Merhabalaar! Bir romanla karşınızdayım, bu sefer.
Herkese keyifli okumalar, sizi seviyorum!
Kapak yapabilen okuyucularım bana ulaşırsanız çok iyi olur kxhcisjdhfİşlerimi bitirmiş çıkmaya hazırlanırken, Ayhan geldi odaya.
"Azat Bey'in oğlu geliyor bugün." Diyerek, siyah deri koltuğa oturdu. Suratında her zamanki masum tebessümü. Sahi bu adam hayattan çok mu keyif alıyordu?
"Biliyorum, akşam yemek için toplanılacak." Dedim Ayhan'a. Aslında hiç modum yoktu. Tadım yoktu, gitmek istemiyorum ama bir bahane lâzımdı. Kalabalık ortamları sevmiyordum.
Kalkıp, lavaboya gittim. Soğuk su çarptım suratıma. Saçlarımı topladım, biraz olsun iyi hissettim. Odaya geri döndüm, Ayhan telefonuyla ilgileniyordu."Ayhan beni evime bırakabilir misin? Biraz dinlensem iyi olacak." Tek kelime sormadan kalktı, seviyorum bu adamı.
"O nasıl soru, tabiiki Deniz Hanım." Ne Ayhan ya? Hanım ne?
Gözlerimi devirdim. " Ben ne hanımım, ne efendi. Yalnızca her şeye muhalefet bir insanım. Ayhan bana Deniz demeye ne zaman alışacaksın?" Diye sordum."Bugünden itibaren. Umarım." Diyerek güldü. Ayhan çok iyi bir adamdı.
Yol boyunca hiç konuşmadık, Ayhan'ın arabasına binmek, onun kullandığı arabada olmak çok güzel oluyor. Alttan kalite kokan slow müzik açıyor. Bende kafamı cama çevirip, kafamı deri koltuğa yaslıyorum.
Sahi ne zaman Ayhan'ın arabasına binsem, beni bir hüzün sarar. Bugün de onlardan biri. Kafamda bir sürü düşünce dolanıyor fakat hiçbirisine tamamen odaklanamıyorum. Tek bir şeyi düşünemiyorum. Acaba sadece bende mi böyle bu olay? Çok saçma...
Düşünsene düşünemiyorsun...Evin önüne gelmiştik. Ayhan'a teşekkür edip indim, "Kaçta alayım?" Diye seslendi. Hiç gidesim yoktu, kendimi iyi hissetmiyordum.
"8 olabilir. Haberleşelim." Dedim, ufak bir gülümsemeyle.
Eve girince, kendimi direk ılık duşa attım. Duş bana iyi geliyordu. Çok iyi geliyordu.
Yalnızdım, gerçekten yalnızdım dibine kadar.
İyiyim elbette fakat eksiğim. Sürekli eksik hissediyorum. Çok şey eksikti hayatımda. Annemi çok özlüyordum. 19 yaşındaydım kaybettiğimde şimdi 25im. 6 yıl olmuştu. Zaman nasıl da geçiyordu, geçmiyormuş gibi yaparak...Duştan çıkıp geçip uzandım, saat 6 buçuktu. Birazcık uyuyabilirdim. Gözlerimi kapattım huzura.
Uyandığımda saat 20:30 idi. Kalkıp üzerime kadife, pudra pembesi ceket etek takımımı geçirdim. Banyoda çıkarttığım kolyemi de alıp tekrar taktım.
Geçmişe dönüp baktığınızda, keşke o anlara tekrar dönebilsem dediğiniz anlar oluyor fakat yapabileceğiniz bir şey olmuyor. Tabi eğer şanslıysanız o anlardan kendinize somut bir şeyler bırakmış oluyorsunuz. Bu kolye benim geçmişi yaşadığımın kanıtıydı.Saçlarıma maşayla hafif dalga yapıp, parlatıcı ve rimel sürüp, Ayhan'ı aradım.
"Merhaba Ayhan, ne yapıyorsun?" Diye sordum.
"İyiyim, bir kaç iş var onları hallediyorum. Hazırsanız gelip alayım sizi." Dedi. Hiç işlerini aksatmasın. Ben gidebilirdim.
"Bence bugün kendi arabamla gitmeliyim, yoksa bana küsecek aracım. Sen işlerine bak. Görüşürüz." Deyip kapattım. Kapattıktan hemen sonra Azat Bey'i aradım,
"Merhaba, Azat Bey nasılsınız?" Diye sordum.
"Iyi Denizciğim sen nasılsın, ne zaman geliyorsun?" Diye sordu, hemen orada olmam gerekirmiş gibi. Ay Azat Bey sen gerçekten mükemmel bir adamsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bırak Ay Gitsin
Teen Fiction*** Senin için senden geçtim ' * "Bu delirmiş dünyada sana şahit oldum, çiçek suratlı." *** Bu kez bir romanla karşınızdayım.. Geri döndüm buraya 🕊 Çok iyi bir yaşanmış veya yaşanması muhtemel bir roman, bölümleri sırayla yükleyeceğim .. Bilinenler...