ŞEHADET SENİN ARKANDADIR

7 5 2
                                    


Allah'ın arslanı Hz. Ali(k.v) Uhud gazvesin­de on altı kılıç darbesi almıştı. Bu gazvede Ashâb-ı Kirâm'dan bir hayli zevat şehîd düşmüştü. Bu şerefe nail olamadığından dolayı me'yûs görünen Hazret-i Alî'ye hitaben Resûl-i Ekrem Efendimiz : "Yâ Alî, şehâdet senin arkandadır. Bunlar kan ile boyandığı zaman nasıl sabr edeceksin?" buyurarak mübarek elleriyle onun başını, sakalını okşamıştı. Hazret-i Alî de: "Yâ Resûlâ'llâh, şu buyurduğun hal benim hakkımda tahakkuk edince o, sabredilecek şeylerden delil, beşâret ve keramet sayılacak şeylerden olmuş olur." diye cevâb vermiş­tir.

Hazret-i Alî, Irak'a giderken Abdullah b. Selâm ziyaretine gelmiş, "Ya Alî.. Irak'a gitme, korkarım ki orada vücûduna bir kılıç ağzı isabet eder" demiş Hazret-i Alî de: "Evet.. Kasem ederim ki bunu bana Resûlu'llâh haber vermiştir" diye mukabelede bulunmuştu.

Ebü'l-Esved diyor ki: "Ben o gündeki gibi böyle nefsinin musâb olacağını haber veren bir muhârib görmedim."

Amr İbn-i zî-Mürr el-Hemedânî şöyle rivayet ediyor: "Hazret-i Ali Kûfe'de kılıç darbesini aldıktan sonra huzuruna girdim. Başını birşey ile sarmıştı. Dedim ki: "Yâ Emîre'l-Mü'minîn! Cerihayı bana gösterir misin? Hemen sar­gıyı açtı. Baktım. 'Birşey yok, hafif bir yaradan ibaret, dedim. Hazret-i Ali: 'Evet, sizden ayrılmaktayım, dedi. Kerimesi Ümmü Gülsüm perde arkasından ağlamaya başlamıştı. Hazret-i Ali: Kızım sükût et; eğer benim gördüğümü görecek olsan ağlamazsın, dedi. Yâ Emîre'l-Mü'minîn, ne görüyorsun? diye sordum. Buyurdu ki : "İşte bunlar melekler ile nebîler cemâati; işte bu da Muhammed salla'llâhu aleyhi ve sellem: Yâ Alî, müjde sana, teveccüh et­mekte bulunduğun hal, şu içinde bulunduğun halden daha hayırlıdır, diye bu­yuruyor."

ASR-I SAADET'TEN TABLOLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin