Muhtazar (Öüm kendisie hazır olan kişi) sağ tarfı üzerine kıbleye doğru dündürülür. Arkası üzerine yatırılması tercih edildi.
(Ayrıca muhtazara kelime-i) şahadet telkin edilir.Kardeşleri ve dostlarının ölmek üzre olan bir kişinin yanında şahadet kelimelerini söylemeleri vaciptir. Ona "söyle, söyle!" demezler. Peygamber (s.a.s) şöyle buyuruyor : "Son sözü 'Laailaahe illallah' olan cennete girdi."
Allah'ım Son nefesimizde şahadet kelimelerini söylemeyi bizlere ve bütün kardeşlerimize kolaylaştır. Amiin.
Muhtazar öldüğü vakit, iki çene kemiğini bağlarlar ve gözlerini kapatırlar. Kapatan kişi şöyle der :
"Allahü Tealanın ismiyle ve Rasulullah (s.a.s) in dini üzere gözlerini kapatıyorum.
Allah'ım buna işini kolay et. Kendisine ilesini asan et. Onu cemalinle mesud et. Yöneldiği alemi içerisinden çıktığı alemden kendisine daha hayırlı eyle..."
Sonra azaları uzatılır ve şismesin diye karnının üzerine demir parçası konur.
Ölü yıkanıncaya kadar yanında kuran okunmaz. yıkanmadan önce ölünün yanında Kuran okumak mekruhtur.
Defini acele yapmak müstehaptır. Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor: "Ölülerinizi acele defnedin. Eğer hayırlı ise onu varacağı yere götürmüş olursunuz. Eğer şerli ise cehennem ehlini uzaklaştırın."
Onu yıkamak istedikleri vakit tek olarak tütsülenmiş bir serir üzerine konur. Avreti örtülür. Nasıl ki diri insanın avretine bakmak haram ise, ölünün avretine bakmakta haramdır.
Elbiselerinden soyulur. Mazmaza ve istinşaksız abdest aldırılır. Şayet bulunursa sidr veya çöven otu ile kaynatılmış suyla yıkanır. Eğer bulunmazsa saf kaynatılmş suyla yıkanır. Başı ve sakalı hatmi ile yıkanır. (yıkamaya sağ tarfatan başlamak için) sol tarafı üzerine yatırılır. Su, sol tarafından teneşire değen yerine ulaşıncaya kadar yıkanır. Sonra aynı şekilde sağ tarafı üzerine yatırılır. (aynı şekide yıkanılır) Daha sonra ( kendine veya başka bir şeye) yaslandırılarak oturtulur. Karnı yavaşça mesh edilir. Şayet ondan bir şey çıkarsa çıkan yeri yıkar. Yıkamasını ve abdestini iade etmez. Bir bezle onu siler ( ve vucudunu kurular) Başına ve sakalına hanud (denilen koku) koyar. Secde azalarınada kafur koyar. Saçı ve sakalı taranmaz. Tırnak ve saçları kesilmez sünnet edilmez. Sonra onu kefenler. Erkeğin kefinde sünnet, omuzdan ayağa kadar olan bir gömlek ve tepeden ayağa kadar olan izar ve lifafe dir. Bazı müteehhir (sonradan gelen) alimle, sarığı güzel saydılar. Erkeğin kefeninde yeterli olan (kefen-i kifaye) izar ve lifafedir.
Kadının kefeninde sünnet, kadının gömleği, İzar, baş örtüsü lifafe ve göğüslerinin üzerine bağlanan bir ürtüdür. Kadının kefeninde yeterli olan izar, Baş örtüsü ve lifafe dir. Zaruret durumunda biri yeter. Zaruretsiz bir üzerine yetinilmez. (kefenin) beyez (olması) mustehabdır. Erkek ancak hali hayatında giymesinin caiz olduğu elbise ile kefenlenir (ipekle kafenlenmez) Ölü kefene girdirilmeden önce kefenler tek olarak (üç, beş, yedi) tütsülenir.
Öne lifafe sonra onun üzerine izar yayılır. Daha sonra (ölüye) Gömlek giydirilir ve izar üzerine konur. İzar(ın sağı solu üzerine gelecek şekilde) önce sol sonra sağ tarafına sarılır. Böylece hali hayatında nasıl ki giydiği elbiseni sağ tarafı sol tarafına geliyor ise ölümünde de kefenlenirken gömleğinin sağ tarfı sol tarafı üzerine gelmiş olur.
Sonra aynı şekilde lifafe sarılır. Kadın(ı kefenlemekte önce) gümlek giydirilir. Saçları gömleğinin üstünde göğüsü üzerine iki bölük yapılır. Sonra gömleğin üstünde lifafenin altında baş örtüsü giydirilir. açılmasından korkulursa kefen bağlanır.
(Kaynak : İbrahim halil İslam fıkhı (Mültega 1. cilt 289- 291. sf.)
Başka bir kaynakta Şöyle geçer :
1- Ölüm halinde olan kişiyi sağ tarafına yatırıp (Kıbleye döndürmek) Sünnettir. Çünkü Rasulullah (s.a.s) Beytullah için : "Ölü ve dirilerinizin kıblesidir." buyurmuştur. (Ebu davut)
2- (Eğer yer darlığı ve benzeri sebeplerle kıbleye döndürmek mümkün deyilse) sırt üstü yatırılıp (ayakları ve yüzü kıbleye gelecek şekilde) Başını hafif yükseltmek caizdir. Çünkü bu durum ruhun daha kolay çıkmasına sebeptir.
4- Ölü kabre yerleştirildikten sonra telkin meşrudur.
5- Ölüm halinde olan kişinin yanına akraba ve komşularının girmesi müstehaptır.
6- Hastanın yanında toplanan komşu ve akrabalarından biri Yasin sr. sini okur. bir kısım son devir alimleri Rad sr. nin okunmasını güzel göröüştür.
Ölüye yapılacak olan şeyler :
4- iki elleri iki yanlarına konur. Ellerinin göğüs üzerine konulması caiz değildir. Çünkü bu ehli kitabın uygulamasıdır.
6- Bir kimsenin ölüm haberini ilan etmekte bir beis yoktur.
Ölünün yıkanıp hazırlanması :
4- Namazın ne olduğunu anlamıyacak yaşta olan çocuğun dışındaki (bütün ölülere) ağız ve burunlarına su vermeksizin (Namazdaki abdest gibi ) abdest aldırılır. Ancak Cünüp olarak ölenlerin ağız ve burunlarına su verilir.
20 - Ölüyü öpmekte bir beis yoktur.
(Nuru'l-Misbah sf. 379-387)
Bu meseleyi paylaşmamdaki sebep çoğu insanın defin işlerindeki kaideleri bilmemesi yada yapmaması. Unutmayınki Bir kişi öldükten sonra bedenini yıkanırken görür ve yıkayıcısına beni nazikçe yıka der. Çünkü ruhu bedeninden ayrılırken zaten yeterince zorluk çekiştir.
Ölüye yapılan muamele ve kefenlenirken kullanılan kefen son derece önemlidir nede olsa öldü ne farkeder denmemli bu konuda hassa davranılmalıdır.
inşaallah kefene ve kabre girdince okunacak duaları ve cenazeyi nasıl defnetmeli meselesinide yakında paylaşacağım
İnşaallah Allah bizlere son nefeste imanla ve az arı asan ölümle can vermeyi nasip etsin.
Son sözümüz kelimei şaadet olsun inşaallah
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emri bil maruf nehyi anil münker
Non-FictionBurada gün içinde öğrendiğim bilgileri paylaşacağım geneli dini olacak Öğrendiğim şeyler İnşaallah başkalarınada faydalı olur. Hadis-i Şerife : Enes İbn-i Malik r.a'dam rivayete göre , Rasulullah s.a.s şöyle buyurmuştur ; "İyiliği emredin...