Bana hiç doğmayan güneş kimilerinin içini ısıtırken kimininde yanan yüreği oluyor.Kimimiz güneş kimimiz dünya kimimiz ay...
Bu hayatta herkes kendini herhangi bir şeye benzetir.Benim havada uçuşan polenlerden veya ayağa takılan taştan yada bir çopten farkım yok.Yönüme kendim bile karar veremezken uçup savrulduğum bir yerde,insanların yolda yürürken sıkıntıdan veya kızgınlıktan tekmelendiğim,evlerde sabit bir kutuda sokakta ise bağımsız yerlerde debelenip duruyorum.Kısacası varolduğum halde yokluğumla hayata 1-0 önde başlıyorum...
Saat 07.00
Yeni umutsuz bir güne daha merhaba.Ne kadar zor olsa da sıcak yataktan bedenimi zorla kaldırıp banyoya ilerledim.Aynada ki halim beni hiç yanıltmadı.Mor göz altları,soluk bir ten...Elimi yüzümü yıkadıktan sonra saçlarıma şekil verip odama döndüm.Dolabıma her sabah olduğu gibi en az 15 dakika sabit bir şekilde baktıktan sonra kot pantolon ve krem rengi bir kazak giyinmeye karar verdim.Hazırlandıktan sonra odamdan çıkıp salona doğru ilerledim.Burnuma çarpan alkol kokusu miğde bulantısı yaparken babam olucak o adam yine alkole yenik düşüp sızmıştı.Umursamadan ayakkabılarımı ve montumu giyinip evden çıktım.Suratıma vuran rüzgar hayal kırıklıklarımı hatırlattı.Değişmeyen hayat döngümde işe gitmek için yola koyuldum.Daha 15 dakika vardı.Uyumsuz patronumu görmeye ve çekilmeyen müşterilere...Hayatım boyunca sevgi nedir bilmedim.Bir köle gibi doğduğum bu hayatta yaşam mücadelesine devam etmek zorundaydım.Cafeye girdiğimde sağ tarafta camın önünde oturan şapkalı ve kabanlı bir amca dışında kimse yoktu.Dışarıyı izliyordu ama sanki geçmişine dalmış gibiydi.Birden Asel'in seslenmesiyle daldığım amcadan gerçek bir o kadar da boş olan dünyaya geri döndüm.
-Günaydın Dua
Asel benim bu dünyadaki tek dostumdu.Ondan başka ne arkadaşım nede sırdaşım vardı.O benden çok fazla şanslıydı.İyi bir aile hayatı okul ve dostluklar.Ama ruhu benim gibiydi.Her zamanki gibi düz saçlarını sıkı bir at kuyruğu yapmış,gözlerinden eksik olmayan kalemini çekip gelmişti işe.Asel güzeldi,seksi ve bakımlı bir kızdı.Müşterilerin çoğu onun için gelirdi ama Asel'in umrunda değildi.Güzelliğini hiç bir zaman kullanmazdı.Ona bakmayı kesip cevap verdim.
-Günaydın Asel
-Dua iyi misin? Fazla düşüncelisin,bir sorun mu var yine?
Hayatımda sorun olmadığı gün mü vardı acaba.Sorun olarak doğmuşum resmen diye düşürken her zamanki gibi iyi düşünmeye çalıştım.
-İyiyim canım,sadece iyi uyuyamadım.
-Anladım canım, hadi işe koyulalım yoksa birazdan uyuz patronumuzdan azar işiticez
deyip mutfağa doğru ilerledi.Bende onu ardı sıra takip ettim.Önlüklerimizi giyindikten sonra verilen siparişleri müşterilere götürmeye başladık.Öğle saatlerine doğru cafe kalabalıklaştı.Asel'le yoğun bir çalışmadan sonra yorgun düşmüştük.
-Dua bu gece bizde kalsana,kız kıza dertleşiriz özledim seninle konuşmayı hem sana anlatacağım bir sürü dedikodu var.konuyu tahmin etmen tabiki zor değil.Her zaman ki gibi Emre ve yeni sevgilisi hakkında,onları ayırmalıyız plan yapıp.Lütfen lütfen lüüüütfeeennn.
Asel'i kırmak mümkün değildi.Ne zaman birşey isteme kalksa o kocaman gözlerini açıp dudağını büzerdi.Bu hali beni gülümsetirken tamam dedim.Dedim ama evdeki o babam olucak adam beni bunun için fazlasıyla cezalandırıcaktı.
Cafeyi toparladıktan sonra kapatarak Asel'lere doğru yola koyulduk.Hafif yağmur çiseliyordu.Asel'in evi cafeye 15 dakika kadar yürüme mesafesindeydi.Daha eve varmadan Asel yolda başladı konuşmaya.Bazen bu kadar konuşmayı nasıl başarabiliyordu düşünmeden edemiyordum.Fazlasıyla yorulmuştuk ama konu Emre olunca Asel durdurak bilmeden konuşuyordu.Onu tanıdığımdan beri Emre'ye aşıktı.Emre'yi onun anlattığı kadar tanıyordum tabi.Fazlasıyla çapkın bir çocuktu.Herşeye sahip olan hiç zorluk çekmeyen bir çocuktan ne olmasını bekleyebilirdim ki.Asel' bazen üzülüyordum.Çünkü fazlasıyla güzel bir kızdı ama Emre yüzünden kör olmuştu.Önündeki hiç birşeyi görmüyordu.Ona teselli veremiyordum.Çünkü aşk nedir bilmiyordum ki.Hiç bir zaman iş hayatım dışında hayatım olmadı.Tüm gün çalış ve o parayı hiç harcamadan o adamın üç kuruşluk zevkine yedir.Düşünürken Asel'lerin evine varmıştık bile.İçeri girdiğimizde Canan abla (Asel'in annesi) bizi sıcak bir gülümsemeyle karşıladı.Asel' i kucaklayıp öpmesi beni ne kadar mutlu etsede içimde buruk bir acı oluştu.Belki kendime göre arkadaşıma bencillik edip onun aile hayatını kıskanıyordum.Aile... Benden fazlasıyla uzak bir cümle.Canan ablaya selam verdikten sonra Asel'in odasına çıktık.Üzerimizi değiştirip yatağa oturduk.
-Baksana Dua hiç yakışmıyorlar.Emre bence bana daha çok yakışır.Zaten iki güne kadar bunu da bırakır.Yazık kız da sevinip sarılmış benim olana.Napıp edip onu bana aşık etmeliyim.Anlamıyorum ki Emre o kızlarda ne buluyor.Bana bakmıyor bile.Hayır yani okulda tüm gün beraberiz o kadar konuşma fırsatımız varken günaydından başka cümle kuramıyoruz.O da ayda yılda bir kere oluyor.Kızım sana diyoru
-Bilmiyorum ki yani ona daha fazla görünmeye çalış.
-Aynı sınıftayız daha ne kadar fazla görünebilirim ki?
Bu söylediği gülmeme sebep oldu.
-O zaman onunla vakit geçirmek için herhangi bir şey bul.Mesela bir proje veya bir kütüphane dersi olabilir.Yani aklımda olan bunlar yada hep dediğim gibi ondan vazgeçiceksin.Hayatta önüne bir çok fırsat çıkarken senin onları elinin tersinle itmen tuhaf Asel.
-Ben Emre'ye gerçekten aşığım Dua.Onu düşünmeden bir günüm geçmiyor.
Bir kaç saat daha konuştuktan sonra uyumaya karar verdik.Asel çok rahat uykuya dalarken ben ise hayatı bir kere daha sorguladım.Fazlasıyla karamsar hayatımı düşündükten sonra gözlerimin ağırlığına yenik düşerek uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YELKOVAN
Teen Fictionumut olmayan bir yolda zamanın ne önemi var ki? akrebin durduğu yerde yelkovanın dönmesi hangi mucizeyi ortaya koyabilir,veya kısır bir döngüye sahip dünyada ne değişebilir. geçen her gün aslında birbirinin ardı gelen kareler... zaman geçiyor,sular...