Telefonumun ekranını kapatıp üzerime kırkamı aldım. Kendime aynada baktım. Saçlarımı toplayıp dağnık topuz yaptım. Buraya geliyor! Masanın üzerinde ki parfümümü sıkıp odamdan çıktım. Heyecanlı bir şekilde merdivenlerden indim.
Tam kapıdan çıkacaktım ki halam elindeki bezle mutfaktan çıktı. "Nereye gidiyorsun bakayım öyle?" diye sordu tek kaşını kaldırarak. "Şey hala, benim bir arkadaşım gelecek te, o yüzden beş dakika çıkayım mı, nolur?" dedim sonlara doğru sesimi yükselterek. Bana güldü. "Hmm, o arkadaşın erkek mi?" diye sordu.
Başımı yere eğerek kafamı usulca salladım. "İyi o zaman. Dışarda konuşarak üşümeyin. İçeri getir benide tanıştır." dedi elindeki bezle ellerini silerek. "Tamam!" diyip hızlıca evden çıktım.
Kapıyı kapatınca yüzme buz gibi rüzgar çarptı. Üzerime ince birşey aldığım için kendime sövdüm.
Hırkamla önümü kapattım. Daha sonra evin biraz ilersinde Uzay'ı beklemeye başladım.
Çok geçmeden yolun öbür ucundan Uzay'ın arabasını gördüm. Arabasıyla evin önünde durdu. Arabadan inince bana gülümseyerek kollarını açtı. Ona doğru koştum. Ellerimi beline doladım. O da kollarını bana sardı. Çenesini kafama koydu.
"Seni çok özledim." dedim daha çok sarılarak. O da kollarını sıkılaştırdı. "Bende seni özledim ama bu gidişle seni gerçekten yolacağım, güzelim!" dedi sinirle. Ondan ayrılmadan kafamı kaldırdım. "Neden ki?" diye sordum sesimi incelterek. "Ben sana demedim mi kalın birşey giy diye? Senin bu üzerinde ki ne? Buz gibi olmuşsun!" dedi kollarını bana daha çok sararak.
Gülümsedim. Beni böyle düşünmesi hoşuma gitmişti. "İçeri girelim mi? Seni halamla tanıştırayım." dedim heyecanlı sesimle. "Geldiğimden beri bizi şu camdan izleyen halan mı?" diye sordu. Kaşıyla gözsterdiği yere bakınca halam perdenin arkasından biza baktığını gördüm. Ona oflayıp, Uzay'a döndüm.
"Kusura bakma, meraklı bir halam var." dedim ona üzgün bakışlarımı atarak. "Sorun değil. Hadi beni halanla tanıştır. Sonra beni odana çıkart bende sana olan özlemimi gidereyim." dedi bana yaklaşarak.
Tam dudağımdan öpecekken aramıza elimi koydum. "Halam bakıyor, Uzay!" dedim
Uzay benden uzaklaşmadan bakışlarını bizim pencereye çevirdi. "Hayır, bakmıyor." dedi. Bende elimi çekip arkamı döndüm, halam bakmıyordu. Önüme dönmemle Uzay'ın dudağıma yapışması bir oldu.
Öpüşüne karşılık verdim.
Bir süre sonra benden ayrıldı. Kolumdan tutup evin kapısına sürükledi. "Üşütüceksin!" dedi kızgınlıkla.
Arkadan gülümseyip onu takip ettim. Kapının önünde durduk. Yakasını düzeltti ve bana döndü. "Nasıl görünüyorum?" diye sordu. Ona bakıp gülümsedim. "Harika!" dedim.
Yaklaşıp burnuma küçük bir öpücük kondurdu. Anında kaşlarını çattı. "Buz gibsin!" dedi ve hemen kapıyı çaldı. Bende dar kapı eşiğinde onun önüne geçtim. Kapıyı gülümseyerek halam açtı.
İlk önce bana sonra Uzay'a baktı. Kapıyı biraz daha açarak "Hoşgeldin, oğlum." dedi.
"Hoşbuldum." dedi Uzay. Daha sonra içeri girdik. Uzay montunu çıkarıp bana verdi. Montunu asıp salona geçtik. Koltuklara oturmadan önce Uzay elini hala uzatarak "Ben Uzay." dedi gülümseyerek. Senin resmiyetini yerim! Halam nazikçe elini sıktı. "İnci ben, Yıldız'ın halasıyım." dedi.
"Memnun oldum, efendim." dedi Uzay. Halam müzipçe gülümsedi. "Sen de bana hala de." dedi.
Yerim seni ya, kimin halası?
Uzay gülümseyer "Peki." dedi. "Oturun hadi, konuşalım." dedi halam.
"Hala, biz yukarı çıksak?" dedim halama masum bakışlarımı atarak. Halam ikimize imalı imalı baktı.
"Anlaşıldı. Keyfinize bakın ben buralarda olacağım." dedi bana gülümseyerek.
Yaklaşıp halamın yanağına ufak bir öpücük kondurdum. "Teşekkürler!" deyip Uzay'ın elinden tutarak merdivenelere sürükledim. Merdivenlerden çıktıktan sonra onu odama soktum. Daha sonra kapıyı kapattım.
Arkamı ona döndüm. Yaklaşıp belimden sarıldı. Kendisine sıkıca bastırdı. Bende kollarımı boynuna doladım ve sıkıca sarıldım.
"Bir daha sana kızmayacağım, söz veriyorum." dedi burnunu boynuma sürterken.
"Tamam. Ama bir daha kızarsan bu sefer şehir dışına giderim." dedim. Anında kollarını sıkılaştırdı.
"Asla! Öyle birşey yaparsan, yani beni bırakırsan seni asla affetmem." dedi.
Bu sefer ben ona daha çok sarıldım. "Hayır, sen beni affet. Beni bırkma, tamam mı?!" dedim kızarak.
"Seni bırakmayacağım, güzelim." dedi. Ondan ayrılıp dudaklarına yapıştım.
Belimdeki ellerini gevşetmeden öpüşüme karşılık verdi. Sırtımı kapıya dayayıp öpüşünü derinleştirdi.
Bir süre öpüştükten sonra ayrıldım. "Konuşalım mı?" diye sordum. Dudaklarını yalayıp "Tamam." dedi.
Yorum ve Oy...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❃Uzay'ım │Texting│
ChickLit-TAMAMLANDI- #texting 0552*******: Beni gökyüzüne uçurabilir misin? Uzay: Ne saçmalıyorsun sen? Ayrıca kimsin? 0552*******: Sana bir soru sordum, Uzay? Uzay: Kimsin sen? 0552*******: Uzayındaki binlerce yıldızlardan bir tanesiyim. Uzay: Sen kafayı y...