*Luciano Alexios
|5|
Aralık 2025
Adam kolundaki saate baktıktan sonra mekana girdi. Boş bulduğu masalardan birine geçtiğinde elindeki Semboller ve İşaretler kitabını masanın üzerine bıraktıktan sonra etrafa baktı. Helen'a mesaj atalı yarım saat olmuştu ama Luciano onun gelip bekleyeceğini düşünerek telaşa kapılmıştı. Fakat görünürde Helen'a dair bir iz yoktu.
Başını eğip önündeki kitabını okumaya başlayacağı sırada yanında beliren gölge ile birlikte tekrar başını kaldırdı. Garson yüzünde büyük bir gülümsemeyle kendisine baktığında, kafenin kapısı açıldı. Luciano başını o tarafa çevirdiğinde Helen'ı gördü. Biraz telaşlı gibiydi. Bu duruma ister istemez gülümsemişti. Garsona bir saniye beklemesini söylerken Helen'a seslendi. Genç kız kendisine doğru yaklaştığında, içinde yaşadığı ergen sevinci yok saymaya çalıştı.
Helen yanına geldiğinde ikisi de yerlerine oturdular.
"Ne alırsınız efendim?" küçük yaşlardaki garsona baktığında bir mocha söyledi. Helen'a kendisine sıcak çikolata söylerken ellerini birbirine sürtüyordu. Garson yanımızdan giderken ona döndü.
"Teklifimi kabul ettiğin için teşekkürler!"
"Boştum ve sana eşlik etmekte bir sakınca görmedim." diyerek saçını düzelttiğinde karşısındaki kadının hareketlerini ezberlercesine bakıyordu.
"Helen, yanlış anlamazsan seni daha yakından tanımak istiyorum."
Helen gülümsedi, bu kendisinin iyi yolda ilerlediğine işaretti. Hafifçe masanın üzerindeki eline uzandı. Ellerinde oluşan elektriklenme ikisinin de umrunda değildi. Ellerine baktıktan sonra bakışlarını kadının yüzüne çevirdi.
Helen hala birleşmiş ellerine bakarken elini kavradığında düşünceleri çok daha olumlu hale geliyordu.
"Yıllardır buradayım, yurtdışına gerek duymadığım sürece çıkmadım. Çünkü tüm hayatımı bu şehirde geçirdim ve başka yere gittiğimde benliğimi unutacağımı düşünüyorum. Anne ve babamın hatıralarının solacağını düşünüyorum. Sıradan bir kız olmayı dilerdim ama ben The Hunter's Trail'de üst düzey yöneticiyim! Bunu söylediğim zaman erkekler istemsizce benden uzaklaşıyor."
Kadının son söylediğiyle kaşlarını çattı. The Hunter's Trail dünyaca ünlü bir şirketti. Kuruluş tarihi kesin olmamakla birlikte bir çok alanda iş yapıyordu. Fakat erkeklerden neden uzaklaştığını bilmiyordu.
Helen'la göz göze geldiklerinde kadının gülümsemesine tanık oldu.
"Hemcinsleriniz böyle büyük bir şirkette çalışmanın büyük bir avantaj olduğunu, fakat beni yatağa atamayacaklarını bilecek kadar hayal kırıklığı yaşadıkları için uzaklaşıyorlar Bay Alexios." diyerek tekrar gülümsediğinde, kadının şimdi ne demek istediğini anladı ve bu ister istemez gururunu okşamıştı. Önüne gelen mocha ile birlikte bir yudum aldı ve sert kahve zihninin açılmasına yardımcı olmuştu.
"Dersler nasıl gidiyor? Hala yoğun bir programın mı var?"
"Programın düzenlenmesini söyledim ama tek yapabildikleri bir günü boşaltmak, diğer günleri daha da boğmak oldu."
"Uzun ders saatlerin olduğu için üzülüyorum. Tüm o öğrencilerle uğraşmak seni zorluyor olmalı!" dediğinde önündeki sıcak çikolatasından bir yudum alıp göz göze geldiler. Gözlerinin güzelliği derin bir nefes almasına neden oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVCI
FantasyTanrı Avı Serisi ~ 1 Tanrı insanları kendine benzer bir şekilde yarattı ve onlara ruhundan bir parça verdi. Fakat insanlar isyan etmeye başlamıştı, üstün olduklarını ima etmişlerdi. Kusurlu bir grup insan.... 21. Yüzyıl... Kusurlu insanlar dünyanın...