31

20 4 0
                                    

[ Alec Benjamin / Lets me down slowly]

Kamp günü ~

Dayımın bize bahsettiği kamp günü gelip çatmıştı. Annemin durumunda gayet iyiydi mertte  düzelmiş eskisi gibiydi.

" Çocuklar araba sizi bekliyo"

" tamam dayı inicez şimdi" bavularımızı alıp aşağiya indik evde kalan herkesle vedalaşıp arabaya bindik.

Herkes kendi kafasına göre takılıyodu benle doğukan da konuşuyorduk

" Doğukan sigara yok dimi?"

" aa haşa sigara ne demek"

" tamam lan inandım"

" aa hiç kibar değilsin kalbim çıt  gözyaşım pıt"

" Dodo boş  yapma da bişey sorucam"

" sor bakalım"

" hangi bölümü okumak istiyosun"

" Pisikoloji çocuk gelişimi"

" Aa bende o bölümü istiyorum ama kişisel gelişim olarak"

" Çocuklarla aram iyidir o yüzden ama avukat ta olmak istiyorum kafam karışık"

" Ay düşünsene kendini o cübbeyle çoh yakışıklı olursun ki"

" sonra dodo egolu insanın böyle sevgilisi olunca üühh" uyanmıştım sanırım camadan dışarı bakmaya başladım doğukan bana sarılıp

" kızaran yanakların var ya tam ısırmalık he" diyip utancımı doble seviyeye çıkarttı yazarken böyle değildi ya.

Utancımı bastırıp şarkı dinlemeye başlamıştım doğukan kulaklığımın birini alip şarkıyı dinlemeye başladı.

Uzun bir yolculuk sona erdi demek isterdim ama bitmiyo ne varsa böyle yollar bitmiyo.

Mola yerine geldik dayım mola yerlerini önceden ayarlanmış ve ilk durağımız hediyelik eşya satan bi dükkandı.

Yaşlı bir çift işletitordu dükkanı. İçeri gülümseyerek girdik teyzede bize gülümsedi ve nasıl yardımcı olabilirim diye sordu bizde rahatınızı bozmayın biz buluruz bişiler dedik ve eşyalara bakmaya başladık.

Bi rafın önünde takılı kaldım gördüğüm bileklik çok hoşuma gitmişti ve bi çift bilekliğiydi.

Üzerinde hayat ağacı vardı bilekliği alıp kasaya geçtim ödeme işlemini hallettikten sonra Doğukana sarılarak hediyeyi verdim

" Seni seviyorum Miram ne gerek vardı ki"

," olsun tak sen onu"

" takmaz olur muyum bal"

" of sende beni tüm kahvaltılıklara benzettin he"

" sevgimin kelimesi bulunsun öyle hitap ederim aşk" yanaklarım kızarmış tı ravzanın yanına gidip ne aldığına baktım.

Bi tane kupa iki tane yüzük almış salak çağrıya evlenme teklifi edecekmiş hemde sahte yüzükle.

Dodo nun yanına gidip Mertin 5anına gidelim dedim. Mert küçük kaka 💩 şekilde yastık almış. Zaten ne beklenir mertten selin salağına bakmadan arabaya gittik arkamızdan gelip arabaya bindi. Uf ya yolda kalması gerekiyordu.

Geriye kalan yollar aynı şekilde müzik dinleyerek geçip gitti.

Akşam saatleri olmuştu kamp yeri epey sesiz ve ıssızdı.

Kamp başkanı ile odalarımız belirledik. Kızlar ikinci blok erkekler birinci blok ta kalacaklardı.

Tabiki de yalnız değildik odamızda. Dodoya, merte ve çağrıya iyi geceler dedikten sonra odamıza girdik. Hiç kimse uyumamıştı. Bilin bakalım kimi görünce sinirden gözlerim döndü.

Tabiki de Mal yavşak puşt ibne Selma. Bana mal mal bakıyordu görmezden gelip herkese merhaba dedim aynı sıcaklıkla bana ve diğerlerine merhaba dediler.

Selma hariç sevmiştim burayı.

Bölüm sonu ben bile Selma ya ve seline sövüyorum sizi düşünemem yorum ve vote lütfen 🙏

Bir kelebeğin canını yaktığınızda ertesi gün özür dileyemezsin.
            
                  Pablo Neruda

Çikolatalı Süt \Yarı Texting *DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin