* Herkes seni, Allah’ını sevdiğin kadar sever. Allah’tan korktuğun kadar, senden korkarlar. Allah’a itaat ettiğin kadar, sana itaat ederler. Allahü teâlâya hizmet ettiğin kadar, sana hizmet ederler. Her işin, Onun için olsun! Yoksa, hiçbir işinin faydası olmaz. Hep kendini düşünme, Ondan gayrıya güvenme, çok ibadet etsen de, amelinle övünme!
◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎◎
Ma’lûmun olsun ki, Hak teâlâ her şeyden evvel aklı yaratmışdır. Ve ona ilm, zekâ, hulûs, doğruluk, cömerdlik, tevekkül,
korku, ümmîd hasletleri vermişdir. İşte, bu aklla müşerref olan kimseler, yaratılışlarındaki gâyeyi, ya’nî cenâb-ı Hakkın ülûhiyyet ve vahdâniyyetini tasdîk ederek, Onun rızâsına kavuşurlar.
En-Nâzi’at sûresi kırkıncı âyet-i kerîmesinde meâlen, (Cenâb-ı Hakkın
huzûrundan korkup, nefsini [gayrı meşru’] nefsânî arzûlardan
men’ eden kimselerin varacakları yer muhakkak Cennetdir) buyuruldu.Cenâb-ı Hak akldan sonra, nefsi yaratmışdır. Buna, cehl, şehvet, tama’kârlık, yalan, harîslik, gadab, zulm, murdarlık, fesâdlık ve şirk gibi aşağı duygular vermişdir.
Bundan evvelki iki âyet-i kerîmede meâlen, (Her kim benim emrimi tutmayıp nefsine uyarsa, varacağı mahal Cehennemdir) ve (Zulm edip, yalnız dünyâ hayâtını seçen kimsenin varacağı
yer, Cehennemdir) buyurulmuşdur. Şu hâle göre herkesin, aklına danışıp iş yapması îcâb eder. Şâyed aklına danışmadan iş yaparsa, nefsine uymuş olur ve nihâyet varacağı ebedî mevki’, Cehennem olmuş olur. Aklı elden bırakmayıp, nefs ve şehveti terk etmek îcâb eder. Çünki, nefs ve şehvet, insanla için en büyük düşmandır. Aklları erip tâm olarak düşünenler, Allahü teâlâya îmân
eder. Akl ile hareket etmeyip, nefsine uyanlar, her zemân dalâletdedirler ve Cenâb-ı Hakka varan yolu hiçbir zemân bulamazlar.
Aklı olup düşünmeyen ve gözü olup Hakkı görmiyenler ve kulağı olup hakîkati işitmiyenler için cenâb-ı Hak Kur’ân-ı kerîmin A’râf sûresi,yüzyetmişdokuzuncu âyetinde meâlen, (Onlar ancak
dört ayaklı hayvânlar gibidir, belki de hayvânlardan dahâ fenâdır)
buyurmakdadır. Müslimân evlâdı olup da, dâimâ nefsinin arzûsuna koşanlar da böyledir. Bunların yalnız ismi müslimândır.İslâm Ahlâkı