TUTKUNUN TEHLİKELİ TONU (+18)

29.BÖLÜM "ATEŞLİ DANS" (+18)

Uyarı: Bölümde +18 cinsel içerikli sahneler bulunmaktadır. 18 yaşından küçüklerin okumaması önerilir!

###

  Selin, o gece ani bir şekilde çıkıp girmişti villadan. Ayça ve Demir de şok içinde kala kalmışlardı; Selin'in, Demir'e olan tokatından sonra. Bir süre ikili dertleşmiş ve ne olduğunu çözmeye çalışmışlar ama bir türlü ne olduğuna anlam verememişlerdi.

  Selin geceyi, Emirhan'ın ona bıraktığı villada geçirmiş; Emirhan'ı aramış ve ona defalarca mesaj atmıştı... Çok pişmandı, onu geri istiyordu. Onunla çok mutlu olduğunu anlamıştı birkaç sorgulamadan sonra. Fakat, son pişmanlık fayda etmemişti. Yaslanıp, ağlayabileceği bir omuza ihtiyacı vardı. Aklına bunu yapabileceği tek kişi geldi. Atakan; aylardır görüşmediği kuzeni.

  Onu aradı ve ona ihtiyacı olduğunu söyledi. Kısa süre sonrada Atakan, kapıdaydı zaten. "Ah benim fıstığımı kim üzdü böyle?" diyip kuzenin dağılmış halini görünce ona sarılıverdi Atakan.

  Koyu kumral saçları, kahverengi iri gözleri, uzun kirpikleri ve uzun, ince düzgün vücuduyla, giyiniş tarzıyla tüm kızların dikkatini üzerine çekiyordu o. Fakat öyle biri değildi. Demir veya Emirhan'ın eski hali gibi; her gece farklı kızlarla beraberliği yoktu. Hatta 23'üne gelmesine rağmen yalnızca 3-4 tane cinsel ilişkisi ya olmuş, ya da olmamıştır. Kim bilebilir, belki de yeni hayatında, içindeki cevheri keşfedecektir.

  Atakan kahverengi, deri sırt çantasını bir kenara bırakıp, uzun asker yeşili, şişme montunu, askılı asıp geçti içeri. Üstünde, tam ortada kaplan simgesi olan kapüşonlu bir sweatshirt vardı ve kombinin mavi dar bir kotla, siyah botlarla tamamlıyordu.

  Kuzenini böyle görünce içi acıdı. Onun derdini dinledi, yaşadıklarını duyunca ne tepki vereceğini bilemedi. Kuzenine bu kadar açık anlatmıştı ama Selin, bir bildiği vardı. Annesine ve babasına ya da amcasına ve yengesine asla söylemez, ondan sır çıkmazdı.

"Ne yaptın sen be Selin'im! O, pislik adam sana neler yaşatmış böyle!"

***

  Ayça reklam çekimlerinden dönmüş, gün içiresiniz be yapacağını planlıyordu. Kimse yoktu manken arkadaşlarından... Hepsinin işi vardı. O, işini erken bitirmişti.

  Biraz düşündükten sonra, aklına seks arkadaşı Selin geldi. Ona gideceğini haber vermeyecek. Sohbet ederken yiyebilecekleri bir şeyler alacak ve kapısını çalacaktı. Öyle de yaptı...

  "Kim bu gündüz vakti?" diye sorguladı Ataman'a bakarak. Atakan tepkisizdi. Selin, yanaklarında kurumuş gözyaşlarını silip, kapıya doğru yürüdü ve kapıyı araladı. "Ayça?" Ayça mutlulukla, "Selam..." dedi. İyi bir kız, diye düşündü Ayça. Emirhan'la ayrıldıklarından beri bu kızı suçlu görmüyordu; çünkü onu aldatan Emirhan'dı, Selin değil. Selin, adamın cazibesine yenik düştü.

  Selin de zaten, beraber seks yaptıkları geceden sonra Ayça'nın iyi bir kız olduğunu fark etmişti. "Misafir kabul ediyor musun?" diyip elindeki makaron kutusunu salladı. Selin, "Tabii geç içeri." dedi.

  Ayça, içeri geçerken, Atakan'ı görünce ufak bir duraksayıp, fısıltıyla sordu Selin'e. "Selin... Bu çocuk kim?" Selin, gözlerini devirip gülümsedi. Ah Ayça... "Kuzenim." Ayça, Ataman'a yaklaşırken, Atakan da ayağa kalktı. "Atakan, tanıştırayım, bu arkadaşım Ayça; Ayça, bu da benim kuzenim, Atakan..." Birbirleriyle tokalaşıp, oturdular. Sonra Ayça ayağa kalkıp, "Dün hakkında konuşuruz diye gelmiştim ama, senin misafirin varmış... Ben gideyim sonra gelirim." dedi. Selin, Ayça'yı zorla omuzlarından tutup oturttu. Ardından, "Olur mu hiç öyle şey; ver sen bana şu makaronları, ben kahve yapıp ve şunları bir tabağa koyup, hemen geliyorum. Bekleyin siz burada." diyip içeri gitti.