Herkes bir gün öldürür sevdiğini demiş ramiz dayıcım ve bende diyorumki eyşanlar ölmez ahahah
Güne tabikide ezel izleyerek başladım bence bütün diziler boş çar ezel ve kuzey güneyin yanında
Şimdiki diziler ne olmuş öyle yok yaz aşkı işte iş aşkı bok aşkı aşktan kör oldu gözlerimiz ya salın bizi salın
Telefonum çalmaya başladığında gereksiz ve bir o kadar mantıklı düşüncelerimden arındım
Arayan kişi tabikide gizemalıydı ah hemen cevap veriyimde kudurmasın
"Efendim güzelim"
"Kalk kapının önünde seni bekliyoruz camış gibi yatıyorsun hep "
İçimden bir ya sabır çekerek çemkirdim gizeme
"Kes be benim güzellik uykuma camış diyemezsin seni bok çuvalı "
"Ahahah hadi in yıldırım öf pöf diyor çekemiyeceğim "
Telefonu yüzüne kapayıp yatağımdan kalktım ve dolabıma ilerledim kapağını açıp elime ne geldiyse üstüme geçirdim
Makyaj masamın önüne geçip rimel ve rujumu sürdüm parfümümdende biraz sıkıp çantamı aldım ve odadan çıktım
Merdivenlerden acelece inerken birine çarptım ve dengemi kaybedip amel defterimi kapatacakken güçlü kollar beni tuttu
Bilin bakalım kim ?
Tabikide salak özgürdü"Nereye böyle " dedi üzerime bakıp
Bende onun gibi üzerime baktığımda siyah mini bir gündelik elbise giyinmiştim ne varki bunda cahil"Gizemler kapıda bekliyor gitsem iyi olur " diyerek yanından ayrılacakken sıkıca tuttu kolumu
"Bu gizemi aklım hiç kesmiyor inşallah bir bokun çıkmaz " dediğinde içimden bir sabır çekip kolumu çekip yanından ayrıldım
Kapıya ulaştığımda pudra tüylü terliklerimi giyinip çıktım
Çıktığım gibi direk önümdeydi araba hızlı adımlarla arabaya ilerleyip kapıyı açıp arkaya attım kendimi
Herkesin gözü bana dönmüştü 'ne' gibisinden başımı salladım
"Aşkım neyin var yüzün sapsarı olmuş "dedi gizem
Elimle saçlarımı düzenleyip küçük bir gülümseme gönderdim ve "hiç birşeyim yok özgür bokunu biliyorsunuz sabah sabah onunla karşılaşmak midemi bulandırıyor "
Dediğimde onur hayvan gibi kahkaha attıElini omzuma atıp "ay aren ya evinde ultra yakışıklı bir adam var ve bu senin midenimi bulandırıyor ahaha hiç gülesim yoktu " kaşlarımı çatarak dil çıkardım
"Yakışıklı olsa ne yazar adam olamadıktan sonra " dediğimde onurla yumruk tokuşturmamız ve gizemin 'işte bu kral' bakışlarıyla ufak bir yükseliş yaşadım ama 3 4 saniye sürdü yıldırım sayesinde
"Konumuz özgür falan değil nereye gidelim söyleyin " dediğinde hepimiz ses tonundaki aşırı siniri farkedince yerimize sindik
"Götür bizi gittiğin yere baba " demişti onur
Dayak istiyor bu çocuk cidden adamın sinirini görüyorsun dediğinde lafmı şimdi be
"Onur bir daha konuşursan atarım seni uçurumdan aşağı görürsün gittiğin yeri "
Bu sözden sonra onura baktığımda yüzü düşmüştü ve kaşları çatıktı elimi yanağını koyup gözlerimi iki üç kere kırptım 'sakin ol' deme şeklimdi bu benim