MO DAO ZU SHI (Fanfic/AU)

*3*

Bu bölümden 6. Bölüme kadar geçmiş anlatılacak.

Jiang FengMian, 2 haftadır mektuplaşıyor olduğu dostunun ondan yardım istemesi üzerine, onu yüzyüze konuşmak için Yunmeng'e davet etmişti. Dostunun ona son gönderdiği mektup kısacık birşeydi, fakat Jiang FengMian'ı endişelendirmeye yetmişti.

Bana yardım etmelisin, oğlumla ilgili. Daha fazlasını mektupla söylemek çok riskli.

İleride gördüğü botta ayakta duran silüeti cübbesinden tanıdı, bu oydu. Bot limana yaklaştı, ve limanda demir attı. Botta ayakta duran adamın üzerinde siyah, kol yenlerinin uçlarına, ayak uçlarına ve sırtına hoş kırmızı gül desenleri işlenmiş bir cübbe vardı. Bir kısmı arkasında kırmızı kuşakla toplanıp örülmüş, gerisi salık bırakılmış kuzgun karası saçlarının aralarında birçok ince ince örgüler örülmüştü. Cübbesinin kol yenleri nedeniyle fazla görülemesede sol elinde dirseğinden elinin üstüne kadar parmaklarını açık bırakacak şekilde tüm kolunu ve el üstünü saran bir kolluk vardı. Beyaz tenli, mavi gözlüydü. Yüzünden hiç eksik olmayan o hafif, hem nazik hemde biraz alaycıl gülümseme yerli yerindeydi. Görünüşü ya da duruşu hiçbir açık vermiyor, bir yıldan uzun süredir savaşmakta olduğu endişe, gerginlik ve öfkeyi mütiş bir ustalıkla saklıyordu. Eğer Jiang FengMian kötü şeylerin yaşanmakta ya da yaklaşmakta olduğunu bilmeseydi, onun içinde olduğu duyguları anlamasının mümkünatı yoktu.

Adam sakin adımlarla bottan inerken gözgöze geldiler, ve çocukluktan tanıdığı yakın dostu sanki başında hiçbir dert yokmuş gibi ona kocaman bir gülümseme sundu. Jiang FengMian gülümsemeye aynı şekilde cevap verirken "Seni tekrar görmek güzel A-Ze." diyerek dostunu selamladı. "Seni tekrar görmekte güzel dostum." Wei ChangZe selamına karşılık verdikten sonra Jiang FengMian dostunu genelde gizli meseleleri konuştukları çalışma odasına yönlendirdi.

Çalışma odasına vardıklarında ikisi de içeriye girdikten sonra Jiang FengMian kapıyı kapatıp kilitledi, ardından Wei ChangZe odada konuşulanların dışarıdan duyulmasını engelleyecek sessizlik tılsımını kapıya yapıştırdı. Oda güçle inlerken Jiang FengMian Wei ChangZe'ye oturması için bir yastık gösterip o da karşısına oturdu.

Jiang FengMian gözlerini tekrar en eski dostununkilere çevirdiğinde onun yüzündeki yorgunluk, gözlerindeki gerginlik, öfke ve çoğunlukla endişeden oluşan duygu karmaşası onu afallattı. O görünmez maskenin ardında bu kadar çok şeyi saklamana sebep olacak ne yaşandı A-Ze? Jiang FengMian aklından geçen soruyu dillendirmek yerine masanın üzerindeki çaydanlığı alarak çay hazırlamaya koyuldu. "Her zamankinden mi?"

"Mn." En az yüzündeki ifade kadar sesi de yorgundu. Kim bilir bu sefer kaç gece uyumamış, kaç öğün atlamıştı. Normalde bunlar Wei Sekti Efsuncuları için çok bir şey ifade etmezdi, bunların Wei ChangZe'yi bu hale getirebilmiş olması durumun ciddiyetine işaret eden çaşka bir ip ucuydu. Jiang FengMian Wei ChangZe'yi sadece sayılı kez bu halde görmüştü. Birincisi Wei Sekti'nin başına geçtiğinde, ikincisi CangSe Sanren Wei Ying'e hamileyken o hayatlarını değiştiren yarayı aldığında, ve kalanlar ise Wei Ying'in atak geçirdiği zamanlardaydı. Tabi, Wei Sekt Lideri olarak yerine getirmekle yükümlü olduğu bazı halka açık olmayan görevleri yerine getirdiği zamanlar hariç. Zaten Jiang FengMian o zamanlarda Wei ChangZe'yi kendini toparlayana kadar görmezdi, genelde nasıl olduğunun haberini Zhou Li'den alırdı.

Zhou Li'nin Wei ChangZe ile beraber gelmemiş olması ilk defa şimdi gözüne batmıştı. Wei Sekti'nin Baş Efsuncusu olarak geride kaldığı zamanlar yok değildi, fakat Wei ChangZe'nin halini düşününce sektteki kimsenin onu yalnız bırakmaya istekli olmadığını tahmin edebiliyordu, Wei'lerin kanla aktarılan bazı özellikleri göze alınacak olursa kendisi de dostu bu haldeyken onu yalnız bırakmak istemezdi. Wei Sekti'nin başına ilk geçtiğindeki halini hala hatırlayabiliyordu. Kimseye hiçbir şey sezdirmemişti belki ama Jiang FengMian o zamanların Wei ChangZe için gerçekte nasıl geçtiğini bilen sayılı kişilerden biri olarak o tür bir kabusu tekrardan yaşamak istemiyordu.