Buraya ne yazsam bilmiyorum, beğenecek misiniz beğenmeyecek misiniz onu da bilmiyorum. Ama beğeneceğinizi umuyorum, hatalarım elbet olacaktır. Hatalarımın olduğu kısımlarda yazar benim gelişmeme yardım ederseniz çok sevineceğim.✨Hadi başlayın o vakit, iyi okumalar.🍾
• ÇİRKİN AŞK •
Bir sürü dostum içinde elbet düşmanım olacak; ama nerden bilebilirdim ki onca düşmanım içinde beni dostum vuracak.
•Gorki
BÖLÜM 1 •
Hayat acımasızdı, hayat herkese adil değildi. Bazı çocuklar güle oynarken bazılarımız ise büyüklerin yaptığı hataların bedelini öderdi, ödetmek zorunda kalırlardı.
Küçük bir yaştaydım o zamanlar, kendi kişiliğimden, soyadımdan uzaklaştırıldığım o gün.
Ben yedi yaşımdan beri intikamla büyütülmüş bir çocuktum, ailemden uzakta ama uzakta olmam onları engellememişti. Kolumu kaldırarak bileğimdeki saate baktım, beni sokağa bırakmadan önce takmışlardı bu saati.
Bir anda bedenime sarılan kollarla irkilerek başımı arkaya çevirdim, "ne yapıyor abisinin kar tanesi?"
Her şey o kadar planlı olmuştu ki, her şey öylesine güzel kurulmuştu ki insanın aklına gelmeyecek şeylerdi. Beni sokağa bıraktıklarında, Karahanlı ailesine ulaşmamı sağlamışlardı. Her şey öyle planlıydı ki, kim anlardı benim şeytanların arasındaki asıl şeytan olduğumu?
"Daldın gittin, iyi misin?"
"Yorgunum."
"İçinden onları atmaya dahi çalışsan, düşünmüyorum dahi desen hala içinde bir yerlerdeler değil mi Efza?"
"Onlar benim içimde tek bir yere sahipler, kabuslarıma." Gülümseyerek ona döndüm, yanağına kocaman bir öpücük kondurarak geri çekilerek gözlerimi gözlerine diktim.
"Yani onu bunu konuşmayı bırakalım da, ablam hakkında konuşalım. Doğum günü yaklaşıyor biliyorsun." Dedim konuyu dağıtarak, ne yapmak istediğimi anlamıştı. Kaşları çatılmış nefesini bırakırken dudaklarımı bastırdım, beni seviyordu. Kardeşi gibi görüyor, koruyup kolluyordu.
"Babamdan başka hiç kimseye anlatmadın bir şey, babam da sende öyle gizli tutuyorsun ki. Anlayamayacağımızı düşünüyorsun sanırım, ama aslında seni anlayabilecek tek bir kişi var. Gerçekten anlayabilecek."
Kaşlarım hafifçe çatılırken yüzüne anlamamış bir şekilde baktım. Bunu ilk defa duyuyordum.
"Kimmiş ki o?"
"Her neyse, sende bir ay sonra on sekiz olacaksın ha güzelim? On bir yıl olacak, dile kolay." Başımı onu onaylar anlamda sallayarak kollarımı ona doladım, "üzül diye demedim. Üzülmeni istemiyorum,"
"duygusallaştım. Ne yapayım? Eğer siz çıkmasaydınız on yıl önce, babam sahiplenmeseydi beni almasaydı yanına ne yapardım ben? Siz benim hayatımı kurtardınız."
"Gerçekten babamla tanışma şekliniz öyle mi? Ah inanamıyorum, gerçekten babam sana az kaldı çarpıyor muydu?"
"Evet, şimdi düşünüyorum ve şaşırıyorum. Babam nasıl bir anlık dikkatsizliğe düşmüş, ama aslında iyi ki de düşmüş. Bu sayede sizin aranıza da yedi yaşında bir anda süpriz yumurtadan çıkar gibi kardeş çıktım."
"O günü hayatım boyunca unutamayacağım, ablam büyük hep bir kendimden küçük kız kardeş istemiştim. Sonra bir anda sen çıktın, sanki dileklerim kabul olmuş gibiydi."
"Zaten bana ilk ısınan sen olmuştun, babam artık sizin kardeşiniz dediğinde resmen üzerime atlayıp sımsıkı sarılmıştın." Gülerek başını arkaya attı,
"ne yapayım kızım? Resmen hayallerim gerçek olmuş, sen çıkmıştın. Üstelik kendimden yedi yaş küçük kardeş."
"Sizin yanınıza gelmeden önce babam hep anlatırdı bana sizi, iki yani kardeşin olacak diye.." gözlerimi kaçırarak hızlıca ona arkamı döndüm.
"Bence bana anlatman gereken bir şeyler var ha?""Ya! Çok utanırım ki ben, anlatamam abi." Beni bir anda kucağına alarak havuzun yanına getirdiğinde gülerek yüzüme baktı, "atarım bak,"
"Öküz müsün sen? Bu havada havuza atarsan ne olurum haberin var mı senin!"
"Kızım zaten seni atsam dayanamam kendimi de atarım, anca beraber kanca beraber." Gülerek bıraktı, gergince derin bir nefes alarak dudaklarıma kendimi zorlayarak hafif bir gülümseme yerleştirdim.
"Ben nasıl oldu bilmiyorum.."
"Ona bakışlarından anlamıştım zaten."
"O zaman neden soruyorsun ki!" Bana bakarak omuz silkti,
"senden duyarak emin olmak istiyorum. Aslında senin ona olan duyguların normal bir şey, ben sana kardeş bir abi gibi yaklaştım. Ablam da sana o şekil, Mirza ise sana uzak oldu. Gizli kutu gibi. Hatırlıyorum küçükken dolanırdın peşinden,"
Mirza Karahanlı, benim yedi yaşımdan beri olan görevimdi.
Bana verilen görevdi onun kalbine girebilmek. Başaracaktım, başarmak zorundaydım.
"Çok utanıyorum ama.." başımı eğerek dudaklarımı bastırdım, "üstelik onun beni o şekilde görmediğine eminin. Belki de kardeşi olarak görüyordur."
"Kardeşi olarak görmediğine eminim." Ona dönerek kaşlarımı kaldırdım,
"sana bir şey mi dedi yoksa abi?"
"Bana dediği bir şey yok. Nerden çıkardın?"
"Sen öyle deyince, umutlandım biraz. Ah! Her neyse, hava çok soğuk üşüdüm biraz. İçeriye geçsek? Tatilimi hasta olmuş bir şekilde geçirmek istemiyorum."
"Bence de."
BÖLÜM SONU
Bölümü nasıl buldunuz? Düşüncelerinizi yazmayı unutmayın lütfen.☺️✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİRKİN AŞK
General FictionÇirkindi, çirkindi onların aşkı. Bu intikamda aşk olmaması gereken bir kuraldı, ama aşktı bu. Kimin ne zaman, kimin gönlüne konacağı belli olur muydu? Konmuştu onun gönlüne, Efza Karahanlı. İntikam almak uğruna çıktığı bu yolda, onu zorlayan onca...