İyi okumalar.
--------------------
Blackperrie, Moonlight sohbet
Blackperrie: Tae-ah şimdi Biz...
Moonlight: Evet, Jimin-shi?
Blackperrie: Her neyse Taehyung. Önemli değildi.
Ne yapıyorsun?
Sabah apar topar çıktın..Moonlight: Babam, güzelim. Şirkete çağırmış.
Blackperrie: Anladım.
Bir daha güzelim desene|
Bir daha güze|
Bir daha|
Her neyse sonra görüşürüz, Tae-ah.Moonlight: Pekala Jiminie.. ♥️
Blackperrie: Kalbin, kalbim olsun mu?|
Kalbin, kalbim olsu|
Kalbin, kalbim|
Kalbin|
♥️. . . . . . .
Dün sabah
Şafağın kasfetli sessizliği, kuş cıvıltılarıyla karışmış daha tam aydınlanmamış gökyüzünü süsleyen ışıltılar gözlerini kamaştırmıştı. Saatin tik tak seslerinden daha hızlı atan kalbi odada duyumsadığı kokunun kime ait olduğunu ona bas bas bağırıyordu. Ensesinde hissettiği sıcak nefesle derin bir iç çekti. Yavaşça arkasındaki yüze dönüp masum bir şekilde uyuyan çocuğun bebeksi suratında gözlerini gezdirdi. Her bir ayrıntısını tekrar tekrar zihnine kazımak istercesine daha dikkatli izledi. Yüzü ona yakınlaştıkça yakınlaşıyor dün tadına doyamadığı dudaklara kendi tadını karıştırmak istiyordu. Yüzünü milim milim şiştiği her halinden belli olan yüze yaklaştırdı. Dudaklarını bir gülümseme sarmış hissettiği yoğun hisse kapılarak dolgun dudaklarını kıpkırmızı görünen et parçasına masumca dokundurup diliyle alt dudağını yalamıştı. Tadı çilek gibi olan dudak onun daha çok sırıtmasına neden olmuş yavaşça çocuğun alt dudağını dudaklarına hapsetmişti. Burnuna sürtülen burunla uyuyan çocuk aniden sırıtmış ve küçük bedeni çevirerek altına almıştı. Şoktan çıkamayan bedenin ağzından diğerinin dudaklarına hafif bir inilti geçmiş bu esmer çocuğun derince gülmesine neden olmuştu. Esmer çocuk, Utanan küçük bedenin kızaran yanaklarına güzel bir öpücük kondurup kendini onun yanına atmış ve yüzünü ona döndürerek yarattığı eseri izlemeye başlamıştı. Şokla açılmış gözler, kızarmış dudaklar ve derin derin aldığı nefeslerle bir ilah gibi görünen Park Jimin tam karşısında duruyordu. Sonunda atlattığı şoktan çıkabilmiş olacak ki Jimin esmer bedene dönüp kırpıştırdığı gözlerini, gözlerine dikti.
"Ne zamandan beri uyanıksın?"
Mahcup ve bir o kadar utangaç bir şekilde sorduğu soruyla esmer beden gülümsemiş küçüğününe yanaşarak burnuna bir öpücük kondurmuştu.
"En başından beri bebeğim."
Jimin'in hızlanan kalbi ve şokla açılmış parlayan gözleri Tae'in derin bir iç çekmesine neden oldu. Onun gerçekten çok mükemmel olduğunu düşünüyordu.
Jimin hızla yataktan kalkıp Tae'nin yüzüne bile bakmadan koşar adım odadan çıkmış ve içeriden duyulan çığlığı Tae'nin bir kahkaha patlatmasına neden olmuştu.
Tae'de yataktan kalkıp yavaş adımlarla odadan çıkmış ve mutfağa doğru adımlarını yönlendirmeye başlamıştı. Jimin muhtemelen orada değildi ama en azından yiyecek bir şeyler hazırlamaya çalışabilirdi.
Mutfağa girdiğinde dün inceleyemediği ayrıntılara göz gezdirmeye başlamıştı.
Mutfakta sarı ve mavi renkleri hakimdi. Oldukça düzenliydi ve ferah bir havası vardı. Gözlerini etraftan almadan dolaba doğru ilerlerdi ve bir çırpıda dolabı açıp ne çıkartabileceğine dair düşünmeye başladı.En son bıkıp dolapta ne bulduysa çıkartarak masaya yerleştirdi. Kahvaltıyı hazırladıktan sonra tezgaha dönüp meyve sularını bardağa koyarken belinde hissettiği kollarla derin bir iç çekip elleriyle beline sarılı elleri okşadı. Taehyung meyve sularını koyduktan sonra ikisinide eline alıp hala beline sarılan minik bedene döndü.
"Güzelim, dur da şunları da masaya koyayım."
Minik bedene yaslı iri bedeni hızlanan kalp atışlarını hissedebiliyordu. Taehyung'un büyüyen gülüşü Jimin'i de gülümsetmiş ellerini onun belinden çekip zıplaya zıplaya masaya oturmuştu. Tae yüzünü sarmış silinmeyen gülümsemesiyle elindeki bardakları masaya koyup sandalyeyi çekmişti.
Çatalını eline alıp tam ağzına bir şey atmıştı ki odayı kaplayan müzik sesiyle duraksadı. Çatalı aldığı yere geri bırakıp masadan kalktı. Tezgaha doğru ilerleyip telefonunu aldı. Gözlerini telefona düşürdüğü an kaşları çatılmış aynı anda Jimin'in de kaşları çatılmıştı.
"Alo."
Taehyung onu dikkatle izleyen bedene dönüp göz kırptı ve adımlarını hızlandırarak mutfaktan çıktı. Jimin endişe dolu bakışlarla her özelliğini bildiği adamın her adımını, her mimiğini takip etti. Onu herkesden iyi tanıyordu. Kim Taehyung'un bir iş çevirdiğini anlayacak kadar iyi tanıyordu.
Taehyung telefonu kapattıktan sonra derin bir nefes alarak yavaş adımlarla mutfağı geçmiş Jimin'e yaklaşıp yanağına küçük bir öpücük kondurmuştu. Taehyung özür dileyerek evden çıktı.
Park Jimin onu tanıdığını zannediyordu.
Kim Taehyung onun tanıdığı gibi bir insan değildi...
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.Merhabalar, umarım bölüm hoşunuza gider.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 🙏
Sizi seviyorum. Bol sağlıklı ve başarılı bir yıl geçirmeniz dileğiyle... 🤭|qweyty|
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Vminstagram*
FanfictionKim Taehyung ve Park Jimin aynı okulda okuyordu ve Park Jimin, Kim Taehyug'a aşıktı. ***** @TümhaklarıVmin'inelleşmelerindesaklıdır.