acılarından kurtulabilirsin, eger kimin bant yapıştırması gerektigini bilirsen.

2K 210 202
                                    


Bu fic, yavaş ilerleyen ancak çokta tatlı oldugunu düşündügüm satırlarla dolu.

Hiçbir zaman takdir alabilmek için bölüm yazmadım. Begenmediniz, veyahut yorum yapmadınız diye de kızmadım. Aslına bakarsanız ben her zaman kendim için yazdım. Rahatlatıyor beni bir şeylerle uğraşmak, kafa dagıtmak, güzel bir hobiye sahip olmak.

Sürekli aksiyonun doruklarda oldugu hikayeleri yazmakta iyi degilim, ki zaten bunu sizde biliyorsunuz.

Belleding ile kalın!
Namı değer kapanmayan yaralar hep sizinle.🦋

*
*
*
♡♡♡

acılarından kurtulabilirsin, eger kimin bant yapıştırması gerektigini bilirsen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

acılarından kurtulabilirsin, eger kimin bant yapıştırması gerektigini bilirsen.


Min YoonGi:

tanrı benim yanımdaydı. yıllar sonra -ki bu içerisine doğumumu da alaraktan, tam olarak on sekiz yıllık süreyi kapsıyordu- bir kelebegin yüregimde pırpır ettiğini hissettim. aynı zamanda annem uyudugumu düşündüğü saatlerden sonra  bile, odama gelmemiş erkenden yatmıştı. bangır bangır çalan televizyon karşında ise hiçte uyanacakmış gibi durmuyordu. ve ben, belki de ilk kez hiçbir önlem almadan inmiştim yüksek merdivenlerden. Parmağımdaki kan da yavaş yavaş durmaya başlamıştı. Tişörtüm biraz lekelenmiş gibi dursa da, hayatımda ki onca pis şeye rağmen bu hiçbir şeydi, ve bende zaten bunun farkındaydım.

"şey..." demiştim siyah kabanımı ses çıkartmamaya özen göstererek üzerime geçirirken. telefonu yanagım ve omuzlarım arasına hapsetmemse, aksiyonuma aksiyon katıyordu.

"haftanın belirli günlerinde jeongguk'u bıraktığınız bir ev vardı. hatırlıyor musunuz? okula çok yakındı."

karşı tarafın birkaç saniyelik olan duraksamasını mükemmel bir edayla fırsata çevirmiş, demir kapımızı sessiz olmak adına insan üstü bir çaba sarf ederek hafifçe açmıştım. "evet evet hatırlıyorum." yüksek çıkan sesi gerçekten de bildiğinin en büyük kanıtı olmalıydı. kalbimin teklediğini hissettim, hemde deli gibi. benimle karşılıklı olarak saatlerce otursa, ve yaptığı tek şey havadan sudan konuşmak bile olsaydı eğer, yemin ederim ki onu saatlerce dinlerdim. çenemi avuçlarımın arasına yaslaya yaslaya, yüzümden asla silemediğim o tebessümümle.

"ben o evde oturuyorum."

kapının arkamdan kapanmaması adına, arasına annemin plastik terliklerinden birini yerleştirmiştim. ayağımda ise sokakta giyemediğim için, sırf heves atmak uğruna evde onlarla dolaştığım spor ayakkabılarım yer edinmişti.

BLEEDİNG ' YoonMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin