Hayat yüreğin kadar,sevilirsen renkli seversen siyah beyaz...
Yoongiyi her yerde arayan Hoseok yerini bulmuş ve defalarca kapısını çalmıştı yine de kapı açılmamıştı ne aradığı telefonlar açılıyor ne de attığı mesajlar okunuyordu...
Ama pes etmeye niyeti yoktu ve halen kapıyı çalıyordu ama bu defa kapıyı çalmak zorundaydı çünkü gidecek başka yeri yoktu.
"Yoongi hyung..."
"Hoseok,beni rahat bırak seni görmek istemiyorum!"
Sonunda Yoongi kapının arkadasından da olsa cevap vermişti.
"Yoongi lütfen,yaralıyım."
"Ben de yaralıyım hem de çok,şimdi git."
"Yoongi..."
Yoongi kısık bir sesle ismini ve ardından kapıya yığılan bir beden sesi duydu koşup baktığında gerçek anlamda yaralanmış,kanlar içinde olan Hoseok'u gördü.
Hemen onu kucağına aldı ve koltuğa yatırdı.Hoseok halsizlikten bayılmıştı ve soğuktan da buz kesmişti.Yoongi onun yaralarına pansuman yaptı güzelce yıkadı giydirdi ve kendi odasına götürüp yatırdı.
Hoseok mırıldanıyordu,dayak yediği çok belliydi hemen peluş yorgana ve yanında uzanan Yoongi'ye sarıldı. Ellerini Yoongi'nin göğsüne koydu ve iyice boynuna sokulup onu kokladı.
Yoongi hem hınzırca gülüyor hem de onu öpmemek için kendisini zor tutuyordu bu huyunu unutmuştu çünkü en son yıllar önce Hoseok şimşeklerden korkunca Yoongi'ye sarılıp onu koklamıştı.
Bir kaç saat sonra Hoseok uyandığında Yoongi mutfaktaydı ve yaptığı yemeği tabaklara koyuyordu.
"Uyanmışsın."
"Hyungiee..."
"Hoseok yavaş boğacaksın beni."
Hoseok sarıldığı kollardan çıkıp yüzünü buruşturdu.
"Ne oldu?"
"Belim ve kolum ağrıyor."
"Otur,yemek ye sonra konuşuruz."
...
"Eline sağlık hyung."
"Afiyet olsun.
Anlatmak ister misin?"
"Haklıydın."
"Ben her zaman haklıyım hangisinden bahsediyorsun?"
"Yoongi..."
"Of tamam,anlat."
"Ona ondan hoşlandığımı söyledim tabi o da benim at suratımla dalga geçti ben de üzülüp derse girmedim okul çıkışında eve giderken abisi ve arkadaşları beni gördü ve..."
"Ve seni dövdüler."
"Hyung özür dilerim sana söylediklerim için,ben sadece sevilmek istedim."
"Sen zaten seviliyorsun Hoseok,hem de çok. At suratlı filan da değilsin çok güzelsin,çok enerjiksin ve benim masum beyazımsın."
Hoseok kızardı ve gülümsedi ikisi de birbirlerine dakikalarca tatlı tatlı baktı Hoseok Yoongi'nin karşısındaki koltuktan kalkıp yanındaki koltuğa oturdu.
"Hyungie..."
Hoseok tatlı bir şekilde bakıp kafasını Yoongi'nin omzuna koydu. Kafasını kaldırınca g ve i harflerini uzatarak
"Yoonggiiiii"
dedi. Yoongi başını ona doğru çevirince de Hoseok onu kendine çekip dudaklarına minik bir öpücük bıraktı ve her zaman ki gibi utanarak odaya kaçtı.
Bu defa yoongi de utanmış ve şaşırmıştı beyazı onu hiç bir zaman öpmemişti dans etmekle ağlamak arasında gidip geliyordu.
"Beyaz yıldızlara ulaşmak için siyah geceleri görmek gerekir ve sen hoseok benim beyaz yıldızımsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black n White || Sope & Vkook & Namjin
FanficSen benim gökkuşağımın yedi rengiydin ama benim hayatımda sadece siyah ve beyaz vardı. [Texting+Düz yazı] Küfür ve cinsellik içerir. Kullanılan fanartların hiç biri bana ait değildir!