3. Bölüm: Melez
Nyks;
"Söz veriyorum. Melezliğimin üzerine söz veriyorum.""Ne?!"
"Sana bunların hepsini gerçekten sonra anlatacağım."
Gücenmişlik dolu ses tonumla devam ettim."Peki."
"Ama önce sen anlatacaksın."dedi.
10 yaşındayken yaşadığım o günü, 2 gün önce yaşadığım o esrar dolu dakikaların hepsini anlattım.Nyks karşımda donakalmıştı.O resmin orada olduğunu biliyordu.
O gece ne ben bir kelime konuştum,ne de o. Okula gitmek istemiyordum.Ve gitmeyecektim de
Tabi kii bunu ona söylemeyecektim. Madem o benden bir şeyler saklıyor, bende ondan saklarım.Aynen okula gidecek gibi okul otobüsüne bindim.Ve okulun önünde indim.Benimle beraber inen kalabalığın verdiği karmaşayla hem otobüs şoförü hemde güvenlik beni görmeden oradaki bir ara sokağa daldım. Biraz ilerledikten sonra karşıma kocaman bir milli park çıkmıştı.
"San Antonio Missions National Historical Park"
Gerçekten bu muazzam yerde bile kendimi huzursuz hissediyordum.
Oradaki mimari yapıların arasında yaklaşık 3-4 saat geçirmiştim. Keyfim az da olsa yerine gelmişti.Ama aklımdaki cümle tekrarlanıp tekrarlanıp duruyordu. Kafamın içinde sanki biri "Melezliğimin Üzerine Söz Veriyorum." diye haykırıyordu. Annem artık evden çıkmıştır, diye düşünüyordum. Eve gitmem - ne kadar yavaş gitmişsem-30 dk. sürmüştü.
Eve geldiğimde omuz ve kürek kemiklerim inanılmaz derecede ağrıyordu. Sanki biri o bölgeye durmaksızın bıçak saplıyordu.Günün yorgunluğundandır,diyerek yatağıma uzandım. Kafamı yastığa koyduğum gibi uyuyakalmışım.Saatler, günler, aylar, yıllar, asırlar geçmişti.Gözlerimi açtığımda o fotoğraf ellerimde tutuyordum yine. Ama bir değişiklik vardı. Ayağımda yine aynı topuklu ayakkabı, yüzümde aynı dudaklarımdan taşmış ruj, özenli yapılmasına rağmen gözlerimde mide bulandıracak seviyedeki far, en koyu renkli allık ve alnımda yine o günkü dağıtılmamış kapatıcı vardı.Hala o günkü gibi küçücüktüm. Ama şimdiki beni görmüyorum. Küçük Artemis'in yanına yaklaştım.Ona doğru;
"Selam, Artemis" dedim.Üstelik beni duymuyordu da. Ona dokunmak için elimi uzattığımda elimi hissetmediği gibi elim içine girmişti.O sırada rüyada olduğumu anladım.
Evren niye bana bu rüyayı göstermişti ki? Bu rüyayı o fotoğrafı son kez görebilmem için mi, yoksa daha fazla düşünüp daha fazla ıstırap çekmem için mi göstermişti? Kafamın içi eskisinden daha da allak bullak olmuştu.Derken belime birşeyin battığını hissettim. Ve uyandım.Yataktan çıktım. Gözlerimi ovuşturarak elimi, yüzümü yıkamaya gittiğimde dişlerimi fırçalarken aynaya baktığımda şok olmuştum.Bu da neydi böyle? Gözlerimi ovuşturup bir daha baktığımda az önce gördüğüm görüntü gitmemişti.Asıl daha fazla netleşmişti. Omuzlarımın üstünden yükselen yumuşacık tüylerle dolu, boyu yaklaşık elli santimetre olan bir çift kanat vardı.Resmen Malefiz olmuştum.
'İçeri gittiğimde Nyks ne diyecekti? Muhtemelen aklını kaçıracaktır.' diye aklımda binbir türlü senaryo canlandırırken, sanki herşeyi o kadar iyi gidiyormuş gibi birden banyoya dalmıştı;
Neden ben?
"İyi misin Artem..." Şok geçirmişti.
"Her şeyin bu kadar hızlı olacağını düşünmemiştim."
Hadi ama bunuda biliyor olamazdı.Ve üstüne üstünlük daha şaşırmıştı.Bu artık dalga geçmek değildi.Resmen üstüme tsunami yolluyordu.Sabrım artık bitmişti.Susmaya artık sabrım kalmamıştı.Hemen anlatıyorsun desem tabii ki de reddedecekti.Acilen bir şey düşünmem lazımdı.Aklıma bir şey gelmişti.
Ama o daha hızlı davrandı.parmaklarını şıklattı ve artık pijamalarım artık üstümde değildi.En sevdiğim kazağım olan geniş örgülü kırmızı kazağım ve Mom jeani'mi giymiştim.Kolumdan tuttuğu gibi beni ardından sürüklemeye başladı.Evimizin bodrum katına gelmiştik.Merdiven altına inmiştik.Ve ağzından şu kelimeler döküldü:
"Andromeda,en güçlü galaksi Ölümsüzlerin yaşam yeri Andromeda,Andromeda"
Bunları söylerken 1 elini işaret ve orta parmağını birleştirip, şakağına bastırırken;diğer elini hala kolumdan ayırmamıştı.Şimdi ise dönüyorduk ama çok hızlı elektronlar gibi, bisikletin tekerleği gibi.Bu böyle yaklaşık 10 - 15 dakika sürmüştü.Kusmuştum.Ve artık bayılmak üzereydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Felaketi
Science FictionArtemis adında 16 yaşında lise sona giden bir kız vardı.İlkokuldayken geçirdiği bir kaza sonucu 5 yaşından öncesini hatırlamıyordu. Bir "fotoğraf" hariç.