Kaptan elinde sargı bezi ve bazı diğer şeylerle geri dönmüştü. Belinden hafifçe tuttu ve "Tanrım, bunu nasıl başardın velet?" Sana baktı. "Sanırım yerdeki büyük bir taşın üstüne düştüm." Sesini giderek kısıldı, kaptan sargı Belini sarmak için elini biraz daha yukarıya çekmişti. Ellerinle gömleğinin üst kısmını tuttun ve kaptan ne yaptığını anladı. "Tch kıpırdanmayı kes." Bir elini yanına koymuştun, öbür elini ise koltuktan aşağıya sarkıtmıştın. "Belini biraz kaldır, velet. Bu sargı bezini alttan geçirmem gerekiyor." Belini biraz kaldırdın. Kaptan 2. Kez sarışında yanlışlıkla sutyenine dokundu. Yüzün git gide kızarıyordu.
Nihayet kaptan yaralarını tedavi etmiş ve sarmıştı. Gitmeye hazırlanırken bir şey fark ettin, kaptan gomlegini sertçe açtığı için düğmeleri kopmuştu. "Kaptan," "neden gitmedin velet?" "Çünkü gömleğimin düğmelerini kopardınız." Kaptan gömleğin bakti ve "onu çıkar, sana benimkini vereyim." Odasından yeni bir beyaz gömlek getirmişti. Gömleğini çıkardın ce kaptanın verdiğini giydin. KAPTAN SANA BAKIYORDU. ÇÜNKÜ SALONDAYDIN. "Teşekkür ederim." Üst tarafı biraz dar geldiği için birkaç düğmeyi açık bırakmıştın. (2 ya da 3 tane) Kaptan seni duvara fırlattı ve "dayanamıyorum..." seni öpmeye başlamıştı.
