06

122 10 0
                                    

Esra heyecanla kıpırdanırken Berna "Aç mısınız? Bir şeyler hazırlamamı ister misiniz?" diye sordu.

Amber çabucak "Çok teşekkürler, ben aç değilim," dedi.

Kutay hemen arkasından onun sözlerini kurutarak "On ikide yaptığımız kahvaltıdan beri bir şey yemedik," dedi.

Berna telaşla "Açlıktan ölüyor olmalısınız, çabucak bir şeyler hazırlıyorum," diyerek telaşla yerinden kalkıp mutfağa girdi.

"Çok zayıfsın, yani fotoğraflarda ve videolarda gördüğümden çok çok zayıfsın," dedi Esra.

Amber "Bir tür rahatsızlık diyelim biz buna," dedi.

"Anlıyorum, geçmiş olsun," dedi ve kıvranışına bir son vermek adına dişlediğin dudaklarını serbest bırakıp "Acaba size kitapları hemen şimdi imzalatsam çok mu kaba olur?"

Daha cümlesini bitirmeden Kutay sertçe ancak yine de naif baba şefkatiyle "Esra, misafirimiz yol yorgunu. Bir yere kaçtığı da yok," dedi.

Amber alayla güldü "Ben L. V. Amber'im, varlığımla yokluğum bir," dedi Kutay'a kitaben. Hemen arkasından Esra'ya dönerek "Kitapları getirmekle uğraşma, çok ağır olmalılar. Birlikte kitaplarına gidelim," dediğinde Esra hızlıca ayağa kalktı ve Amber'in elinden tutarak onu odasına kadar çekti.

Odasında, yatağının üzerinde iki uzun raf vardı. Amber'in kitapları tamamen ayrı bir köşede, çalışma masasının üzerinde çeşitli oyuncak şirketleri tarafından çıkarılmış karakter çalışmalarıyla birlikte özenle süslenmiş halde onu bekliyordu. Esra tekerlekli sandalyenin üzerine çıkmaya yeltenecekken Amber onu durdurdu.

"Tehlikeden sakın," dedi ve parmak uçlarına yükselip uzun boyunun faydalarını kullanarak kitapları teker teker indirip sandalyeye oturdu ve hepsini özenle Esra'nın isteği üzerine ailesi adına imzaladı.

"En sevdiğin karakter hangisi?" diye sordu Esra, Amber son kitabı imzalarken.

Amber dudaklarını birbirine bastırarak imzayı bitirip kitabı kapattı ve karakterlerini gözden geçirdi "Hepsini eşit derecede seviyorum," dedi.

"C12'yle Rossie'yi eşit derecede sevdiğini düşünmüyorum," dedi Esra.

"Neden?"

"Çünkü C12 vahşice öldürüldü. İçlerinden birisi favori karakterin olmalı. Hangisi?"

Amber arkasına yaslanarak gözlerini tavana dikip birkaç dakika düşündü ve hemen arkasından "Diplomat Güvercin," dedi.

"Neden?" diye sordu. İstediği cevabı alamamıştı.

"Asla nesnel Esrahlar kullanmadı. En iyi mermisi sözleri, en keskin kılıcı diliydi. Birisini yenecekse diliyle yendi, kazancaksa da diliyle kazandı," dedi.

Esra dudaklarını büktü "Öyle insanlar var mı?" diye sordu.

Amber'in dudakları düz bir çizgi halini almıştı bu kez. Diplomat Güvercin tamamen Kutay ve Amber'in birleşiminden oluşan törpülenmiş bir karakterdi "Parça parça etrafımızda var. Peki, senin en sevdiğin karakter hangisi?" diye sordu.

Esra hiç düşünmeden "Kırmızı," dedi. Amber neden Kırmızı'yı seçtiğini biliyordu ancak "Neden Kırmızı?" diye sordu.

"Çünkü çok iyi savaşıyor. Çok yakışıklı ve çok zeki, tıpkı babam gibi," dediğinde Amber bu kez kendini tutamayarak daha geniş gülümsedi. Babasını kendi kitaplarının içinde görmüştü ancak hayal dünyası daha baskın olduğundan onu Kırmızı olarak hayal etmişti. Kırmızı'nın aslında onunla alakası yoktu. Kendi babasıydı, Kırmızı. Hem kendi babasıydı hem de değildi. Okuyan birçok kişi orada babasını görebilirdi ancak Kırmızı hem onların babalarının özelliklerini taşıyor hem de hiçbirine benzemiyordu.

BENİM BOŞLUĞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin