İtiraf (Part 2)

1.8K 83 28
                                    

Merhabalar, hikâyenin ikinci partı ile sizlerleyim. Geçen sefer çok güzel yorumlar yapmışsınız. Çok teşekkür ederim. Bu kadarını beklemiyordum. Geçen sefer cevap yazamadım yorumlarınıza. Bu sefer cevap yazacağım. Lütfen fikirlerinizi belirtin.

Dizi ile olaylar aynı gitmiyor. Ben biraz değiştirdim.

Ona göre okuyun lütfen.

Keyifli okumalar 

Bir ay sonra...

Nedim'den...

"Beni bitirdiğini, intikamını aldığını sanıyorsun ama yanılıyorsun. Daha gözünün önünde olup bitenlerden haberin yok senin. Yanındaki küçük aptalın arkandan çevirdiği işlerden..."

"Ceren'in Mümtazla aramızda geçenlerden haberi olduğunu bilmiyorsundur herhalde."

"O çok güvendiğin, başlarda yalnızca müttefik olarak yanında tuttuğun ama sonrasında âşık olmaya başladığın o küçük kız, sevgili karın başından beri sırrını biliyordu. Biliyordu ve sana söylemedi. Bildiğini senden sakladı."

Baş düşmanın Şeniz ile aramızda geçen bu konuşmanın üzerinden yaklaşık on beş dakika geçmişti. Bana on beş yıl gibi gelen yalnızca on beş dakika. Ve bu on beş dakikada, belki de hayatım boyunca çekmediğim bir acıyı çekiyordum. İhanet, aldatılmışlık ve kandırılmışlık hissi... Ve bana bu hisleri yaşatan kişi, yaklaşık altı aydır yanımda müttefikim olarak yer alan kişiydi.

Ceren...

Ceren Karaçay...

Eşim, müttefikim ve âşık olmaya başladığım kadın...

Her ne kadar son söylediğimin olmaması için elimden geleni yapsam da artık bazı şeyleri kabullenmiştim. Durumu kabullenmek hem bana acı veriyor hem üzerimden bir yük kalkmış gibi hissettiriyordu. Ancak şu da vardı ki kabullendiğim durum yüzünden şu anda daha fazla acı çekiyordum. Zaten âşık olmamam gereken bir kadına âşık olmaya başlamışken, bir de âşık olmaya başladığım kadın tarafından kandırılmıştım. Ve bunu bizzat baş düşmanımdan öğrenmiştim.

Bir ay boyunca çok şey olmuştu. Nihayet intikam planımda önemli bir adım atmış ve kaza olayının herkes tarafından öğrenilmesini sağlamıştım. Terapistim psikodrama yöntemi ile kaza anını canlandırmayı teklif etmiş, ben de anında kabul etmiştim. Artık herkesin her şeyi öğrenme zamanı gelmişti çünkü. Nitekim öğrenilmişti de. Ancak hiçbir şey istediğim gibi olmamıştı. Cenk'in intihara kalkışması asla istediğim bir şey değildi. Evet, ona öfkeliydim, kızgındım, kırgındım ama şunu fark etmiştim ki ne olursa olsun Cenk'ten nefret etmiyordum ben. Ölmesinden korkmuştum. Onun için ağlamış, o yaşasın diye dua etmiştim. Nitekim Cenk kurtulmuştu.

Cenkle birlikte Şeniz'in yaptıkları da ortaya çıkmıştı. Ve amcam Şeniz'i evden atmış, bütün mal varlığına el koymuş ve boşanma davası açmıştı. Her ne kadar oğlunu kaybetme korkusu yaşamış olsa da Cenk'i de affetmiş değildi. Şeniz'in yaptıklarını bilip de sustuğu için Cenk'in de yüzüne bakmıyordu. Nitekim ne Cenk ne de Şeniz şimdi konakta değillerdi. Cenk için üzülsem de Şeniz için aynı şeyi söyleyemeyecektim.

Bütün bu olup bitenlere rağmen Şeniz durmuyordu. Savaşmaya, çırpınmaya devam ediyordu. Bugün beni aramış, benimle görüşmek istemişti. Başta kabul etmesem de sonrasında ısrarı yüzünden gitmek zorunda kalmıştım.

Onu karşımda yıkılmış ve tükenmiş bir halde beklerken, o bütün pişkinliği ile karşımdaydı. Kendinden emin ve ukala tavırlarına başta anlam veremesem de sonrasında söyledikleri yüzünden bütün galaksinin üzerime yıkıldığını hissetmiştim.

Nedim-Ceren (İtiraf)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin