Yazar'dan
Jungkook burnu ve yanakları kızarmış şekilde, Yoongi'nin kapısını çalıyordu. Yoongi derin bir uykuda olduğundan kapıyı geç açmıştı. Jungkook kapı açılır açılmaz içeriye girmiş, paltosunu çıkarmış ve uykulu gözler ile kendisine bakan Yoongi'nin vücuduna kollarını sıkıca sarmıştı.
"Çok özledim..." diyip sevdiğinin manolya kokusunu içine çekmişti Yoongi. Ardından devam etmişti. "Uykularım boynunu, dudaklarım avuçlarının içini, ellerim saçlarını, alnım dudaklarını, kollarım belini, kalbim gülümsemeni, çiçeklerim gamzelerini özledi Jungkook. O kadar ağırdı ki senden ayrı kalmak."
Küçüğün göz yaşları ıslatmıştı beyaz teni. Kalp atışlarını hissetmişti büyüğü. Düşünüyordu Jeon 'hayat nedir, ölüm nedir?' diye. Soğuk dudakları o sıcak alnı öptüğünde anlıyordu yaşamayı. Göz yaşları sevgilisinin kalbine damladığında anlıyordu ölmeyi.
"Ağlama." Demişti Yoongi Jungkook'a. Jungkook'un cevabıysa basitti. "Ağlamak ile gülmek kardeştir."
Yoongi hafifçe göz yaşlarının ardından gülmüştü. Hemen ardından ise Junkook'un dudaklarının üstüne kondurmuştu bir kuş misali kendi dudaklarını. Küçük bir öpücükten sonra ayrılmıştı. "Bizim en güzel marifetimiz nefsimize beraatlık getirmekti Jungkook. Seni üzdüğün için özür dilerim."
Jungkook gülümsemiş ve konuşmuştu. "Senin gülümsemen gözlerini bırakıp benim kalbime geçeli, ben seni affedeli çok oldu meleğim."
The Smile Has Left Your Eyes "Gülümsemen gözlerini bıraktı." [TSHLYE]
---
Sizi çok seviyorum. Final bölümündeydik sizi çok ama çok seviyorum. Saygılar yeni kurgularda görüşmek üzere :)