Min ji uykuya daldığında onu izlemeye başladım o güzel gözleri ,burnu, ağzı kisacasi herseyi ile beni etkilemeyi basarmisti. Asla onu sevmeyecegim onunla muhattap olmayacağım hatta ve hatta onu görmezden gelecektim güya ama olmadı beni kendine çekmeyi basarmisti, şimdi o bana ait onu asla kimselere vermeyeceğim. Sevgili olduğumuzdan kimsenin haberi yok suanlik ama eminim ki biz diğerlerine soylemesekte onlar anlayacaklardi, zaten min ji bicaklandigi zaman Jin hyung "Ona asiksin bunu biliyorum kardeşim boş yere inkar etme." Demişti evet dediğinde sonuna kadar haklıydı ilk başta inkar etmek istemiştim ama anlaşılan basarmamistim. Telefonuma bildirim gelince min ji uyanmasin diye hemen sessize aldım ve gelen mesajı açtım, mesaj Jimin'dendi.
"Hyung neredesin hastanenin her yerine baktık ama ortalıkta yoksun. Yoksa min ji ye birsey mi oldu?" Yazıyordu.
Hemen cevapla yazan kısma bastım ve yazmaya başladım.
"Zeki kardeşim benim min ji zaten hastanede ve bende onun yanındayım, uyandı, eğer birşey olursa ne yapacağımı biliyorsun. :)" yazıp gönderdim.
Aradan 5 dk geçti ve min ji nin kapısı açıldı , gelen hemsireydi.
"Suga bey lütfen odadan cikiniz Hastamizi muayene edeceğim ve mikrop kapma olasılığı yüksek." Diye kibarca beni kovdu, başımı salladim ve odadan çıktım. Koridorda ilk karslistigim hemsireye uzerimi nerede degistirebilirim? Diye sordum, hemsirede onu takip etmemi söyledi.
MIN JI ' DEN DEVAM
Gözlerimi açtığımda Suga yanımda yoktu, onun yerine hemşire vardı.
"Nasılsın bakalalim min ji ?" Diye güler yüzle sordu hemşire. Ben de gülümseyerek,
"Teşekkür ederim iyiyim, sadece bogazim biraz aciyor" dedim.
"Bogazinin acimasi normal canım , biliyorsun ki şah damarın dan kesildin. " dediği anda zihnimde hemen o an canlanmisti."seninle tanistigima memnun oldum cici kız ama bunu yapmak zorundayım " demiş ve cebindeki bıçağı şah damarima dayayıp bir anda kesmişti, istem dışı gözlerim doldu ve yaşlar akmaya başladı. Beni gören hemşire,
"Özür dilerim canım o anı hatırlatmak istememiştim " dedi.
Tebessüm ederek,
"Önemli değil, biliyorum o ani hatırlatmak istemediginizi" dedim.
"Tekrardan özür dilerim " dedi ve muayene edip Oda dan ayrıldı.
Tuvaletim geldiği için yataktan kalktim ve oda da bulunan tuvalete girdim. Işimi hallettim ve ellerimi yikadim, aynada yansıyan görüntüm dikkatimi çekti normalde kendime aynadan pek bakmazdim ama bu gün görüntüm dikkatimi çektiği için kendime baktım. Göz altlarim morarmış, iyice zayiflamistim, 50 kiloydum şimdi ise 40 kilo olmuştum sanırım. Saçlarım uzamisti 2 ay içerisinde omuzuma gelen saçlarım şimdi ise goguslerime kadar uzamisti, 8 yasimdayken saçlarım popoma kadar geliyordu saçlarımı çok severdim annem her gün özenle tarayıp saçlarımı orerdi, teyzem beni yanına aldığı zaman saçlarımı tarayamayacagini işlerinin arasında birde benim saclarimla ugrasamayacagini söyleyip saçlarımı omuzlarima kadar kesmişti , o gün o kadar çok aglamstim ki saçlarımı kesmesi yetmezmiş gibi birde üstüne dayak yemistim. Bende o günden sonra her saçlarım uzadiginda omuzuma kadar kestirtim. Ama şimdi ve sonrasında saçlarımı kestirmemeye karar verdim, aklıma annem gelince gözlerim doldu ve ağlamaya başladım hıçkıra hıçkıra. Onu o kadar çok seviyordum ki anlatamam hani hep derler ya kız çocukları babasına düşkün olur diye benim ki öyle değil işte ben en çok anneme duskundum, onsuz bir an bile geçirmeye dayanamazdim, bunlar aklıma geldikçe aglamam dahada siddetlendi ve hickirik seslerim tuvaleti doldurmaya başladı. Tuvaletin kapısı bir anda açılınca karşımda Suga yi gördüm, yanıma gelerek,
"Min ji sevgilim ne oldu neyin var? Bir yerin mi acıyor? " diye panikle sordu.
Aglamaktan cevap veremedim, yanıma comeldi ve beni kucağına aldı.Beni o kadar çok seviyordu ki bunu gorebiliyordum.
Aglamam sakinlesince,"S-Suga beni kimse bu k-kadar çok sevmedi. Annem hariç." Dedim ve aglamam yeniden siddetlenmeye başladı. Tuvaletten çıkardı ve beni hemen yatağa yatırdı,
"Güzelim sakin ol, ağlama ben seni herşeyden herkesden çok seviyorum, lütfen kendini üzme" dedi.
Kafamı onaylar gibi salladim, o da yanıma yattı. Saçlarımı okşadı ve ufak öpücükler bıraktı, hala akmaya devam eden gözyaşlarımı basparmagiyla sildi, yan taraftaki komodinden peçete alıp verdi. Verdiği peceteyi aldım ve tüm gücümle sildim, bu sefer yüzünü burusturmadi.
" neden yüzünü B urusturmadin?"
"Neden burusturayim senden tiksinmiyorum " dedi.
"Ama hasta olduğumda burnumu sildigim zaman bana 'igrencsin' demiştin."
"O o zamanda kaldı biz şimdiki zamandayiz. Eskileri unut." Dedi ve dudaklarima uzun bir buse kondurdu.
"Hadi uyu artık ben yanındayım"
"Ama ben uyudugum zaman gidersin"
"Hemşire geldi ve beni kovdu güzelim, keyfimden çıkmadım " dedi.
"Diğerleri nerede ?"
"Onlar az önce geldiler ama işleri olduğunu, hemen geri geleceklerini söyleyip gittiler."
"Anladim"
"Hadi sen artık uyu yarın taburcu olacaksın " dediğinde çok sevinmiştim, hizlica dudaklarını öptüm ve uykuya daldım.