Soran gözlerle baktı.
Merhaba diye atladım. Karşılık verdi. Her konuşmasında yüreğim deliniyor gibi oluyordu. Sesi zihnimi etki altına almıştı. Ben sana iki şey soracaktım dedim. Çekingen tavrım vardı ama o an tamamen gelişigüzel gerçekleşiyordu. Ne yaptığımın, ne dediğimin farkında değildim. Resmen zihnim durmuş sadece gözlerim görüyordu. Aşk böyle bir şey miydi? Ağzımdan ne çıkarsa oydu o an.
Evet sorabilirsin dedi gülümseyerek. Detaycı kişiliğim kibarlığına bile aşık olmuştu onun. Öncelikle burcun ne dedim. Kafamda kurmuştum söyleyeceklerimi ve direkt dile getiriyordum. Yine şaşırırcasına "ikizler neden ki?"dedi." Takıntım var bilmiyorum neyse ikinci soruma geçeyim" dedim. Merak ettiği belliydi.
"Ben senden hoşlanıyorum, yanii bil istedim işte" dedim tebessümle. Içimdeki kafesteki kuş, uçup gitmişti. Rahatlama hissinden çok devreye merak, umut, heves girmişti."Öncelikle bana böyle şeyler hissetmen güzel bir şey, cesaretlisin de. Ne diyebilirim ki güzel bir duygu" gibi şeyler söylemişti ama o da cümle kurmakta zorlanmıştı. El hareketleri, mimikleri kalbimi fethediyordu. Neticesinde daha fazla dayanamayıp "iyi görüşürüz o zaman" diyip yanından uzaklaştım.
Rotam şaşmıştı arkamı döndüğümde. Yürüyordum, yola bakıyordum ama yolu görmüyordum. Bilincim açık değildi. Zihnim bir dakika önceki olayın etkisinde, düşünceler içindeydi. Kafam allak bullaktı diyebilirim. Kızların yanına gittim oturdum. Yüzüme bi gülüş oturmuştu. Sadece sırıtıyordum.
Tabi ki bir çok sorular sordular. Tek tek cevap verdim hepsine. Sanırım tek yapmam gereken ondan gelecek bir haber beklemekti.
Okullar dağılmıştı artık. Eve gitmek üzere servise binmiştim. Servise gidene kadar gözlerim onu aramıştı. Teneffüslerde gözlerim onu arıyordu. Hep onu arıyordu.
Mesaj atmasını bekliyordum içten içe.
Atmadı. Unuttuğuna eminim.
"Erkek değil mi işte önemsiyor mu sanıyorsun sen?"
Iç sesim son noktayı koydu ve uykuya daldım. Yarın cumartesi ve yine hiçbir plan yapmadığım bir haftasonu.Zar zor uyandım saat 11.00da ve yüzümü yıkayıp tekrar yatağa geldim.
Elime telefonu alıp geri bıraktım çünkü kahvaltıya çağırılıyordum. Kahvaltıdan sonra Instagram'a girdim.
Mesaj kutusunda bir bildirim vardı.
Ve... Ondandı mesaj.
Eğer çok seviyorsanız ve beklentideyseniz önce elleriniz titrer heyecanla ve aklınız o sırada pek te kullanışlı olmayabilir. O an o şahsiyet te ben oluyorum tabi. Hemen tıkladım mesaja.- Merhaba.
Yazmıştı. Düşünmeden direkt cevap verdim "merhaba" diye.
Bir şey söyleyeceğini söyledi ve tabi heyecandan adrenalin hormonum coşuyor o sırada. Sonra da okulda kursta olduğunu ve çıkışta bana yazacağını söyledi.
Tamam gral bekleriz. Ne dicem tamam dedim ve bekledim. Size yemin ederim 3e kadar bekledim. Tabi bu bekleyiş bir müddet sonra bozuldu. Bizim de bi yaşantımız var bekle bekle nereye bi tıkınalım bi tuvalete gidelim dimi. Boş yapma Derin sadede gell. İnstagrama yeniden girdiğimde yarimden mesaj vardı tabi ki.Allah'ım bu yürek nasıl kaldıracak bu cümleleri.
Şöyle yazmıştı kara çocuğum.
- Benim hoşlandığım biri var, üzgünüm. Ama konuşmak istersen ve ya içini dökmek istersen anlatabilirsin. Okulda falan da konuşabiliriz. Dinlerim.Peki demekten başka ne diyebilirdim ki. Vazgeçmek mi haaayııır. Bekler mi bu yürek elbetteee. Kafayı koydu mu bu yürek sana , hem de nasıııl.
O zamaaan dewamke.
Şakalar bir yana o yazdığı mesajı okuduktan sonraki hissimi anlatamam.Anlatırım; kalbime böyle bıçak sokmuşçasına bir sancı. Eller felç (Allah korusun). Ayaklar tutmuyor. Yanaklarım kızardı. Ateşim çıkmıştı kesin. Yok yani o kadar da mübalağaya gerek yok. Aşırı üzüldüğüme yemin edebilirim ama kanıtlayamam aicmaodamxoa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR UMUT
Teen FictionYaklaşıp bir şey söylemesini diledim, iki kelime söyleseydi ne olurdu sahi? Söylememekte kararlıydı, gelmedi.. Ve hiç bir zaman da gelmedi..