Δ SONSUZLUK Δ

Giriş - Bölüm 1

Öncelikle merhaba.

Bu benim ilk hikayem lütfen yorum yapın,beğenirsenizde voote  Çünkü buna ihtiyacim var bir şeyleri kurgulamak için , sizin göruşleriniz benim için çok önemli. Şimdiden teşekkürler.

Hayatım mükemmellikten ibaret değil. Sorunlu bir ailenin tipik sorunlu kızıyım. İsmim Ela ve kardeşim Aykut. 17 yaşında olmam birşeylerin farkında olmam gerektiğinin bir göstergesi mi , yoksa sorumluluk hissi miydi? Kafanızı karıştırmasam daha iyi sanki.
"Seninleyken bile bana zaman boşuna akıyor gibi geliyor , her zerreni özlüyorum ulan senin. Kokun,saçın,ellerin.. Sanki özellikle benim için yaratılmıs ve sadece bana ait bi varlık gibisin , yokluğunu düşünmek bana öylesine acı veriyor ki Ela.. " dedikten tam 16 saat 27 dakika sonra beni terk etti . Aynen diyete girip çikolatalı pasta yemek gibiydi.. Sonrası kendine acıma , kızma , zamani geri alma hissi ve en kötüsüde pişmanlık.. Sonsuz aşk diye bir şey yok. Sonsuzluğa değecek bir aşk da yoktu zaten. 2 sene 7 ay olan beraberliğimizi bitmişti Emirle. Hayır bu nasıl bişey bilmiyorum madem bitecekti neden başladık? Sonsuz bir aşk istiyorum , ozamana kadar yalnız olacağımin farkındayım hatta hiçbir zaman sonsuz bir aşkın olmayacağını da farkındayım ama bu yaşanılan şeyler bu kuralı koymama sebep.Altın kural ; -Birdaha kendimi yıpratmayacağım..
Yeni okulumun ilk günüydü.Sabah kalkar kalkmaz banyoya koşup duşa girdim. -Ne yani aşk acısı falan mı çekeceğimi sandınız- Duştan çıkıp iç çamaşır çekmeceme yöneldim siyah sütyenimi ve puantiyeli siyah kilodumu giydim veee evet en zor kısım , ben ne giyecem?? Allahım şu dolabıda bi yenilemek lazım malumunuz giyecek bir şeyim yokta. Gözüme kot gömleğimi kestirdim ve üzerime geçirdim altına yırtık blue jeandan birini tamam kıyafetler olmuştur. Sıra makyajdaydı. Öyle abartılı birşey yapmama gerek yok alttarafı okula gidiyorum canım bi eyeliner bi ruj yeterli. Tamam hazırdım. Spor ayakkabılarımı giydim ve yola koyuldum. Okula vardıgımda bu insanların gerçekten ama gerçekten gerizekalı oldukları kesin. Yani insanların bakışları veya ilgi odağı olmak bana göre değildi. Müdür odasına girdim ve sınıfımı sordum , söylediği sınıfa doğru ilerlerken listelerin olduğu bölümde ismimin olup olmadığına bakacaktım kiiii aklımın başımdan gitmesi bir oldu resmen. Mavi gözlü siyah saçlı hafif kaslı bi cisim bana doğru geldi benim ağzım tam yere düşecekken bana "Sen yeni gelen kız olmalısın , okula hoşgeldin umarım senin için güzel bir yıl olur " dedi.
Ben " Eee evvet şey inşallah olucak " diye birşey gevelemeye kalmadan yanımdan geçti gitti. Resmen yakışıklı tanımı bu çocuktan ibaret resmen.. Ay hadi hayırlısı!!
Sınıfıma geçmek için merdivenleri çiktım ve sınıf kapısını açar açmaz herkes yaptıgı işi bırakıp bana baktı. Öyle çok utandım ki bina affallamıştım gerçekten.. Gözüme kestirdiğim cam kenarının en arkasına geçtim ve oturdum. Kızlar hep bir ağızdan "galiba yeni gelen kız" "nerden gelmiş" "niye geldi bu şimdi" bu kim" diyorlardı. Ben aldırış etmedim ve dediklerini dinledim. Muhtemelen bi 5 - 6 dakika geçmedi kızlar başımda daire oluşturdular önce hepsi kendini tanıtı ve bende tanıttım. Hepsi aynıydı işte sıradan kızlar. Sonra yanıma Esra isimli bir kız geldi uzun saçlı ve çok sempatik gözüküyordu.
"Hoşgeldin , ben Esra "
"Ela , memnun oldum."
"Bende , yeni geldin sanırım , klasik olucakki okulu gezdirmemi ister misin?" bu soru karşısında nedense gülme gereği hissettim ve düşünmeden "Çok isterim Esra " diye yanıtladım. O bana şura kantin şura tuvalet diyordu ama ben uğultu duyuyordum sadece çünkü aklım o yakışıklıda kalmıştı. Kantine gectik ve masalardan birine oturduk.
"Neden geldiniz yani babanın tahini falan mı?"
"Hayır , kardeşim için. O burayı kazandı ve bizde gelmek zorunda kaldık."
"Anladım " dedi o içten gülümsemesiyle. Biz konuşurken kantinden içeri o girdi. Yakışıklı...
"O kim?"
"Bulaşma sakın."
"Çok sinir bozucu ve havalı birine benziyor ondan sordum" dedim Esraya ama bilmiyoki içim gidiyor ilk görüşten beri...
"Adı Cenk okulun en güzel ve en popüler kızıyla çikiyor Melisa , ayrıca diğer kolejden Buse,Sezen,Aslı ve de Ahuylada"
"Bak sen şu pislik playboya" dedim ve kafamdan onu çıkartmaya çalışarak. Böyle playboy tiplerle benim işim olmamalıydı. Neydi benim altın kural? Kendimizi yıpratmıyorduk...
Neyseki ders boştu çünkü gerçekten ilk gün hiç ders havamda değildim. Zil çaldı ve herkes eve gitmek için merdivenleri yardırarak iniyordu. Bende indim ve -benim aptal kafam- yukarıda sıranın altında telefonumu unuttuğumu farkettim. Hızla yukarı merdivenleri çıkarken birden bi çığlık duydum "Dur lütfen yapma!" bu sesleri göz ardı etmek istedim çünkü başımın belaya girmesini istemedim ama o içimdeki şeytan daha baskında ve bende dayanamadım ve sesin geldiği yöne doğru yol almaya başladım. Sanki o koridor yürüdükçe üstüme üstüme geliyordu. Sese yaklaştım ve sınıf kapısın aralık olduğunu gördüm ve koca bir HASSİKTİR çekmekle bayılmak bir oldu...