2

93 8 16
                                    

Jimin oturduğu masadan etrafı seyrederken, aklından Taehyung'a kuracağı fantezileri düşünüyordu.
Bekletilmekten nefret ederdi, kim Park Jimin'i bekletebilirdi?
Sinirden çene hatları keskinleşmişti.
Dilini yanak içlerinde gezdiriyordu, karanlık bir görüntüsü vardı.
Üzerine giydiği beyaz gömleğin ilk üç düğmesi açıktı ve bu göğüs kaslarını ortaya koyuyordu.
Gözü saatteydi.
Tam ayaklanacağı sırada kapıdan gelen kahkaha sesi tüm mekânı süslemişti.
Kafasını çevirdiği an Taehyung'un ardından bebek yüzlü, kar tenli ve adetâ gül kırmızı dudaklarıyla dikkat çeken bir erkek geliyordu (?)
Bu Jimin'i etkisi altına almıştı, gözü hâlâ ondaydı.

-Jimin?

Aniden öksürerek toparlanmaya çalışan Jimin, Taehyung ile irisleri buluştuğunda kaşları çatılmıştı.

-Hesaplarını çok sevdiğini bir kere daha öğrendim.
Haklısın, kim galerisiyle onca insana ifşa olmak isterdi ki?

Taehyung sadece gözlerini devirmişti, çünkü Jimin'in neler yapabileceğini biliyordu.

Jimin gözlerini Jungkook'a dikti ve kollarını masayla buluşturdu.

Jungkook irkilerek Jimin ile gözlerini buluşturduğunda dudaklarında hafif bir tebessüm belirmişti.

Yanlarında hemen garson belirdi. Elleri arkasında öne eğilerek selam verdi ve isteklerini teker teker dinledi.

Havanın bunaltıcı olduğundan dondurma istemişlerdi.

-Jimin, tanıştırayım uzaktaki kuzenim jungkook.

Jimin gözlerini jungkook 'a dikti.

-Arkadaş dilsiz sanırsam?

Jungkook'un dudaklarından hafif bir kıkırtı duyuldu.

-Fazla konuşan biri değilim.

Jimin elini jungkook'a uzattı.

Jimin, Park Jimin.

Kısa süre içinde dondurmaları gelmişti.

Tae derin bir sohbet açarak, ortamdaki sıkıcı havayı dağıtmıştı.

Jimin'in gözü anlık olarak jungkook'a kaydı.

Dondurma kaşığını ince dudaklarına götürüyor, kaşığı dudaklarında sıkıştırıyordu.
Tae'nin bu denli güzel (?) kuzeni olması onu şaşırtıyordu.
Jungkook imkânsız değildi.

Aslında jimin için hiçbir şey imkânsız değildi.

you are toxic//jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin