bölüm 1

566 46 54
                                    


Dünyada her kötülük, daima cehaletten gelir. Albert Camus

Çoğu kez verilen görevi yerine getirmeyen iki aklı başında ama sorumsuz erkek çocuğu boş boş oturmuş birbirlerine bakıyorlardı. Ya da küçük olan, kendisine baktığını sanıyordu Jungwoo'nun.

"Yine neden gülüyorsun Jungwoo?"

Uzun süredir Jungwoo'nun hâli hâl değildi. Sürekli olarak gülmekte ve fazlasıyla düşünmekteydi. Küçüklükte kiliseden tanıştığı din kardeşi Renjun git gide acımaya başlamıştı ona.

Renjun kiliseye peder yardımcısı olması için henüz çok minik iken verilmişti. Jungwoo ise kimsesizdi. Kapının önüne bırakılmıştı öylece. Ortalık karışıktı kiliseye bırakıldığında, köleler krala karşı isyan çıkarmış ve kralın emri üzerine çoğu kişi ağır bir ölüme saptırılmıştı. Cenazeleri üstlenen kilise, üzerine küçük bir bebek sahiplenmişti.

Gülmesi bir anda kesildi.

"Komik. Komik olan ne biliyor musun kardeşim?"

Sonra aniden kahkaha atarak Renjun'i korkuttu.

Korkuyla kardeşine cevap verdi zavallı Renjun.

"Ben de sana onu sordum."

Hem korku hem ciddiyetle bakmasına rağmen Jungwoo yüzüne karşı gülmeyi devam ettirdi.

"Benim... sıfır eleman olmam."

Biraz daha güldükten sonra gözlerini sildi.

"Biz ne işe yarıyoruz? Kardeşimiz gitti, plan kuruyorum, planımı gerçekleştirmeyi istiyorum ve karşıma tuhaf şeyler geliyor. Aklımda bir sürü şey var ama bunu sana söyleyemiyorum. Bu arada kardeşceğizim..."

"Efendim?"

"Benim hakkımda ne düşünüyorsun?"

Renjun duraksadı.

"Bu sıralar mı?"

Jungwoo kafasını sallayınca kafasında cümleleri toparlamaya çalıştı. Kilit soru sorulmuştu.

"Sen, kardeşceğizim, senin hakkında olumlu düşünmüyorum. Kendi kendine konuşup, gülüyorsun. Hayali arkadaşımızın, öyle bir arkadaşım var mı bilmiyorum, gittiğini ve onun için sürekli plan kurduğunu ağzından kaçırıyorsun. Bugün de unutup aklındakileri demediğini söyledin. Pederin bu durumunu fark etmesinden korkuyorum."

"Pekâlâ, olumlu değil. Olur, olur. Peder duysa ne olur?"

İçeriye giren kişi ikisinin de sarsılmasına neden oldu.

"Ne duysam ne olur?"

Ayağa kalktılar. Renjun panikle başladı konuşmaya.

"Özür dileriz, bize verilen görevi yerine getirmedik. Kiliseyi süpürmedik. Bunu duymanız..."

Renjun, Jungwoo'yu susturmak istese de, Jungwoo sessiz kalmadı.

"Ben..."

Peder kaşını kaldırdı.

Renjun hüzünle arkadaşına baktı. Jungwoo'nun gitmesini istemiyordu. Her ne kadar anlam verilmez hareketleri olsa da arkadaşını akıl hastanesine tıkamak istemiyordu.

"Babacığım, kardeşceğizim anlatıyordu benim hakkımda düşüncelerini. Söyle söyle, çekinme."

Kendi elleriyle kardeşini vermek nasıl acıtıyordu kalbini Renjun'in.

ahbel âlem ● luwooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin