Derin karanlığımın arasından gözlerimi zorla da olsa aralamaya çalışıyordum ama nafile. Bir elin bedenime dokunduğunu hissettim. Sonra o tanıdık tını çalındı kulağıma. Melih... Ondan aldığım destekle bu seferki denemem başarılı oldu ve gözlerimi açtım.
"Yetişicez. Korkma seni hastaneye yetiştiricem."
Telaşlıydı. Ne oluyordu böyle? Gözlerimi tekrar kapattım. Yavaş bir hareketle yerden kaldırılışımı hissettim. Melih'in nazik ama kuvvetli kolları arasındaydım. Burası benim en güvende hissettiğim yerdi.
Gözlerimi yeniden araladığımda beyaz bir tavana bakıyordum. Biri gözlerime ışık tutuyordu. Ellerim boşluktaydı. Melih yoktu. Korkuyordum. Gitmiş miydi? Beni bırakmış mıydı? Canım yanıyordu. Işıktan rahatsız olmuştum. Kafamı yana çevirdim. Kolumda bir sıvı takılıydı. Yoksa bu adamlar beni zehirliyor muydu? Kolumdaki serumu çekip çıkardım. Kan vardı. Çok kan. Onlar bana yaklaştıkça ben bağırıyordum. Yere çöktüm. O sırada kapı açıldı. O tanıdık ses adamlara bir şeyler bağırıp yanıma çöktü. Ceketini sırtıma nazikçe bırakıp "Korkma." dedi. Ona sarıldım. Ağladım, daha çok ağladım. Bana "Biraz bekle,hemen geliyorum." deyip bir masaya doğru ilerledi. Sanırım çıkış işlemlerini yaptırıyordu. 5 dakika sürmeden yanıma dönmüştü. Belime sarılıp beni arabaya yönlendirdi. Siyah mat Pourshe'un ön kapısını açıp beni oturttu. Yiyecek bir şeyler isteyip istemediğimi sordu. Oysa ben tokluktan kusacaktım. Yol boyu Skrillex-Bangarang'ı yaklaşık 10 kez başa sarıp dinledim. Ağzını açıp tek kelime etmemişti. Ta ki eve gelene kadar. Babamların endişelenmesini istemediği için midir bilmiyorum beni ortak evimiz olan küçük apartman dairemize götürmüştü. Hemen dolaptan ayıcıklı pijamalarımı ve koalalı panduflarımı getirdi.
"Ne yaptın sen?"
Ah! Sahiden susmayacak mıydı? Oysa ben uyuma hayalleri kuruyordum. Sustum ve yalandan esnedim.
"Tamam,tamam Derin sana bir kahve yapıp geliyorum."
Sahi biz tanışmamıştık. Ben Derin. Derin Şafak. 20 yaşındayım. Dünya üzerinde görüp görebileceğiniz en inatçı, en marjinal, en ağır başlı, en sert, en aklı başında, en kavgacı ve en egoist kızım. Ha birde çalışkan. Tabi bu sadece normal insanları yanındaki halim. Her şey gibi bu da sahte. Sadece Melih'in yanında olduğum gibiyim,doğal. Sahi babam öyle multimilyoner falan değil. Sadece Melih'in babasının en yakın arkadaşı ve holdinglerinde üst düzey bir müdür. Melih'le tanışmamızda buna dayanıyor. Ha sahi,birde Melih var.
Dünyanın en yakışıklı,en asil, en vurdumduymaz, en romantik ve en egoist erkeği. Hayatımın vazgeçilmezi.
Ve merhaba, ben Derin Şafak ve burası benim dünyam.
Benim dünyama bir süre misafir olmaya ne dersin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE
Teen FictionDerin bir karanlıkta kaybolan tüm beyazlıklara... Derin ve Melih birbirlerini korumak için her şeyi göze alabilen iki arkadaştı. İçlerindeki birbirlerine karşı bastırmaya çalıştıkları güçlü aşk ve Melih'in tutarsız davranışları onları zorluyordu. Bu...