TEK BÖLÜM

3.1K 115 285
                                    





Tek bölümlük yeni hikayem. Ben çok değişik duygularla yazdım. Umarım beğenirsiniz.
Lütfen başlama tarihinizi yazın, yorumlarınızı bütün içtenliğimle bekliyorum.
Sevgiler...
Çok sevin ve de çok sevilin...

Keyifli okumalar...

🍀🍀🍀🍀🍀🍀




Ben Hayat...

Yaşamın uzaktan yakından ve de kıyısından geçemeyen Hayat.
Annem bu ismi bana verirken ne düşünmüştü acaba, kim bilir?
Belki de bana dair umutları, hayat dolu güzeller güzeli, bir kız olmamdı. Soyadım daha da trajikomik, en iyisi hiç söylememek.

Ben mi? Adım dışında hayatla bir alıp veremediğim hiç olmadı.
Şimdi diyeceksiniz ki sen de kimsin?
İnanın, hayatımda o kadar çok duydum ki bu soruyu, sorulduğu halde cevabı dinleme gereği bile duyulmamıştı.
"İnsanın kendini değerli hissetmesi her şeyden önemlidir" diyorlar, çok ünlü kişisel gelişim uzmanları ve bir solukta okuduğum mucizeler yaratacağına inandırdıkları içi boş balonlar, sihirli kelimeler, bunların hiç biri benim gerçeğim olmadı, bence atladıkları çok önemli duygular vardı.
İnsan en çok değer görmek isterdi, sevmekten önce sevildiğini hissetmek, bazen de sevildiği birileri tarafından, uzun uzun sarmalanmak.
Önce sen kendini sev diyenler, kendinden başka kimseyi sevme becerisi olmayanlardı. Düşünsenize şu hayatta en çok kendinizi seviyorsunuz, en güzel, en akıllı sizsiniz. Omuzlarında kocaman egolarıyla herkese tepeden bakan bir insan yığını.

Öte yandan "Bir insanı sevmekle başlar her şey" demişler, naif ruhlu insanlar. Önce kendini sevmekle değildi.

Ben mi? sakın kendimi sevmiyorum diye düşünmeyin.
Şimdi yurtta kaldığım odamda, dolabımın kapağını açmış küçük aynada yüzüme bakıyorum ve soruyorum,
"Kendini seviyor musun? Hayat"
Göz bebeklerimin içine bakıp kendime bir cevap arıyorum, görüntümü hiç bir zaman sevmedim, sevemeyeceğim de.

Aşk romanlarındaki o kadınların eşsiz güzelliği yoktu bu bedende, standartların çok çok altında bir görüntüydüm, bu bir gerçekti ve yaşadığımız bu yüzyılda büyük talihsizlikti.

Bir yerde okumuştum, " Güzellik Allah'ın referans mektubudur." diye.
Ne kadar da doğru bir sözmüş. Bütün kapılar ilk önce dış güzelliğe açılıyordu. Ve benim avuçlarıma o referans mektupu yerine, küçük silik bir not kağıdı sıkıştırılmıştı sanki.

Sofrada arta kalan küçük ekmek kırıntılar gibi hissediyordum kendimi ve insanlar kırıntıları hep sokağa silkelerdi.

Bana verilen referansı tarif edeyim size. Kıvırcık, kabarık ve şekilsiz, omuzlarımda biten saçlarım, soluk bir kahve rengine sahipti.
Üç derece numaraya yakın gözlerim ve onları kaplayan kalın, siyah çerçeveli gözlüklerim. Önden ayrık biçimsiz beyaz dişlerim, ince dudaklarımla çevrili.
Soluk tenimle birlikte hastaymışım gibi görünen cılız bedenim.
Ve yüzümde ilk göze çarpan, çenemdeki kocaman siyah ben.
Ha boyum mu? 155 cm kilom elli, inanın karnımı yeterince doyurabilseydim, belkide daha fazla olurdum.
Aslında haksızlık ediyorum, ben de özene bezene yaratılmış olmalıyım. Bu kadar çirkinlik ancak özenilerek bir bedende toplanabilirdi.

Eminim bu tariflerde o sonsuz aşkı yaşayan bir genç kızı hiç bir romanda, filmde, dizide baş rolde bulamazdınız, hatta figüranı bile yoktur, belki sadece figüranların ayak işlerine koşan biri olabilirdim.

Gelelim kimsenin görmek için bu kadar yaklaşmadığı, kahve rengi göz bebeklerimin derinliklerine inmeye. Karşımdaki aynaya iyice yaklaşıyorum, işte orda göz bebeklerimin derinliklerindeki mucizevi ışığı görebiliyorum, gerçektende içinde çok güzel bir kalp yaşatıyorsun Hayat.

BEN HAYAT (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin