Winter Tears [pcy+bbh]

iki

*Feromon; Alfa, Omega ve Vitaların duygu değişimleri sırasında vücutlarında salgıladıkları bir nevi salgı, aura. Betalar bu salgıyı üretemez. Kişiden kişiye ve türden türe de değişir. Alfalar feromonları sayesinde omega ve betaları etkileyebilir. Vita ve Omegalarda feromonlar en çok kızışma döneminde yoğun olur. Çoğu zaman kişi feromonlarını kontrol etse de kızışma döneminde kontrol etmesi zordur ve bu feromonlar alfaları saldırganlaştırır, sahiplenme ve mühürleme duygusunu tetikler.

*Kızışma dönemi: ayda bir kere omega, alfa ve vitaların girdiği bir dönemdir. Genelde birkaç gün sürer. Bu dönemde cinsel arzularını bastıramazlar. Ergenlik döneminde başlar. Bu dönemi bastırmak için omega ve vitaların bir alfaya ihtiyacı varken aynı şekilde alfaların da diğer türlerle birlikte olması dönemi atlatmalarını kolaylaştırır. Feromonlar en çok bu dönemde yoğundur.

UYARI ⚠️
Okuyupta eleştiri de olsa yorum yapmayan okuyuculara yazar tarafından zimzalabim büyüsü yapılıyor.

İKİ

Ertesi gün dersten çıktığımda yaşamsal fonksiyonlarımı hissetmiyordum. Finansal Bilgi dersinin üzerimdeki etkisi tam olarak buydu işte. Sinıftan sürüne sürüne çıkmıştım. Ders boyu uyusam bile beynim fazla yüklenmeden jöle gibi olmuştu. Kendimi ruhu çekilmiş gibi hissediyordum. Tek istediğim bir an önce eve gidip anime izlemekken çok sevgili kankam Jongin mesaj attı. Eğer çok istiyorsam ortadan kaybolmamamı beni dersten çıktıktan sonra basketbol çalıştıracağını, söylemişti. Deli gibi istiyordum. Anime izlemekten bile çok istiyordum ki ben animelere hayır diyecek kadar güçlü biri değildim. Fakat, benim kalbi yumuşacık çikolata kankamın belli ki dün ona olan yalvarışlarım ve son çare ondan yardım istemem vicdanına oturmuştu.

"Çocuk resmen beni eve bırakmayı teklif." Sehun elindeki kahve bardağını masaya bırakıp tam karşıma oturdu. "Kim tek gecelik ilişkiden sonra eve bırakmayı teklif eder ki?"

"Kibar ve centilmen insanlar." Gözlerimi devirip kahve fincanından bir yudum alırken hala kafasını masaya çarpma isteğimi durduramıyordum. Beni bu bilardo salonuna benzeyen kafeye resmen sürüklüye sürüklüye getirmişti. Hatta yarı yolda elinden kaçmaya çalışırken saçlarımı yolmuş kollarımı tırmalamıştı. Hala kollarımdaki tırnak izleri yanıyordu. Tüm bunlar yetmezmiş gibi karşımda tüm ihtişamıyla arkadaşlarıyla bilardo oynayan Park Chanyeol vardı. Tüm sebepleri siktir edin, Oh Sehun'u tam da bu yüzden öldürmek istiyordum.

"Hala mı sinirlisin be? Kötü bir şey yaptık sanki?" Teknik olarak kötü bir şey yapmamıştı, beni ölümüne nefret ettiğim Park Chanyeol ile aynı mekana sokmuştu. Neyse ki ben onu fark etsemde ondan oldukça uzak bir masaya sinmiştim. Arada bir rekabetçi feromonlarını yüzüme çarpsada o beni fark etmemiş basketbol takımından arkadaşlarıyla şakalaşıp oyun oynuyordu. Arada bir yanındaki sarışın omeganın yanağını sıkması ve flörtöz bakışlar atması da vardı. Oynak piçin tekiydi.

"Süt gibi tenim senin yüzünden çizik dolu, suratına Finansal Bilgisi kitabını fırlatmadığım için dua et." Sehun'un gözleri yavaşça masamın üstünde duran sadece okula getirip götürdüğüm 873 sayfalık kitaba kaydı. O kitap beyninin pekmezini akıtırdı.

"Hallelujah, Baekhyun eğer kafama bu kitabı yeseydim cinayete teşebbüsten hapse girerdin. Sahi kaç sayfa bu?"

"Senin kafan kadar kalın değil, korkma." Diyip güldüğümde bu sefer kitabı kafasına yemek üzere olan bendim.

"Herneyse, seni bunun için buraya öldüresiye sürüklemedim." Sehun 13. Piç bakışını atarken işlerin iyiye doğru gitmediğini anlamamam için aptal olmam lazımdı. En son bu bakışı attığında bir stripiz kulübünde hayatımız adına savaşıyorduk. "Sana manita yapacağız."