Bölüm 8

2.1K 75 49
                                    

Evet arkadaşlar cok uzun zamandır yoktum bunun içinde sizden çok özür dilerim. Ama önemli bi sınavım vardı. Kitaba ara vermek zorunda kaldım. Yorumlarınız beni çok mutlu etti. Kötü yorumlar her ne kadar olsada ben sizlerede hak veriyorum. Bölümler kısa ama artık uzun bölümler gelecek. Arkadaşlar çok rahatsız olduğum bi konu var başka kitaplardan çaldığımı söyleyenler olmuş ama söyledikleri kitapları okumadım bile okumadan çalma gibi bi özelliğimde yok. Lütfen böyle yorumlar yapmayın. Bakın ben hep iyi yorum yapın demiyorum. İllaki eleştirceksiniz ama şu kitaptan çalmışsın gibi yorumlar yapmayın.

Multide Yağız var ...
...............
《Doruğun ağzından 》
Yağız aslında iyi çoçuktu ama biraz çapkındı. Gerçekten aşık olduğuna inanasım gelmiyordu. Onun için baya şaşırmıştım.
-Bişey demicekmisin diyince yağıza döndüm.
-Bak yağız açelya saf bi kızdır. Kalbi çok temizdir. Onu üzmeni istemiyorum. Açelyaya bulaşma git kendine dalga geçecek başka kızlar bul dedim.
Yağız şaşkınca bana baktı. Ona gerçekleri söylemem lazımdı. Açelyanın üzülmesini istemem sonuçta hayat onun için zordu zaten. Babasını tanırdım işkolik adamın tekiydi. Açelya şimdiye kadar baba sevgisinden hep mahrum kalmıştı. Beni babamla gördüğü zaman ki üzüntüsünü gözlerinde görebiliyordum. Eğer yağızada güvenip aşık olursa yağız onu bırakıp gidince dayanamazdı.
-Ne diyosun ya sen. Ben niye dalga geçiyim. Seviyorum diyorum anlamıyormusun diye bağırdı.
-Bana bağırma yağız ben seni tanırım. Bak açelyayı sevmediğine eminim. Kesinlikle takıntı haline getirmişsindir.
-Sen beni tanıdığını mı sanıyorsun. Beni tanısaydın benim hiçbir kızın duygularıyla oynamayacağımı da bilirdin.
Diyip mutfaktan çıktı. Dış kapı sesiyle gittiğini anladım. Bende arkasında gitmeye karar verdim. Kapıdan çıktığımda çoktan gitmis olduğunu gördüm. Nereye gidecek ki diye düşünmeye başladığımda güneş aklıma geldi. Güneşin evine gitmesi iyi olurdu. Güneşin onunla konuşacağından emindim. Rahat rahat konuşsunlar diye gitmedim arkasından. İçeri girdim. Koltuğa oturdum ve telefon oynamaya başladım. Telefon çalınca arayana baktığımda levent olduğunu gördüm.
-Efendim
-Nerdesin abi seni bekliyoruz.
-Niye dediğimde aklıma gelmişti. Bugün kayalara gidecektim. Kavga vardı. Eğer gitmessem o emir yavşağı korktuğumu sanardı.
-Tamam geliyorum dedim.
Cevap vermesine fırsat vermeden kapattım. Arabanın anahtarını alıp dışarı çıktım. Emir benim eskiden en iyi arkadaşımdı. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Ama sonradan benim hakkımda gazetecilere yalan yanlış rapörtajlar verdi. Hemde çok ağır yalanlardı bunlar. Bu yalanlardan biride onun kız kardeşine tecavüz ettiğimdi. Ama öyle bişey asla yoktu olamazdı. Aslı benim kardeşim gibiydi. Ona bunu nasıl yaptığımı söylerdi inanamıyordum. Tabi böyle bi haber gündem olmuştu. Herkes üzerime geliyordu. Babamla birbikte gazeteye rapörtaj verdik. Bu konu basın dünyasında kapansada emirle kapanmamıştı. O günden sonra düşman olduk birbirimize. Önceden kardeş gibi olduğumuz için birbirimizin zaaflarını bilirdik. Ama asla birbirimizi bu zaaflardan vurmazdık. Arabaya bindim leventlere sürmeye başladım. Leventlerin evinin önüne geldiğimde kapıyı çaldım. Evin hizmetlisi kapıyı açtı. İçeriye girdim ve bizimkilerle selamlaştım. Boş koltuğun birine oturdum. Cem ve kaya oyun konsolunda oyun oynuyorlardı. Herzaman ki gibi kaya kazanıyordu. Ama cem asla vazgeçmeyip kayayla her fırsatta oyun oynuyordu.
-Ee ne zaman gidiyoruz dedim.
-Nereye dedi güney.
-Emirle olan kavgaya dedim.
-O iptal oldu emir kaza yapmış diyince şok oldum.
Kaza yapsa benim haberim olurdu. Basın böyle bi haberi asla kaçırmazdı. Demek ki yeni olmuştu kaza.
-Ne zaman , nasıl diye sordum.
-Sabah yani birkaç saat önce , durumunu bilmiyorum.
-Beni niye çağırdınız o zaman dedim.
Guney ordan hemen atlayıp
-Vakitte mi geçirmiyelim kardeşim illa kavga mı olması lazım buluşmamız için dedi.
Aslında haklıydı ama telefonda söylemeleri gerekirdi. Tabi hemen kapatmıştım ama söyleyecek vakit bulsaydı. Bi süre sonra yağız aklıma geldi telefonla aramaya karar verdim. Ama cevap vermedi.
《Yağızın ağzından 》
Beni tanıdığını söylemişti. Ama tanımıyordu beni. Açelyayı seviyordum ama o aşkıma inanmıyordu. Bi takıntı olduğunu düşünüyordu. Bu çok saçmaydı. Tamam şuan sevgilim olabilir ( adı azra )ama sonuç olarak açelyayı seviyorum. Aslında azrayıda seviyorum. Kafam çok karışmıştı. Hayır hep doruk yüzündendi ben açelyayı seviyordum. Ve benim olmalıydı. Azrayı sevmiyordum. Sevgilim olması sevdiğim anlamına gelmezdi sonuçta. Herkes sevgilisini sevmiyordu ki. Bende herkes gibiydim işte.
Sevmek için sevgili yapmıyordum. Sevgilim olması için sevgili yapıyordum.
Biliyorum çok saçma ama devir bunu gerektiriyordu. Ama artık böyle düşünmüyordum. Açelyayla karşılaşınca düşüncelerim değişti. Artık eski yağız olmuyacaktım. Şimdi yapmam gereken ilk şey azradan ayrılmaktı. Azrayı aradım.
-Efendim sevgilim.
-Azra senden ayrılıyorum.
-Ne. Ne demek senden ayrılıyorum yağız. Ben seni seviyorum. Hani sende beni seviyordun niye yapıyorsun bunu bize.
-Biz diye bisey yok azra ayrılıyorum senden.
Diyip telefonu yüzüne kapattım. Azranın beni sevdiği felan yoktu. Benimle kesin para için çıkıyordu. 2 gün sonra başkasını bulurdu. Yoksa ben asla bi kızın kalbini kırmazdım yani onun duygularıyla oynamazdım. Hele açelyamı asla üzmezdim. Ben bunları düşünürken doruk aradı. Açmayıp reddettim. Sonra arabaya binip güneşlere gitmeye karar verdim. Güneşlere geldiğimde kapıyı çaldım. Güneş açıp iyiki geldin diyip bana sarıldı. Teyzemde bana hoşgeldin diye seslenip yanına çağırdı. Yanına gittim teyzemle hasret gidermeye başladık.
Teyzemin sohbeti koyuydu. Zaman ne zaman geçti anlamadım bile. Akşam yemeği için amcamlara yani doruklara gidecektim. Ama teyzem onlarda kalıp yemem için çok ısrar edince kıramadım. Orda yedim. Yemekten sonra amcamlara gittim. Amcamla ve yengemle sohbetin ardından dün kaldığım odaya gittim. Kapı tıklanınca kapıya döndüm. Doruk içeri girip
-Biraz konuşalım mı
-Hayır dinlenmem gerek dedim.
-Yağız lütfen yapma böyle tamam biraz fazla üstüne gittim. Ama sende beni anla açelya benim yakın bi arkadaşım ben onun üzülmesini istemiyorum dedi. 
-Doruk benim niye onu üzeceğimi düşunüyorsun. Ben öyle bi insan mıyım.
-Yağız sen çapkın birisin. Bunu ikimizde biliyoruz. Sevgili olsanız bile sen sıkılır ayrılırsın. Açelya çok üzülür.
-Doruk aynı şey değil. Insan aşık olunca değişiyor. Beni birazcık anlamaya çalış.
-Peki bu konuyu sonra konuşuruz.
Dedi ve odadan çıktı. Sıkıntıyla oflayarak yatağa yattım. Aklıma gelen fikirle sırıttım. Telefonu aldım. Açelyanın instangramına bakmaya karar verdim. Ama soyadını bilmeyince dudağımı büzdüm. Ama doruğun instangramından bulmaya karar verdim açelya diyince zaten çıkıyordu. Fotoğraflarına bakmaya başladım. Biraz açık giyiniyordu. Takip etmeye başladım. Sonra telefonu bırakıp yattım. Sabah kahkaha sesleriyle uyandım. Kalkıp banyoya gittim elimi yüzümü yıkadım. Üzerimi değiştirdim ve aşağı inmeye başladım. Aşağıya indiğimde açelyayla konuşan kişiyi gördüğümde sinir kat sayım tavan yaptı.
........
Evet arkadaşlar elimden geldiğince uzun bölüm yazdım. Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin. Hâla kitabımı merakla bekleyen okuyucularımada sevgilerimi yolluyorum. İnşallah diğer bölümü bu kadar uzun zaman beklemiyeceksiniz. Sizleri seviyorum.😙😙😙

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 28, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kolejli VeliahtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin