se(n)ssizlik ',taegguk',

...s...

taehyung:

ne yaptım ben sana?

jeongguk:

bi de soruyor musun o.ç
o iğrenç videoyu sana da atayım mı?
belki o zaman beni rahat bırakır
ve şerefsizliğini daha iyi anlarsın

taehyung:

çok kırıcı oluyorsun jeongguk,
ayrıca ne videosu?

jeongguk:

(bir video gönderdi)

bana bunu nasıl yaptın?

taehyung:

jeongguk arıyorum ve açıyorsun!

taehyung kişisi sizi sesli arıyor

kabul et/reddet

arama reddedildi.

taehyung:

yalvarıyorum
aç

taehyung kişisi sizi sesli arıyor

kabul et/reddet

"sevgilim?"

taehyung ağlıyor ve hiç durmadan hıçkırıyordu. jeongguk'un ise ondan tek farkı sessizce ağlıyordu.
kendini dizginledi ve
sanki az önce o ağlamıyormuş gibi
cevapladı taehyung'u.

"bana sevgilim deme, tek taraflı sevgili olunmaz."

taehyung her bir kelimeyle yıkılırken soğuk içine
işliyor ve onu daha da mahfediyordu.

"yapma bunu bana yalvarırım. oradaki ben değilim."

jeongguk histerik bir kahkaha attı.

"sana mı inanayım gözlerime mi?"

taehyung hiç tereddütsüz cevap verdi.

"bana! bana inan jeongguk, yalvarırım."

jeongguk hıçkırıklarını yuttu.

"tek bir şey sorucam."

taehyung sustu.

"onda bulup bende bulamadığın ne vardı? çok mu çirkinim veya o mu çok güzel?"

taehyung derin bir nefes aldı. hayatında
en sevmediği şey iftiraydı ve bunu
şuan en değerlisi yapıyordu.

"gerçekten bana inanmayıp o videoya mı inanıyorsun? ben eşcinselim eşcinsel! ne işim var bi kızın götünü sikmekle?! ben bu muyum ya senin gözünde? şerefsizin teki mi? bu muyum yani?
bana biçtiğin kalıp bu mu? şerefsiz itin teki! bunu mu hak ediyorum ben!"

jeongguk dudaklarını ısırmaktan
kanamış ve gözleri ağlamaktan kızarmıştı.

"bana bağırma!"

taehyung tekrar derin bir nefes aldı.

"bebeğim, bak orada ki ben değilim. yalvarırım inan bana. yemin ederim o ben değilim."

jeongguk telefonu kapatıp yanındaki koltuğa fırlattı.
taehyung'sa öylece yüzüne kapanan telefona baktı. sinirle ellerini saçına attı ve karıştırdı.

arkasındaki son model arabasına binip jeongguk'un evine doğru sürdü.
kapısına gelince hızlıca vurdu kapıya.

jeongguk yerinden kalkıp kapıya koştu ve açtı. karşısında taehyung'u görünce şaşırdı.

"t-taehyung?"

taehyung burukça gülümsedi.

"girebilir miyim?"

jeongguk'un tekrar gözleri dolarken kapıyı biraz daha açtı ve içeri geçti.

taehyung da içeri geçmiş ve kapıyı kapatmıştı.

"jeongguk,"

jeongguk'un önünde eğilmiş ve minik olan ellerini elleri arasına almıştı.

"sana yemin ederim, o ben değilim."

jeongguk inanmak istiyordu ama bir türlü gitmiyordu o görüntüler gözünün önünden. hele ki bu videoyu ona bogum göndermişti. onu hiç sevmese bile bir kez olsun yalan söylediğini görmemişti.

"inanmam için bir kanıt göster bana taehyung, inanmam için tek bir kanıt göster bana. orada ki sensin, bariz belli."

taehyung'un gözleri dolarken kendisine inanmaması, bu iğrenç bir şeydi.

"git taehyung, git."