip

"Nathalie miydi aşkım?"

"Evet. Babam benimle konuşmak istiyormuş. Sebebini öğrenemedim."

"Sen git, zaten ders çalışamadık. 😒"

"Bana o yüzü yapma."

"Ne yüzü? 😒"

"Tam şu anki yüzün!"

"Bu mu? 😒"

"Evet!"

"Seni gıcık etmek hoşuma gidiyor. 😏"

"Harika."

Adrien askılıktaki deri ceketini aldı ve tek elinden omzuna sarkıttı. Gitmeden Marinette'in dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu ve kapıya ilerledi.

"Görüşürüz Leydim!"

"Görüşürüz Kedicik!"

*kapı kapanma sesi işte akjssh*

***

"Ne konuşmak istemiştin baba?"

"Marinette ile olan ilişkinin farkındayım."

"Ne?! Nasıl?!"

"Benim oğlumsun. Seni tanıyorum ve gözlerim var."

"Gözlerin mi odamı arayan adamların mı?"

"Kaba oldu."

"Her neyse."

"Bu ilişkiyi onaylamıyorum."

"N-Ne?"





























"Deeeermişim."

"..."

"..."

"BABA YA! RUHUMA İNDİRİYORDUN!"

"Ehehehe."

"Ay bana bi' su bana bi' kolonyaaa!"

Nathalie su ve kolonya getirmeye koştu.

"Ee ne diyecektin o zaman baba?"

"Aslında...Nathalie ve ben..."

"Çıkıyor musunuz? Biliyorum."

"Ne?! Nasıl?!"

"Benim babamsın. Seni tanıyorum ve gözlerim var."

Gabriel böyle iyi bir oğlu olmasının mutluluğu ancak sonunun iyi bitmeyeceğini bilmenin karanlığı ile ona sarıldı.

" *fısıldayarak* Keşke böyle olmasaydı evlat..."

"Bir şey mi dedin?"

"Hayır hapşıracaktım kaçtı."

"Anladım. Bunu mu söyleyecektin?"

"Evet. Çıkabilirsin."

Adrien ufak bir şaşkınlık ve boşu boşuna Marinette'i bırakmış olmanın sıkkınlığı ile odadan çıktı. Kendi odasına çıktı ve pek şaşmasa da Uğur Böceği'ni yatağına buldu.

"Selam."

"Selam..."

"Niye üzgünsün Böceğim?"

"Adrien..."

(Uğur Böceği dönüşüp Marinette oldu)

"Bir sıkıntımız var..."

"Nedir o Böceğim?"

"YILBAŞI GELİYOR VE BİZ DAHA HAZIRLIK YAPMADIK!"

----

Selam! Hayatım çok boş geçiyor 😑 Bugün deneme vardı ve güzel geçti. Neyse işte, yazayım dedim. Multi hoştur. Ayrıca bu bölüm önemli, ileride fark edeceksiniz 😉😏

Gülüşüm (Ladynoir) ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin