Kaptan Levi=yüzbaşı Levi
Levi yüzünüze baktı ve "gerçekten mi?" dedi. "Bu kadar önemli olan neydi?" dedin ve gömleğinin diğer yarısını kapattin. "Daha sonra yanıma gel, o kadar da önemli değildi." Levi' ye baktın ve yanına gittin "eğer bir şey varsa şimdi söyleyin." Giyindikten sonra yanına gitmeye yüzünüz olmazdı, hele kaptan sizi bu halde görmüşken. "Sadece, bunu atında unuttuğun söyleyecektim. Bugün iyi iş çıkardın." Levi çantanı verdi ve "bu kokuyu nerden aldın?" (Duş jelinin o dönemde olmasını beklemiyordunuz umarım, güzel kokulu yağlar ve sanırım kalıp sabun.) Siz yağ karışımını gosterdiniz. Nane yaprakları ve gül yağı. Kaptan Levi ye cam şişeyi uzattınız. "Bunu alıyorum." Şişeyi aldı. LAN BUNUN NE KADAR PAHALI OLDUĞUNU BILIYOR MU? Bunu wall Sina dan almıştın. Hemen kaptanın elinden şişeyi aldınız ve "birazini verebilirim, hepsini değil." Kaptan Levi' nın kaldığı yer buraya yakındı. "Kullandıktan sonra geri getiririm." dedi sakince. Kaptan bakıp "ama bu kız-" Size "biraz baharatlı koku karıştırınca erkekler-" "tamam." Kaptan bir an şaşırdı,fakat sizi süzdükten sonra odadan çıktı.
Birkaç saat sonra kaptan dönmeyince evine gitmeyi düşündünüz, zaten kaldığınız yerler yakındı. Wall Sina ya kolay kolay girilseydi oraya gitmezdiniz. Ayrıca, artık keşif grubunun uyesiydiniz. Artık oraya giremeyecektiniz. Ailenin Size aldığı bu pahalı hediyeyi tekrar alamayacaktiniz. Kaptan Levi'nın evine gittiniz ve kapıyı çaldınız. "Kimsin?" "Ben, (s/a) (ss/a)" "tam zamanında geldin, girdikten sonra kapıyı kapat. Birazdan yanına geleceğim. Mutfaktan kahve alabilirsin." Mutfaktan kahve aldın. İçeriye göz gezdirince ne kadar temiz olduğunu fark ettin. Bunun için çok dikkatli davrandın. "Tch. Lanet olsun." "Bir sey mi oldu yüzbaşı?" "Bana havlu getir." "nerede?" "kapıdaki dolapta alt rafta." alt rafta bir havlu aldın ve yuzbasi Levi' ye götürdün. "Kaptan Levi?" Kapıyı tıklatın. Kapı biraz aralandı ve dışarı çıkan ele havluyu verdin. Kaptan dışarı çıktı. Üzerinde sadece sizin verdiğiniz havlu vardı. Utandin ve yüzünü çevirdin. Yuzbasi guldu ve "senin evindeyken utanmamıştın, al." Sana bir kısmı boşalmış yağ şişesini uzattı. Bu arada, şu an üstünde (senin üstünde) siyah uzun etek ve bordo gömlek vardı. (O zamanlarda sivil kadınlar etek giyiyor.) Kaptan odasına gitti. 'çok güzel kokuyorrr' Bir süre sonra beyaz gömlek ve kahverengi pantolonla dışarı çıktı. "Yağ için teşekkür ederim." "Çok...etkilendim...bu...koku..." kısık sesle mırıldanmıştın. Oda tamamen sessiz olduğu için kaptan Levi seni duymuştu. Sana yaklaştı ve "sana demiştim." Birden kafanı kaldırdın ama sonra ne dediğini anladın ve utancından başını tekrar eğdin. Kaptan kararsız bakıyordu. Daha sonra "gidebilirsin." dedi.
*2 ay sonra*
Artık patates kız, connie ve diğerleriyle arkadaştın. 2 ay içinde 2 keşife daha katılmıştın. Şu ana kadar 6 dev öldürmüş, 18 inin öldürülmesine yardımcı olmuştun. Az sonra 4. Keşif ine katılacaktın.
...
Keşif te 1 tane 9 metrelik öldürdün.
...
Wall Rose'a döndüğünde evine gittin. Sasha geldi ve "Kaptan Levi seni çağırıyor." Dedi.
... (biliyorum, çok fazla zaman
atlaması var)
Levi'nın ofisine gittin. "Beni mi çağırdınız?" Çok sinirliydi, sanırım planda birseyler ters gitmişti. "Evet, sen orada ne yaptığını sanıyordun!" Öfkeyle bağırdı, lanet olsun,yine ne yapmıştım? "Orada o devi öldürmen gerekiyordu! Niçin bekledin?" Sanırım bana doğru koşan 4 ayaklı anormal den bahsediyordu. O dev 2 arkadaşımı yemişti ve çok iyi bir biçimde zıplayarak bir süre yoluna devam etmişti daha sonra kaptan onu öldürmüştü. Ben o sırada yanlış atış yapıp yerde sürüklenmiştim. Tabii kaptan bunu görmediyse... ama deve en yakın olan bendim. "Yerde sürüklendim, hedefi ıskaladım. Özür dilerim, daha dikkatli olacağım." Kolunda hala büyük bir acı vardı. Ayrıca belinin sol tarafında morluk vardı. Kaptan sana yaklaştı ve "çıkar şunu." Dedi. "Eğer sen yapmasa ben yapacağım!" 30 saniye boyunca şoktan kıpırdayamadın. Kaptan seni sağ bileğinden tuttu ve koltuğun üstüne koydu, daha sonra gömleğini çekti, böylece gömleğinin tüm düğmeleri kopmuş oldu. Beline baktı ve "neden söylemedin?" dedi. Ayrıca birtek bana bu kadar sinirli olmadığı belliydi. İnsanların isimlerini söylüyor ve küfür ediyordu. "Tch, ben bunu sarana kadar bekle." Dedi. Kanepeye uzaniyordun. Beyaz gömleğin artık giyilemezdi, sokağa nasıl çıkacağını düşünüyordun. Mor eteğini düzelttin fakat ağzından acıdan oluşan bir inleme çıktı. Belini tuttun ve tekrar yattın.🎶🎶
Yakında görüşürüz hergün yeni bölüm yayınlamaya çalışacağımmm
Okuduğunuz için teşekkürlerrr