İlk hikayem bu.. Beğenmenizi umut ediyorum Bir yaz akşamı kuzenim Ezgi ile beraber balkonda oturuyorduk. Her şey normaldi taaki saat 00:17 ye kadar.. Ayağı kalkıp mutfağa gittim Ezgin'in demlediği çayı bardaklarımıza koyarken bir çığlık işittik. Balkona gelip ''N'oluyor?'' dediğimde kuzenim Ezgi horlayarak gülüyordu. Hiç bir şey anlamamıştım gözlerimi karşı balkona dikene kadar.. Bir ahh sesinden sonra kafası görünen bir adam. Ayağı kalkarken eli belinde idi. Balkonun sinekliğini unutup koşarak balkona çıktığı için .. Bende ve Ezgi'de gülme krizi var bir tutarsa bilirsiniz ya.. Gülme dedikçe gülesiniz gelir öyle olmuştu bizdede...
Gülmemiz o kadar şiddetli olmuştuki ertesi gün üst komşu Kıymet teyze geldi kapıya ve bizi şikayet etti gece aşırı ses çıkardığımızı falan söylemişti. Bizde azarı, fırçayı yedik tabii.. Öğlen oldu hazırlanıp denize gidecektik. Ben hazırlandım şapkamı kafama takıp gözlüklerimi alıp paletlerimile kapıda Ezgiyi bekliyordum. 10 dakika sonra Ezgi hazır olarak karşımda dikilyordu. Sıradanlıktan uzak güzel bir şekilde hazırlanmış yine.. Her neyse dediki ''üst komşunun çocukları da bizimle gelmek istiyorlarmış çağırsak mı?'' bende tamam dedim. Onlarla beraber denize vardık. Herkes mayolarına büründü ve denize girdik. Su bulanık bir okadar da sıcaktı rahatlatıyordu insanı. Çok durmayıp güneşlenmeye gittik Ezgi ve ben konuşuyorduk...
-Ya kuzi şu fotoğrafçı cocuk çok yakışıklı giderken ordan su içelim de bende onu biraz keseyim.
-Tamam ama ben durmam fazla ona göre eve gidip yatıcam yorgunum
-Sende hep yorgunsun zaten!
Ukalaya bakın oraya gittiğime dua etmiyorda ahkam kesiyordu.. Bu kızı seviyordum biraz gıcık olsamda.. Biz güneşlenirken komşunun çocukları denizden çıkmış ve yanımıza gelmişlerdi.
-Biz eve dönüyoruz acıktık. demişlerdi
Ezgi de''biz birazdaha takılıcaz'' diyerek iletişimi kesmek istemişti.
Onlar giderken bizde gitsekmi? diye sordum Ezgi'ye
o da ''bırak gitsinler fotoğrafçı çocuğun yanına gideriz ben onu keserim sende su içersin'' dedi
Tamam demekten bir seçeneğim yoktu onun neşelenmesini istiyordum... Gittiğimizde oradaydı
-aaaaaa kuzi bak orda offf çok yakışiıklı...
-kendini kaptırma kuzi biz erkekler pek aşk aramayız onun tipide benimkine benziyor bence fazla ümit besleme
-ben ümit falan beslemiyorum sadece hoşlandım
-ozaman bunu onun karşısına geçip söylemekten niye acizsin?
-utanıyorum karşısına geçersem konuşamam ki!
-doğru kıkır kıkır gülersin..
-evet
Neyse eve vardık duşa giriyorum dedikten sonra girip duşumu aldım.Ezgi de duşunu aldı ben uzandım oda whatsapp ta takılıyordu.. Bende bir aksam Ezgi'nin kestiği hatta dik izlediği çocuğun yanina gittim yanımda Ezgi'nin kardeşi Gökçe vardı
Ben çocuğun yanına gidip Ezgi senden hoşlanıyor demeye korkuyordum bunu yaparsam Ezgi benim ağzıma sıçardı..
Gökçe'ye "sen git sen yapabilirsin." dedim oda bana pörtlek açılmış olan gözlerini dikerek "kafayımı yedin Alperen abi!" diyerek şaşkın bakışlarını fırlatıyordu ...
Biraz didişmeden sonra deli cesareti ile ikimiz birden yanına gittik. Gökçe yanımda duruyordu ondan da sadece bunu istemiştim..
-Merhaba.. Diyerek konuşmaya girdim
İlginç yeşil goz dairelerini bana dikmeye yeltenirken ismini sormamla bunu bırakıp
-Merhaba benim ismim Oğuzhan sizin nedir?
-Ben Alperen buda kuzenim Gökçe.. Diyerek direk bodoslama daldım konuş maya
"Dün öğlen burada su içerken seni dikizleyen kız varya o senden hoşlanıyor"
"Nasıl ya o kız senin sevgilin değil mi?"
Dışarıdan öyle mi görünüyorduk diye düşünmeden edemiyordum herneyse sonuçta gerçekleri öğrenmişti.. Cevap vermeyi unutup sesiz kaldığımı fark edince direk atıldım konuşmaya
"Hayır o benin amcamın kızı aramızda su sızmaz birbirimizi severiz"
"Anladım söyle kuzenine faceden istek yollasın"
-O yollamaz bilirsin kız evi naz evi ..
-Tamam tamam" diyerek tebessümlerini yüzüne yaymaya devam ederken konuşmaya atılan Gökçe idi..
"Ablamı üzeni üzerim" diyerek gülüyordu..
Aklıma Ezgi'yi aramak geldi biraz tereddüt lerle beynim kavga ediyordu.. En sonunda cesaretimi toplayıp aradım ve dedim ki..
-Şu an karşımda kim olduğunu tahmin edebilir misin?
-Bernalar mııı? Diye heyecan lar saran kuzenimi "hayır fotoğrafçı çocuk Oğuzhan" diyerek sessizliğe bırakmıştım uzun bir dalıştan sonra "dalga geçiyor olmalısın buna nasıl cesaret edebildin!?" derken telefonu Oğuzhan'ın eline tutuşturu verdim istemez bir şekilde telefonu alan Oğuzhan utangaç ses tonuna bürünerek
"Aloo" kelimesi döküldü dilinden Ezgi ise "Alperen'i verir misin?" diyerek diyaloğu sonlandırmıştı "Ya Alperen sen ciddisin ya off" demişti tatlı ses tellerini titreştirerek..
"Evet kötü mü oldu?" "eve gelde konusuruz çok heyecanlandım!"
Oğuzhana bizim şimdi gitmemiz gerek diyerek ayrildık yolda giderken Gökçe ile konuşuyor Ezgi'nin ne yapacanı tepkisini tartışıyorduk eve vardık zili caldığımda Ezgi'nin evde tek olduğu amcam ve yengemin çıkmış olduğu bariz belli idi...
İçeri girer girmez anlatın hadi çabuk triplerine girmişti anlattık...
Konuşma sonlanmadan telefonun sesi herşeyi kilitleyip hazin derinliklerine göndermişti.. Heyecanla bağıran ses tonu tabiki Ezgi'nin idi.. Ne oldu dememe gerek yok Oğuzhandan mesaj geldiği belliydi mesajı açtı ve sesli bir şekilde okumaya başladı"Arkadaşlık isteğimi kabul ettiğin için sağol bu akşam Alperen ile birlikte benim işyerine gelir misiniz?" diyordu bende "içinden ne yapmak geliyorsa onu yap" dedim oda bana boş gözlerini dikerek "sen gelmez sen olmaz herşeyi berbat ederim.. En azından bir zekilik yaparsam toparlarsın"dedi bende onu kırmmak istemiyordum "Tamam madem ben gelince rahat ediceksin tamam gelicem" Herkes telefonuna kapandı ben ve Ezgi akşamı iple cekiyorduk.. Akşam geldi çattı yola çıktık vardığımızda orada yoktu..
Meğer içeri girmiş aradık geldi..
Oturduk iskemlelerimize yabancı pop music ler eşliğinde muhabbetimize koyulduk.. Aklıma Ezgi'nin burnunu silerken çektiğim fotoğraf ı göstermek geldi açtım Ezgi baya bir morcivert olmuştu bana siyah gözlerini dikmekle meşguldü.. Ben bunu yaptığım için benden intikam alıcaktı..
Dun akşam mutfakta uyuya kalmış ve popomu kaşımıştım bu kadar acımasız olucana aklım hayalim ermemişti doğru su...
"Dün akşam Alperen yanımda uyuya kaldı mutfakta bende music falan dinliyordum uykum geldi Alperen'i uyandır maya yeltendiğimde hart hurt sesler duydum birde baktım ki eli kıçında gôtunu kaşıyordu.."
Ben cidden utanmış olucamki konuyu değiştirdiler .. Morelimin bozulması Ezgi'nin gülüşüyle düzene girdi morel eksenim.. Saat 01:02 olmuştu eve gitmemiz gerekiyordu ben hadi kalkalım demekle yetinmeyip kalktım Ezgi ise mızlana mızlana kalktı evin yolunu tuttuk gittiğimizde herkes uyumuş tu sessizce balkona geçip oturduk. Ezgi kahveleri pişirmiş geldi benim kini sade yapmıştı.. işi biliyor köpüğü boldu yine... Kahveleri tüketirken Oğuzhan ile konuşuyordu heyecan kendisini bürümüş kendinden geçmişti...
Umursamaz bir şekilde telefonun kilidini girdim bildirim vardı açtım baktım beğeni gelmiş vs iste .. Herneyse uykularımız uçup kilitli sandıklara kapanmıştı bir süreliğine...
Artık gülme krizlerimiz başlamıştı sarhoş misali... Saat 00:00 dan sonra nedense böyle oluyordu bir anlam veremesekte gerçekten keyifli dakikalardı fakat üst kattaki komşular için olmasa da ...
Umursamazca davranıyorduk açıkçası kimisinin uykusunu piç etsekte.. Bir haftalığına beraberdik bununda tadını çıkarmak gerek ... Her neyse uykularımız yine ziyarete gelmişti bu sefer geri çeviremedik yataklarımız bizi bekliyordu...Ertesi sabah erken kalktık denize gittik suya bir koşuş la daldık su biraz soğuk ama temizdi yaklaşık 1 kilometre kadar yüzdük denizden çıktık güneşlenmeden eve gittik telefonlarda takılırken sessizliğimizi bozan Ezgi bin cep telefonu olmuştu...
1 adet yeni mesaj(Oğuzhan) yazıyordu açtı ve içinden okudu bende baktım "neden bugün hiç mesaj atmadın?" yazmıştı Ezgide direk cevap vermeyi seçti elleri telefonunun üzerinde oynuyordu mesajı yazmış olacak ki music açtı milk&sugar bu şarkı bir şeyler animsatiryordu sanki hafızamı zorlarken "bu şarkı yı dun akşam Oğuzhan açmıştı" tabi ya orada otururken çalıyordu.. "Onu bırak ta ne cevap yazdın?" "Senden bekledimmmm.." yazmış... "Halâ cevap gelmedi!" diye sızlanıyordu Ezgi.. Bende motive etmek amaçlı "fotoğraf falan çekiyor olabilir kuzi bu kadar strese gerek yok" diyerek sakinleştirmeye çalıştım ama nafile...
Akşam olmasını beklerken bir yandan TV izliyor Ezgi ise kitap okuyordu ama okuduğu kitabı anladığını pek düşünmüyorum gözü hep telefonun üzerinde idi... Bende bir şey söylemiyordum... Akşam yemeğini yedik ben hazır bir şekilde Ezgi'yi bekliyordum. Arkası full dantelli gömleği altında kot mini şortunu geçirmiş geldi resmen bir meleğe benziyordu... Ayakkabılarımızı giyip evden çıktık heyencanla iş yerine gittik bu akşam Oğuzhan erken çıkıcaktı ve beraber üçümüz iskeleye gidip shezlonglara oturacaktık. Gittik onun bugün işleri biraz yoğundu..
-Hoşgeldiniz.. diyerek tebessüm eşliğinde selamladı bizi
-Hoşbulduk '' dedi Ezgi bende yüzüme masum bir gülümseme taktım ve yerime geçtim Ezgi ile beraber oturduk Oğuzhan ise fotoğraf çekiyordu orada çalışan bir kız hep Oğuzhanla konuşuyordu gülüyordu bu ilk olarak Ezgi'nin dikkatini ardından da benim dikkatimi çekmişti. Ezgi kıza ayar olduğu çok bariz di lakin yapacak bir şey yoktu aynı ortamı paylaşıyorlar nede olsa... Konuşmamızı sonlandırmamızın sebebi Oğuzhan'ın gelmesiydi oda Ezginin yanına oturdu ve ''Bu gece takılıyoruz erken çıkıcam'' dedi. Ezgi de sevinerek ''süpermişşşş'' dedi...
Biz otururken Oğuzhan da fotoğraf çekiyordu gelen müşterilerin.. Sonra vakit geldi ve dışarı çıktık...