İtiraf

3.2K 84 24
                                    

Tek bölümlüktür. Ceren-Nedim aşk itirafı gibi bir şey. Hikayeye göre kaza olayı daha ortaya çıkmamıştır. Lütfen bol bol yorum yapın. Açıkçası çok merak ediyorum ne düşündüğünüzü.

Keyifli okumalar,

Sevgiler herkese.


Nedim'den


"Ben âşık oldum babaanne"

"Ben, belki de en olmayacak kişiye, Nedim'e âşık oldum."

Son yarım saattir beynimde bu iki cümle yankılanıyordu. Bu iki cümle, beynimi de ruhumu da ele geçirmiş gibiydi sanki. Her bir hece, her bir harf ayrı ayrı işkence ediyordu bana. Sol göğüs kafesimi bir şey sıkıştırıyor, soluk borumda da bir kaya varmışçasına nefes alamıyor gibiydim. Sanki aynı anda hem bütün dünya üstüme çökmüş hem de üstümden büyük bir yük kalkmış gibiydi.

Yaklaşık yarım saat önce, tesadüfen duymuştum beni bu hale getiren sözleri. Şirketten eve gelmiş ve kimseye bulaşmadan odama çıkmak istemiştim. Odamın kapısının önüne geldiğimde, Neriman Hanım'ın sesini duymak sinirlerimi bozmuş, kadını kibar bir şekilde odadan kovmanın yollarını düşünerek içeri gireceğim sırada Ceren tarafından adım telaffuz edilmişti. İstemsizce olduğum yerde kalmıştım. Sonrasında da duymamam gereken şeyleri duymuştum. Yıllar önce olduğu gibi yine çok yanlış bir zamanda çok yanlış bir yerdeydim.

"Ben, belki de en olmayacak kişiye, Nedim'e âşık oldum."

Duyduklarım yüzünden beynimden tüfekle vurulmuşa dönerken, tam o sırada Ceren ile göz göze gelmiştik. Beni gördüğü anda buz kesilen ve çaresiz bir fısıltı eşliğinde adımı söyleyen kıza tek kelime edememiştim. Söylemek istediğim çok şey vardı aslında. O sözleri duyduğum anda içimde şimşekler çakmaya başlamıştı. Oysa içimdeki fırtınaya rağmen yaptığım tek şey, ağzımı açamadan oradan uzaklaşmak olmuştu.

Kendimi sahile zor atmıştım. Karanlığa bürünmüş İstanbul Boğazı'ndan esen soğuk rüzgârlar ve hafif hafif çiseleyen yağmur içimdeki yangını dindirmeye yetmiyordu. Duyduklarım ve Ceren'in çaresizlikle dolu yüz ifadesi gözümün önünden gitmezken, kalbimin hızlı hızlı çarpışı kendimi toparlamamda hiç yardımcı olmuyordu bana.

Duyduklarıma inanmam mümkün değildi. İnanamazdım. Akıllı olan bir insan, Ceren'in bana âşık olacağına ihtimal dahi vermezdi. Nitekim ben de inanmıyordum. Muhtemelen babaannesine, neden hala evli kaldığımızla ilgili açıklama yapmak için böyle bir yalan uydurmuştu.

Beynimden geçen bu ihtimallere rağmen, içimde bambaşka bir ses konuşuyordu benimle. O ses "Ceren yalan söylemiyor. Söyleyişi, bakışı yalan gibi değildi" diye acımasızca konuşarak aklımı çıldırmama neden oluyordu adeta. Resmen bir çıkmazın içerisine düşmüş vaziyetteydim. Ceren'in saçma sapan sözlerini ciddiye almamam gerekirdi. Hatta duymazdan gelip, hiçbir şey olmamış gibi odamdaki kanepede akşam yemeği vaktine kadar dinlenmem gerekiyordu. Ama ben darmadağın olmuş bir halde Ceren'den kaçmıştım. Ceren'i ciddiye almamak yerine, söylediklerinin gerçek olup olmadığı ihtimali üzerine kafa yoruyordum.

"Peki, sen ne olmasını isterdin? Ceren'in söylediklerinin gerçek mi yoksa yalan mı olmasını?"

Her şey bu soruda gizliydi aslında. Ben ne istiyordum? Neden o aptalca sözler beni bu hale getirmişti? Kalbim son sürat çarpıyor, midem boğazıma gelmiş bir haldeydi ve içimde tarifi imkânsız hisler at koşturuyordu. Ceren'in yalan söylüyor olmasını mı yoksa gerçekten bana âşık olmasını mı tercih ederdim?

Nedim-Ceren (İtiraf)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin