3📻

254 28 22
                                    

Ertesi gün ve sonraki hiçbir günde KyungSoo gördüklerinden söz etmedi.

Kendiliğinden belirlenmiş kurallar tıkırında işliyor ve onu anlayışlı bir ev sahibi diğerini ise iyi bir kiracı yapıyordu. Adamın hiçbir hareketinde onu bir şeye çeken bir şey yoktu. KyungSoo buna zorunluluk diyordu. Sehun'a aralarında dönen şeye benzetmeye kalksa bile asla benzemiyordu. Jongin onu hiçbir şeyden sorumlu tutmuyor fakat ilgili bakışlarını üzerinden de hiç eksik etmiyordu. Çoğu kez Mürekkep'in ne kadar sevimli olduğunu söylerken kendisine bakışlarını yakalamıştı ve bu yüreğini şaşkına çeviriyordu. Doğrudan kendisine söylese ne yapardı bilmiyordu fakat içten içe bunu hayal ediyordu.

Jongin yanaklarını okşuyor ve okşadığı yerleri öperken "Ne sevimli.." diyordu ve gözlerini araladığında Mürekkep'i öptüğü yerden onu öperken bulunca başka bir hayale daha düşüyordu. Sanki bir cevabın etrafını dolanan yanlış soruları yazıyorlardı. Cevap ortada olsa bile yanlış sorular onları cevaptan da uzaklaştırıyordu.

Dersler başlamış ve KyungSoo'nun korktuğunun aksine fakat beklediği gibi bölüm kendi dramatik dedikodusundan arınmıştı.

Bölümün panosunda uyum programında yeni başlayanlar arasında ismini görmek ise hem beklenmedik hem de hayal kırıklığıydı.

"Bu ne sikim iş bee!"

Omzuna yaslanan kolun sahibinden yayılan hoş kokular başını döndürdü, belki de eğlenen sesi..

"Sen de mi uyum programındasın Hyung? Kendi adıma sevindim. Yalnızlıktan mı yoksa sıkıntıdan mı öleceğimi düşünüyordum."

KyungSoo omzundaki ağırlığı üzerinde hayal etmemek için fakültenin önüne yapılmış havuzları düşündü, havuzlara su tüküren ve işeyen heykelleri.. sonuç etkiliydi fakat gereksiz bir gülüşe kapılmış, yanındaki adamı da şaşırtmıştı.

"Askere gidip gelince bölüme uyumsuz düşeceğimi düşünüyor olmalı yeni danışmanım."

"Yani dile kolay iki yıl geçmiş. Hem uyum dediğin de üç günlük program."

"Ama zorunlu derslerimle çakışıyor. Profesör Choi beş dakikalık devamsızlığı bile affetmiyor. Ülkemizin teknolojisi ile dünyayı fethedeceğimize inanıyor şizofren."

"Ya da idealist."

"Hayalperest desen daha gerçekçi olurdu."

"Birisine şizofren demek için yeterli donanıma sahip değilsin KyungSoo."

"Bu konuda seninle dil yarıştırmayacağım.." dediğinde durdu, onunla dil yarıştırmanın başka türlüsünü hayal etmek için ortam hiç müsait değildi. Ve beynine bu konuda artık dur demesi gerekiyordu. Her akşam, endamı gösterişli kiracısının hayali ile mastürbasyon yapmak hem kendini suçlu hem de kilitli kapısında bekleyen Mürekkep'i asabi yapıyordu.

"Danışmanımla görüşeceğim."

"Seninle geleceğim."

"Buna gerek yok. Durumu izah ettiğimde anlayacaktır."

"Olsundu. Annem elimin uğurlu olduğunu söyler. Belki elime ihtiyacın olur."

KyungSoo derince nefeslendi. O iri ellere türlü türlü ihtiyacı vardı bedeninin her yerinde. Lanetli bile olsa.

"Pekala." demesiyle Jongin'in uğurlu elleri omzunu sardı. KyungSoo bu dokunuşların altında sarhoş oluyor, göklerde yürüyor gibi hissediyordu. Asistanların bulunduğu ofisin önünde durduklarında KyungSoo kapıyı araladı. Omzundaki dokunuş çekilmişti. Bir yoklayışla Jongin'e döndü. Orada, hemen ardında güvenle gülümsüyordu. KyungSoo her şeyi bırakıp ona sarılmak istedi. Adımları beyninden sanki ayrı ve daha makul çalışıyordu. Odanın ortasına geldiğinde asistanlardan birine sessiz olmaya özen göstererek eğildi.

Işıklar gözlerinden düşse bileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin