Vier

182 12 4
                                    

"Baba," Leyla'nın yakasından çekiştirmesiyle Jan gözlerini benden bir anlığına çekti. "Leon'u ve ailesini çok sevdim."

"Hey!" Duyduğum sesle bize doğru yürüyen kadına baktım. "Siz ikiniz ne yapıyorsunuz orada? Yeni insanlarla tanışıp bana haber mi vermiyorsunuz yoksa?" Gülümseyerek yanımıza yaklaşan bu kadın tabii ki Jan'ın eşi Sophie'ydi. Yüzündeki samimi gülüşü ve kırmızı rujuyla çok güzeldi.

"Sanırım öyle yapıyorlar, ben Alessandra de Bruyne. Bu da eşim Kevin, bu da oğlumuz Lionel ama ona Leo demeni isterim."

"Öyle mi? Çocuklarımız tanışmış bile. Ben de Sophie, bu da," Jan'ı işaret etti. "Onu tanıyorsunuz zaten."

"Çok uzun zamandır hem de." Kevin ilk defa konuştuğunda Jan ile ikisinin arasındaki soğuk rüzgar hepimizi etkilemiş gibiydi.

"Benim babam futbolcu." Leyla gurur duyar gibi konuştuğunda Leo hiç istifini bozmadı.

"Biz de İngiltere'ye taşınacağız, değil mi baba?"

"Evet oğlum."

"Bildiğim kadarıyla şu an Almanya'da yaşıyorsunuz. Burada kalacak yeriniz var mı?"

"Federasyon bize yardımcı olacak."

"Öyle şey olmaz Ale, Ale diyorum ama bir sakıncası var mı?"

"Hayır, bana istediğin gibi seslen lütfen."

"Sizi çok sevdim, anlaşılan Leyla da sevdi. Bu gece bizde kalın." Göz ucuyla Kevin'a baktım. Donuk bir ifadeyle bana bakıyordu.

"Kabul et anne, kabul et! Gidelim anne. Gidelim." Leo, beni tüm gücüyle çektiğinde kafamı salladım.

"Pekala sadece bir gece."

***
Kevin'ın beni sıkıca sardığı ellerini ittim, saat sabahın üçüydü, çok sıcaktı ve Kevin beni sıkı sıkıya sarmıştı. Çok susamıştım. Ellerini yavaşça itmeye devam ettim, en sonunda o da pes etmiş olacak ki beni sarmayı bırakıp arkasını döndü. Zafer kazanmış edasıyla aşağı kata mutfağa yürüdüm. Koridorların ışığı tüm evi aydınlatıyordu. Biz Jan ile sevgiliyken ben korkuyorum diye Jan ışıkları hep açık bırakırdı. Aklıma gelen hisle iç çektim. Onunla evlenmeyi aile kırmayı düşünürken şu an bambaşka bir yerdeydim. Halimden memnundum, kocamı seviyordum ama Jan ile aynı ortamda bulunmak beni rahatsız ediyordu.

"Ale," ismimi seslenen kişiye bakmak için omuz üzerinden baktım. "Sen de mi uyuyamadın?"

"Hayır , su içip yatacağım."

"Bu kadar mı, gerçekten bu kadar mı? Benimle konuşmak istediğin hiçbir şey yok mu?"

"Yok."

"Yapma, kader yıllar sonra bizi bir araya getirdi, buradasın. Evimdesin."

"Ama kocam ve oğlumla beraber, benden uzak dur!"

"Hah," Jan alaycı bir ifadeyle konuştu. "Zamanında Kevin'a da böyle deseydin kocan ben olacaktım. Leo benim oğlum olacaktı. Bak Ale, sen korkarsın yine ışıkları bile açıp yattım."

"Umurumda değil, benden uzak ol."

"Alessandra de Bruyne, tanrı aşkına, kiminle konuşuyorsun?"

"Ah Kevin, susadım. Su almaya kalktım, Jan da su içmeye gelmiş."

"Tesadüfe bak sen!"

"Tesadüf veya değil, ne demek istiyorsun!?" Jan, Kevin kadar set bit ifadeyle konuştuğunda araya girdim.

"Lütfen beyler. Kevin lütfen aşkım, kavga çıksın istemiyorum."

"Ben de, ben de. Yoksa bu birilerinin evliliği için kötü olur. Karımdan uzak dur." Kevin tek kelime etmeden mutfaktan ayrıldığında arkasından ben de fırladım.

"Gerçekten çok susamıştım."

"Ale," Alnını alnıma yasladı. "Sana inanıyorum ve açıklama yapmana gerek duymuyorum. Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum ve yarın erkenden bu evden gidelim."

"Tamam,hadi şimdi yatağımıza geri dönelim." Kevin ani bir hamleyle beni kucağına aldığında ona uzun bir öpücük verdim. Bu adamı seviyordum ve Jan Vertonghen'ın bu mahvetmemesi için her şeyi yapmaya hazırdım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 27, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

vals. #kevindebruyneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin