Abdullah bin Zübeyir (r.a)'ın kahramanlıkları sayfaları doldurur.
Bu hatırada onu Kuzey Afrika'da görüyoruz.
O sıralar bu bölge Bizans'ın sömürgeleri arasındadır ve başında genel vali Gregoryus bulunmaktadır.
Gregoryus'un emrindeki güçlerin sayısı 120 bin kişiye ulaşıyordu.Abdullah bin Sa'd bin Ebi Serh komutasındaki İslam orduları düşmanla şiddetli bir mücadeleye giriştiler. Savaş kızgın çöl sıcağında günlerce devam etti. Hergün şafakla başlayan çatışmalar güneşin kavurucu bir hale geldiği ve kimsede takat bırakmadığı öğle saatlerine kadar sürüyor, sonrasında her iki taraf ta ordugahlarına çekilip dinlenmeye geçiyordu. Gregoryus'un yanında güzelliği ve cesareti ile meşhur olan kızı da bir asker gibi çarpışıyordu.
Savaşın uzaması düşman komutanın aklına bir fikir getirdi. İslam ordusu başkomutanı Abdullah bin Sad'ı öldürene yüz bin altın verecek ve kızını kendisiyle evlendirecekti. Bu haberin yayılması Rum saflarında heyecanlanmaya sebeb olmuş ve Abdullah bin Ebi Serhi de gizlenmeye mecbur etmişti.
Hz. Osman(r.a) bir müddetten beri İslam ordusundan haber alınamaması üzerine, takviye ve bilgi amacıyla Abdullah bin Zübeyir(r.a) kumandasında bir takviye kuvvet göndermişti. Cepheye gelip durumu öğrenen Abdullah bin Zübeyir(r.a) Abdullah bin Ebi Serh'e;
-'Sen de aynı şeyi askerlerine vaad et. Gregoryus'u öldüren Müslümana yüz bin altınla onun kızını ver' dedi.
Bu teklif kabul edilip orduyu duyurulunca, gizlenme sırası Rum kumandanına geldi. Abdullah bin Zübeyir bundan sonra, bir harp taktiği olarak, güzide bir süvari birliğini savaşa sokmayarak, çadırlarda dinlendirdi. Her zamanki gibi, güneş ortalığı kavurmaya başlayıp iki ordu birbirinden ayrıldığı sırada, bu dinlenmiş kuvvet Bizans ordusunun üzerine hücum etti. Başlarında Abdullah bin Zübeyir hazretleri vardı.
Yorgun ve bitkin durumdaki Bizans ordusu bu ani saldırı karşısında tarumar oldu ve büyük kayıp verdi. Abdullah bin Zübeyir savaş meydanında Rum kumandanını öldürüp, kızını da esir aldı.
O İslam kahramanı bir kere daha büyüklüğünü gösterip vaad edilen iki mükâfatı da elinin tersiyle geri çevirdi ve şöyle dedi; "Ben dünya malı için değil, ancak dinim için cihad ettim. Ben mükâfatımı Allah'tan bekliyorum."
Daha sonra Medine'ye geri dönen İbn-i Zübeyir Müslümanların zaferini ve Cezayir bölgesinin teslim olduğunu haber verdi. Ancak kendi yaptıklarından hiç mi hiç bahsetmedi. Fakat bilahare onun bu zaferde ne kadar müessir bir âmil olduğu anlaşılmış ve herkesin gözünde kıymeti kat kat büyümüştü. Allah ondan razı olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASR-I SAADET'TEN TABLOLAR
EspiritualSelâmün Aleyküm Canlar. Bu çalışmamızda "Alemlere rahmet olarak gönderilen" Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa s.a.v'in hayatından kesitler sunacağız. Her bölümde yeni bir hikaye ile karşınızda olacağız inşallah. Hepinizin desteğini bekliyorum. Şimdiden...