Abigail

70 2 0
                                    

Odamdaki sinir bozucu saatin tepesine Öfkemi bastırırcasına vuruyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse bu sabah çok soğuk yani Bir Temmuz sabahına göre bayağı soğuk hizmetlilerin klimaları çok fazla açtığını düşünüp aldırış etmiyorum ve gardıroba doğru yürümeye başlıyorum. Sürmeli kapıyı hafifçe itiyorum ve açılıyor gardrobumun ulaşamadığım yeri olan üst kısmı sürme tekerlekli mekanizma ile aşağıya indiriyorum okul kıyafetleri m'den sarı ceket, sarı etek, beyaz tişört alıyorum. üstümü iyice giyindikten sonra aynalı konsolun önüne geliyorum. şahsen en çok önem verdiğim parfümlerinden oluşan 43 parçalık bir koleksiyonum var ve hepsi benim için çok önemli ve hepsini seçerek aldım O sebepten dolayı hiçbirini birbirinden ayırmadan herhangi bir tanesini alıyorum ve sıkıyorum ardından Saçımı tarıyorum ve salondan geçerken ablamın odasına uğramaya düşünsem de vazgeçiyorum ve salondan geçip aşağı kata iniyorum aşağıda ayan linda Beni karşılıyor. bayan sophie nin hazırladığı lezzetli ama sade kahvaltı yı yiyip mermerle yapılmış Kaldırımlar ve çevresi güllerle çevrili bahçemizden geçerken pembe gülleri budayan Eğrelti dedeye Selam verip çıkıyorum Onu küçüklüğümden beri tanırım Ama gerçek ismini bilmiyorum beni bırak Ablam ve abim de bilmiyor Yani en azından bilmediklerini zannediyorum Çünkü hiç ona ismiyle hitap etmiyorlar aslına bakılırsa evdeki kimse ona ismi ile hitap etmiyor. Bahçeden çıktıktan sonra ana kapıya doğru yürüyorum uzaktan beni görmüş olacak ki görevli Carol otomatik kapıyı açıyor. ona da kısa bir selam verip dışarı çıkıyorum. okul bize çok uzakta olmadığı için Arabayla gitmem gerekmiyor okulun önüne geldikten sonra giriş kapısına doğru 17 basamaklık kalın mermerlerden yapılmış merdivenlerden korkulukları da tutarak çıkıyorum ardından okulun giriş kapısından giriyorum ve sınıfımın bulunduğu 2. kata çıkabilmek için merdivenlere yöneliyorum 1 katın uzun koridorunu Amy görmek umuduyla yavaş yavaş yürüyorum Amy i görmek istediğim gibi görmek istemediğim kişiler de var tabii Mesela Aleksander. Aslında ondan hoşlanıyorum Evet doğru duydunuz hoşlanıyorum ama onu görmek istemiyorum çünkü ondan gözümü alamıyorum. sarı saçlı, yeşil gözlü, çok mütevazı ve efendi bir çocuk ama ona ulaşmaya çalışan tek kişi ben değilim Layla, Anais Suzi ve Mira bunlardan sadece birkaçı ama araştırmalarıma göre- ki bunu çok önemli bir hassasiyet ile araştırdım - şu an kimseyle çıkmıyor ve bu harika bir şey ama niye sevindiğimi ben de bilmiyorum çünkü onunla kimse çıkmasa da ben de çıkamayacağım sebebiyse çok açık onunla konuşmaya çekiniyorum ve utanıyorum. Sınıfa giriyorum ve çantamı bırakıp lavaboya çıkmak içi sınıf kapısından daha yeni geçmiştimki BAM Amy sırtıma atladı. Az kalsın düşüyordum ama neyseki onu taşıyabiliyorum.

"Amy, sabahın 7 sinde bu enerjiyi nereden alıyorsun"

"Bilmem ki, bence sen çok monotonsun. Her neyse çantamı bırakayımda bahçeye çıkalım. Üstelik belki Alexander oradadır ha."

Bunu fazla sesli söylüyor.
Kimsenin duymadığından emin olmak için kızarmış yanaklarla çevreme bakınırken Amy nin kolunu çimdiriyorum.

" Peki,peki sadece şaka yaptım kızım. canımı acıtmana gerek yok. "

Bu konuda şaka yapma ben bahçeye çıkıp Amy Lukayı seviyor diye bağırıp duvara "Amy kalp Luka" yazsam ne olur.

"Etlerini liğme liğme ederdim"

"o zaman sende bana yapma. Her neyse çantanı bırak bende lavaboya gidiyorum."

5 dakika sonra sınıfa geldiğimde Alexandre ın sınıfa geldiğini görüyorum ve dediğim gibi ona bakakalıyorum. O harika sarı saçları daha yeni doğan soluk güneşin altında ışıl ışıl ve gözlerinin yeşili içindeki başarı arzusu ile sizi amazon ormanlarında gibi hissettiriyor.
Neyseki Amy kolumdan beni sürüklercesine kapıya doğru ilerleyince bu durumdan kurtuluyorum.

Amy kulağıma eğilip
"Sanırım biraz kendine hakim olmalısın" diyor.
Bende onay olarak kafamı sallıyorum sınıf kapısından çıkmamız iki adım kala Alexander

"linda, dün okula gelmemiştim fizik notlarını senden alabilirmiyim" diyor.

Tabi ben söylediklerinden çok sesindeki zarafet ve gözleriyle beraber yüz hatlarına daha çok dikkat ettiğim için ne dediğini sindiremiyorum.

Amy bana tekrardan "Linda, fizik notları" dediğinde ayılıyorum ve

"Iıı.. Evet"

Dememin ardından çantama yönelip ona defterimi yeterince ona bakmamaya çalışaraktan - sanırım beceremedim-veriyorum.

"Sağol" diyor. Bende "rica ederim" manasında gözlerimi kırpıyorum ve Amy nin elini tutup kapıya yöneliyorum ama bayan Shani
biz çıkmadan sınıfa giriyor ve normalde çok iyi bir kadın olmasına rağmen derste takındığı o hırçın edebiyat hocası mimiklerini yüzüne çizip

"Evet, herkes yerine geçsin ve tabletlerinden edebiyat kitabının 163. Sayfasını açsın. Bugünkü konumuz (renklerin edebiyatta yeri) diyerek derse başlıyor.

Amy le birbirimize avel avel bakındıktan sonra aynı anda

" Sonraki teneffüs " diyerek Amy le yan yana oturduğumuz için aynı yere yöneliyoruz.

Ortaokul son sınıfız ve onunla 4 senedir arkadaşız. Aslında arkadaşlık hikayemiz basit ama dostlukla beraber bir düşmanlığında başlangıcı.

Normal şartlarda çekingen bir insanım(şah damarıma basmadığını sürece yani) ve sınıfa yeni geldiğimizde, 4 sene önce, kimseyi tanımadığım için kimseyle konuşmadan, sınıfı inceleye inceleye
İlk sıraya geçtim (o aralar inektim).

Ardından kibirli ve babası holding sahibi olan Mira- melek görünümlü şeytan - sınıfa girip sıramın önüne kadar geldi ve kıçını sola kıvırıp omzundan sarkan yeşil çantayı arkaya savurduktan sonra sertçe masaya vurdu ve

"Ne bekliyorsun, kalksana"

"Ama ilk ben geldim"

"umrumda gibimi gözüküyor"

Daha yeni geldiğim için ilk günden bir belaya sataşmak istemediğimden Mira ve arkasındaki köpeği Sally ' ye
Yer verdim. Kalkıp boş bir yer ararken tartışma sırasında, intikam almak için gözü kana bulanmış bir kan davalısı gibi gözünü kısa kısa bizi izleyen kız - Amy- kolumu tutmuş ve beni yanına oturtmuştu.

Ardından hiç bir şey demeden telefonunu kurcalamaya başladı ve bana

"Bak kızım sen karşı koymazsan o sana istediğin her şeyi yapabilir. Ama eğer karşı koyarsan senden korkar. zaten bu insanlar korkaktır onlara cesaret veren onlara boyun eğenlerdir" dedi.

Bu laf cidden hayatımda birazcık değişime sebep oldu ama birazcık. Ardından birbirimizi tanıtmaya başladık sonrası ise malum karşımda beliren bir düşman ve bir dost. Aslında Mira sade benim düşmanım da sayılmaz. O herkesin düşmanı.
O bir 3F(fitne, fesat, fücur).

4 yıl nasıl geçtiki. Ama biz birbirimize söz verdik liseyide beraber okuyacağız. Ardından üniversiteyi de.

Aradan geçen 9 ders ve Alexandre'a baka kaldığım 13 defadan sonra son ders olan coğrafya dersinin ardından okulun bitiş zili çalıyor ve okulun yorgunluğunu üzerimden atmak için akşam Amy ile bizim evde buluşmak şartı ile evin yolunu tutuyorum.

Giriş kapısından giriş kartımı geçirdikten sonra kapı açılıyor ve içeri giriyorum gül bahçesinden geçerken içeri girmiyorum ve evin yanından geçip doğruca arka bahçeye ilerliyorum.

Arka Bahçeden mutfağın kapısını açıyorum ve çantamı Lusi ye uzatıyorum

"Çantamı odama bırakırmısın"

"Tabiki efendim" diyor.

Bende kapıyı kapatıp hamağa doğru yürüyorum ve saklanması için üzerine atlıyorum aslında okuldan gelip akşama kadar bu hamakta yatmak artık bir rutin haline geldi
ama sanırım bırakmam lazım çünkü dün gördüğüm o 16 yıldız hiç hayra alamet değil. Kendi kafamda bunu canlandırmamın ardından çok beklemeden hamakta kalkıyor ve odama doğru yürümeye başlıyorum ki ne göreyim omzuna düşen kumral saçları ve üzerinde zarafetli ve ahenkli pilili beyaz elbisesi,ev içinde giydiği beyaz babeti ve kokusunu buradan alabildiğim yasemin kokusu ile televizyon izleyen ablam... Abigail.










Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 22, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yakut KırmızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin