Sanem ve Selin her zamanki köşelerinde oturmuş gökyüzünü seyrederken kahvelerini yudumluyorlardı. Günün ne kadar sessiz ve sakin olduğunu düşünüyorlardı ki, içeri biri girdi ve " Sanem ve Selin komserim yeni bir ihbar geldi, haftalardır peşinde olduğumuz mafyaların yerini öğrendik başkomserimiz sizin gitmenizi istedi" diyip elindeki dosyayı Sanem'e uzattı. Gerekli bilgiler o dosyanın içindeydi. Sanem ve Selin dosyayı inceledikten sonra yanlarına bir ekip alarak karakoldan ayrıldılar.
Sanem,Selin ve ekiptekiler olay yerine varmışlardı. Hepsi dağılıp haftalardır peşinde oldukları mafyaların etrafını sarmayı düşünüyorlardı. Hepsi çok mutluydu. Çünkü bir türlü yakalayamadıkları mafyaları yakalayacaklardı. Ama bu mutluluğun hüzne çevrileceğinden hiçbirinin haberi yoktu. Birden bir silah sesi duyuldu, Selin arkasını dönünce Sanem'in vurulduğunu gördü. Selin Sanem'i öyle görünce bir an dona kalmıştı. Etrafına baktığında tuzak olduğunu anlamıştı ve aceleyle Sanem'i sakin bi köşeye çekip "dayan kardeşim" diyerek dostuna destek olmak istedi. Selin ekiptekilere haber verip tuzak olduğunu ve buraya gelmeleri gerektiğini söyledi.
Zar zor da olsa çatışmadan kurtulup Sanem'i hemen hastaneye götürmüşlerdi. Hastaneye gittiklerinde onları bir doktora yönlendirip gerekeni yapacaklarını söylediler. Doktor Sanem'i hemen ameliyata aldı. Selin ne kadar zor olsa da ekiptekileri karakola göndermişti. Tek başına ameliyathanenin önünde oturmuş hem korku hemde endişe ile Sanem'in ameliyattan sağsalim çıkabilmesini diliyordu. Yarım saat sonra ameliyathaneden bir doktor çıktı ve Selin'in Sanem'in yakını olduğunu anlayınca "Sanem'in iyi olduğunu kurşunu çıkarttıklarını" söyledi. Selin'in gözünden bir damla yaş aktı ve hemen karakoldakilere haber verdi. Sanem'i odaya almışlardı. Sanem gözlerini açtığında karşısında duran sapsarı saçları, masmavi gözleri olan doktora tutulmuştu. Doktor geçmiş olsun yarın sabah çıkabilirsiniz diyerek odadan çıktı. Selin hafif bir tebessüm ile Sanem'in elini tuttu. Sanem'in aklı hâlâ gözlerini açtığında karşısında duran doktordaydı. Sanem dayanamayıp Selin' e döndü ve" ismi ne biliyor musun" diye sordu. Selin " hayır neden? Hem ne alâka sen daha yeni zorlu bir ameliyat geçirdin şuan neden bunu düşünüyorsun?" diye cevap verdi. Sanem " bilmem" diyip bıyık altından güldü ve cümlesine şöyle devam etti" abim nerde haber verdin mi?" dedi. Selin" aaa unuttum hemen arayayım" diyip telefonu aldı ve Emre' yi aradı. Emre yarım saate kalmadan hastaneye gelmişti. Telaşlı bir şekilde odanın kapısını açtı hemen Sanem'in yanına gitti ve ona sıkıca sarıldı tabi canı acımasın diye dikkat ediyordu. Emre Sanem'e " iyi misin bir yerin acıyor mu abiciğim? " dedi. Sanem' de iyiyim abiciğim bir şeyim yok yani çok acımıyor" diyerek cevep verdi. Biraz zaman geçtikten sonra odaya hemşire girdi ve damar yolundan Sanem' e ilaç verdi ve odadan çıktı. Sanem de Selin de yorgundu ve uyumuşlardı Emre de daha fazla dayanamayıp uyudu.
Selin sabah olduğunda güneşin ilk ışıklarıyla Sanem ve abisini uyandırdı.hemşire son kez kontrole geldi. Sanem bir sevinçle kalkıp abisi ve Selin'in yardımı ile hazırlanmaya başladı.
Hastaneden çıktıklarında.
Sanem " oh be dünya varmış, o mafyaların peşine düşmeye hazırım" diyip sinsi sinsi güldü. Bunun üzerine abisi Sanem'e kızarcasına " hasteneden yeni çıktık delirme isterse" dedi Sanem bu lafın üzerine sustu. Arabaya bindikleri de birden telefonlar çalmaya başladı....Ekiptekiler ve başkomser Sanem'i merak ettikleri için aramışlardı.
Selin izinli olmadığı için karakola gidecekti. Kısa süre içinde karakola vardılar. Selin de arabadan indi. Sanem ve Emre yola devam ettiler. Yol boyunca Sanem bende karakola gitmek istiyorum diye söylendi. Eve vardıklarında Sanem söylemesinin bir işe yaramadığı anlayıp sustu ve abisiyle eve girdiler. Emre Sanem'in üzerine fazla titriyordu. Sanem buna dayanamayıp odasına çıktı telefonunu eline alıp kulaklığını takıp müzik dinlemeye başladı. Abisi de o sırada çorba yapmakla uğraşıyordu. Tam o sırada kapı çaldı emre kapıyı açtığında Selin'i görmüş ve çok şaşırmıştı. Selin bunu anlamış olucak ki "bakma öyle erken çıkmak için izin aldım" dedi ve içeri doğru yürüdü. Gözleri Sanem'i aramıştı Sanem'i göremeyince Emre'ye döndü. Emre de "Sanem yukarda bende ona çorba yapmaya çalışıyorum bana yardım eder misin?" dedi. Selin sırıtarak mutfağa doğru ilerledi, ocağın üstündeki çorba tenceresini görünce Emre'ye dönüp "sen bir daha çorba yapma malzemelere yazık" dedi. Emre bunun üzerine kızardı ve gözlerini Selin'den yere doğru süzdü.Emre Selin'i çorba yaparken hayranlıkla izliyordu. Selin çorbayı yaptıktan sonra güzel bir tepsi hazırlayıp Sanem'in odasına çıktı. Kapıyı çaldığında ses gelmedi, Selin de içeriye girdi. Sanem'i yatağında kulağında kulaklık elinde telefon mışıl mışıl uyurken buldu. İçinden" ulan Sanem hasta olmasaydın seni bağıra çağıra uyandırırdım" diye geçirdi.
Elindeki tepsi ile beraber "of ya daha mutfağı toplayacağım" diye söylendi. Mutfağa indiğin de mutfağın toplu olduğunu görünce çok şaşırdı. Elini düşünürcesine yüzüne koydu ve cinler, periler toplayacak değil ya kesin Emre topladı diyerek Emre'nin yanına gidip "mutfak topluydu kafana taşmı düştü" diye dalga geçti. Emre de bunun üzerine mutfağın yerinde kalması için topladım diyip yüksek bir kahkahayla oda dalgasını geçti. Selin ve Emre biraz sohbet ettikten sonra mutfaktan gelen sesle mutfağa gittiler. Sanem'in bir gayretle çorba koymaya çalıştığını gördüler. Selin " sen içeriye geç bende şimdi masayı hazırlayıcaktım diyerek Sanem'i mutfaktan çıkarttı. Selin masayı hazırlarken birden telefonu çaldı. Selin telefonunu eline aldığında baskomserin aradığını görüp telefonu açtı. Başkomserin sesi sanki kötü birşey olmuş gibi çıkıyordu. Selin kötü birşey olmasından dolayı çok korkmuştu. Başkomser "Selin hemen karakola gelmen ve Sanem'i asla getirmemen gerekiyor" dedi ve telefonu kapattı.Lütfen yorum atıp beğenmeyi unutmayın ♥️♥️♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurşundan Doğan Aşk
Adventuremacera sevenler ve bu maceranın içinde romantizm istiyenler için... okumanızı tavsiye ederim.