Ömrümüzün bir senesi daha gidiyor. Kabir hayatına biraz daha yaklaştık. Yeni senenin farkı sadece duvardaki takvimi değiştirmek olmamalı. Geride bıraktığımız ve bir daha ele geçiremeyeceğimiz altın değerindeki bir yılımızın muhasebesini yapmalıyız.
Yaşadığımız ve yaşayacağımız üç hayatımız vardır:
Bir dünya hayatı,
iki kabir hayatı,
üç âhıret hayatı...
Bu üç hayatın en kısa olanı hâlen yaşamakta olduğumuz, daha ne kadar yaşayacağımızın belli olmadığı dünya hayatıdır. En kıymetli olanı da budur. Çünkü üç hayatımızı buradan kazanmak zorundayız. Bunun için geride bıraktığımız bir senenin değil her saatimizin kıymetini bilmeli ve en iyi bir şekilde değerlendirmeliyiz.Geçirdiğimiz yılda iyi ve faydalı işler yaptıysak onları bu yeni yılda artırmalıyız. Hatalarımızı da tesbit etmeliyiz, onları bir daha hiç yapmamaya veya daha az yapmaya şartlanmalıyız. Yeni yıl böyle kutlanır. Yoksa içki içmek, çam devirmek, evleri "Noel Ağacı" ile süslemek çılgınlıktan başka bir şey değildir.
Hristiyanların bu tutumunu elbette yadırgamıyoruz. Bizim yadırgadığımız husus başkadır. Biz, bir taraftan Müslüman olduğunu söyleyip, diğer taraftan Hristiyanlar gibi Noel kutlayan kimsenin varlığına şaşarız!..
Her yıl, aralık ayının son haftasında,
bizimle aynı adı taşıyan birçok insanın, çocuklarının ellerinden tutarak, çarşıda pazarda çam ağacı aradığını, irili ufaklı hediye paketleri hazırladığını üzülerek görüyoruz.Cenâb-ı Hak, bizleri böyle bir tehlikeden muhafaza buyursun... Âmin!
M. Said Arvas
TÜRKİYE GAZETESİİsra suresi'nde;
"Herkes kendine uygun işi yapar." buyuruldu.Yani kişinin işi ve sözü kendinin aynasıdır.
"Allah-ü tealanın aydınlatmadığı kimseye,kimse ışık veremez."
El-Âhiru
ismi şerifini söyleyenin gönlü temizlenir.
Safaya kavuşur.
Günde yüz defa söylenirse,Allah-ü telâdan başka her şeyin sevgisi kalpten çıkar.