İki düşman okul...
Müdürleri ise en yakın arkadaş...
Müdürleri barıştırmak amacıyla bir yaz kampı düzenlemeleri ve okul başlarının karşı konulmaz hisleri...
Mültimedya: Elisya ÇOBAN ------------------------------------------------------ Hergün okula gitmek zorundamıyım. 11 senedir gidiyorum. Bide yetmemiş 5 sene daha gidicem.
BEN YORULDUM HAYAAAAT...
Her neyse okulu bulanın torunlarının torunlarının torunlarının bilmem nesine beddua ettiğimize göre güne başlayabilirim.
Bugün okulun son günü artık yaz tatili var. Yiyip içip zıbarcam. Neyse şu karneyi alıpta geleyim bari.
Çocukluğumdan beri karnem çok iyi hiçbir zaman teşekkür almadım. Hep taktirdi. Ama bunu birisine söyleyince genellikle tepkileri "OHAAA" oluyor.
Çok şükür yataktan kalktım. Bonyoya girdim. Duş aldım. Cilt bakımımı yaptım. Biraz makyaj yaptım ve banyodan çıktım.
Biraz düşündükten sonra giyeceklerime karar verdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Elisya'nın giydikleri. Ayakkabı olarak siyah spor ayakkabı. Çantada minik siyah bir çanta.)
Biraz sade oldu sanki. Amaaaan neyse. Çantama telefon falan koydum. Ve odamdan çıktım. Mutfağa girdim. Masa hazırdı ve küçük bir not vardı.
Kızım ben çıktım. Güzelce yemeğini ye ve sakın geç kalma.
Afiyet olsun. Annen
Annem sabah erkenden kalkıp işe gidiyordu. Biraz ailem hakkında bahsedeyim. Annem özel bi hastanede doktor. Babam ise holdigimizde çalışıyor. Babam tek çocuk olunduğu için dedem yaşlanınca babam geçti holdingin başına.Birde ikizim var Barış zaten birazdan gelir. Ger sabah koşu yapıyo.
Her neyse tam kahvaltıma başlamıştımki kapı açıldı. Zaten kimin geldiğini bildiğim için kahvaltıma devam ettim. Bir anda yanağımda bir baskı hissettim. Korktum biraz. Bir anda olunca.
"Günaydıııın" Barış "Günaydın" Ben "Ben giyinip geiyorum" Barış "Tamam kuzum" Ben
20 dk sınra geldi. Üstüne beyaz düz t-shırt altınada siyah düz pantolon üstünede deri ceket giymiş.Oda kahvaltı yapmaya başladı. Ben zaten bitirmiştim kahvaltımı.
Sonra birden gözü üstümdekilere kaydı. Ve direk sinirli gözlerle bana bakıp.
"Git değiştir şunları" dedi. "Off Barış hiç uğraşamam hadi yede gidelim" dedim. "Elisya ben yiyene kadar giyin gel yada sen değiştirene kadar beklicez" dedi. "Offfffffffffff bıktım haa"
Yukarı çıkıp etek yerine siyah düz pantolon giydim. Güzel birde kemer taktım. Aynadn baktığımda yinede güzel duruyordu.
Aşağı indim inerken Seda'ya mesaj attım.
Ben hazırım. Sende hazırsan birlikte gidelim.
Seda bizim yan villada oturuyordu. Benim çocukluk arkadaşım. Hayla arkadaşım ve en yakın arkadaşım. Birazda arkadaşlarımdan bahsedeyim. Seda'yı biliyorsunuz. Bide Hakan var. Oda çocukluk arkadaşımız. Dördümüzde çocukluğumuzda aynı sitede oturuyorduk. Annelerimiz zaten çok yakın arkadaşlar oldukları için bizde arkadaş olduk. O günden bu günede hiç ayrılmadık.
Mutfağa girdiğimde Barış başını telefonda ayırıp beni süzdü. Memnun olacakki ayağa kalktı. Kolunu omzuma atıp kapıya sürklemeye başladı.
"Aferin" demeyi unutmadı. Bende göz devirdim.
Dışarı çıktığımızda Seda'yla Hakan'ı gördüm. Günaydınlaşıp arabaya bindik. Ve okula yol aldık.
Okula girdiğimizde herkes tören sırası olmuş müdürün konuşmasını bekliyordu. Bizde sıraya geçtik. Müdür kürsüye çıkıp konuşmaya başladı.
"Sevgili Güneş Koleji,
Biliyorsunuzki artık bir yılımız bitti. Ve 11. Sınıflara bi kamp düzenlicez. Herkes katılmak zorundadır. Çünkü artık Yıldız Koleji'yle düşmanloğınızı bitirmek istiyoruz. Bu yüzden Yıldız Koleji'de geliyor. Dediğim gibi 11. Sınıflar gelmek zorunda. İyi tatiller"
Offf bu tatil nerden çıktı. Yıldız Koleji'ni hiç sevmem. Heleki o başındaki çocuğu. Tam bir gerizekalı.
Her neyse onu düşünüp sinirlerimi bozmicam.
Barışlara döndüm ve; "Off bu nerden çıktı. Ben yiyip içip zıbaracam. Bide bunlarla uğraşacam bu be yaaaa!!"dedim.
Herkes onayladı. Neyse diyip karnelerimizi aldık. Seda'yla ben taktir aldık. Barış'la Hakan da teşekkür aldık.
Çok zekiyiz yaaaaa.
Neyse eve gidip bavulumu hazırlayayım. Seda ve Hakan'la vedalaşıp Barış'la yola çıktık.
Eve geldiğimizde yine ev boştu biyek çalışanlar vardı. Hemen odama çıkıp bavulumu çıkarttım. Oraya 5 bavulla gidicem. Birine şotlarım ve eteklerim, birine elbiselerim, birine t-shırt lerim, birine ayakkabılarım, birinede cilt bakım kremlerim, makyaj mlzemelerim bilmem ne bilmem neyle doldurduktan sonra artık hazırdım. O sırada annemle babam geldi. Onların yanına indim ve annemle babama kampı anlattım. Onlarda iyi olduğunu söylediler. Birazdaha sohbet ettikten sonra odama çıkıp yattımmmm.
Herkese helloooo... Bu benim ilk kitabım ve kusurlar olabilir. İNŞALLAH BEĞENMİŞSİNİZDİR... AMİNNNNNNNNN
