FİNAL

228 16 11
                                    

Öğlen ezanı okunurken ikisi de Amber'in hem kendi içindeki savaşından hem de öğrendiklerinden bitkin düşmüş bir halde, sırtlarını koltuğa dayamış denizi izliyorlardı. Birbirleriyle konuşmaya artık mecali kalmamıştı ikisinin de. Ezan biterken sehpanın üzerinde Amber'in telefonu çalmaya başladı. Solgun ve titrek parmaklarıyla telefona uzandı ve açıp kulağına götürdü.

"Günaydın," dedi avukatı.

Amber gözünü ovuştururken "Günaydın," diye karşılık verdi.

"Tüm evrakları tamamladım, birkaç saat içerisinde gözaltına alınacak. Onu haber vermek istedim," dediğinde Amber oturduğu yerden kalktı.

"Ben de geleceğim, adresini bana da atarsanız sevinirim," dedikten sonra telefonu kapatıp ikisinin meraklı bakışlarına aldırmadan eski odasına gidip bornozunu ve havlusunu alıp banyoya yöneldi.

Banyoya girecekken Meral "Ne oluyor?" diye sorduğunda bu kez Amber gerçekten gülümsedi.

"Gün geldi," dedi ve kısa bir duş alıp saçlarını yarım yamalak kuruttuktan sonra üzerini giyinip arabasına bindi ve adrese doğru arabayı sürdü. Elleri titriyordu. Bedeni hiçbir zaman strese ayak uyduramamıştı. Hele ki bu adamın yarattığı stres öylesine güçlüydü ki bebeği bile dayanamamıştı. 

Adrese geldiğinde polis ekipleri ve avukatı da oradaydı. Arabasından indikten sonra onlara kendisinin onu karşılamak istediğini söyleyerek birlikte dairesinin olduğu kata çıktılar. Uzun uzadıya düşünmek, kafa yormak istemiyordu. Zile bastı ve bir adım geri çekilip bekledi. Kanı damarlarında buz kesmiş, kalp atışları git gide yavaşlamıştı. Polislerden birisi solunda duruyor, diğerleri ise merdivende bekliyordu. İkinci kez bastıktan sonra ayak seslerini duydu. Elinden gelseydi eğer ya da onun kadar merhametsiz olmayı başarabilseydi onu ağır ağır öldürürdü. 

Kapı aralandığında karşısında o adam uykulu bir suratla ona bakıyordu. Karşısındakinin Amber olduğunu gördüğünde gözleri büyüdü ve yüzüne büyük bir gülümseme kondu "Bana kızmadığını biliyordum," dedi.

Amber her ihtimale karşı bir adım geri atmak istese de kendini çivi gibi yere sabitledi "Bana yaptığın şeyden sonra, sana kızmayacağımı nasıl düşünürsün?" diye sordu Amber buz gibi sesiyle.

"Senin de istediğini düşündüm," diyerek kendini savunmak istese de Amber'in buna inanmayacağının farkındaydı. Bunu o gece de söylemişti ancak Amber mutfaktan kaptığı bıçakla onu bağırarak tehditler savurarak evden atmıştı. O gece ona sahip olabilmesinin tek sebebi onu bağlamış olmasıydı. Kitaplarını okumuştu ve o kadının neler yapabileceğini biliyordu bu yüzden kaçmasın diye her şeyi yapmıştı.

"İstemedim," dedi Amber.

Başını öne eğerek "İstemedin ama ben de pişman olmadım. Yine olsa yine yapardım, Amber. Kimse seni benim gibi sevemez," dediğinde evinden dışarı bir adım atmıştı ve attığı adımla birlikte suratına çevrilen namluları görmüştü. Polisler etrafını sarmış, o daha kılını kıpırdatamadan kıskıvrak yakalanmıştı. Amber ifadesiz bir suratla adamın onu sevdiğini bağırmasını dinlemişti. Yutkundu ve bakışlarını önüne çevirdiğinde evinin duvarlarındaki fotoğrafları, kağıtları fark etti. İçeriyi incelemek için giren polis memuruyla içeri girdiğinde küçük dairesindeki duvarlarda kendi fotoğraflarını, ona benzeyen çizimlerini ve kitaplarından alıntı cümleleri görmüştü. Sildiği fotoğraflar, haberi olmadan çekilen fotoğraflar, karakterlerinin kıyafetleriyle birlikte tasarlanmış ona benzeyen yüzlerin arasında olmak karnına ağrılar sokuyordu. Arkasına bile bakmadan daireden çıktı ve merdivenleri koşarak inip kendini sokağa attığında avukatı zafer kazanmış gibi gururla onu karşıladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 16, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BENİM BOŞLUĞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin