Mutlu Aile Tablosu

80 5 6
                                    

Selam ben Artemis .Şuan da 16 yaşındayım.Ama yaşıtlarımdan 2 yaş daha iri duruyorum.Koyu kızıl saçlara, lacivert gözlere sahibim.8 yaşında geçirdiğim bir kaza sonucu 5 yaşım ve öncesini hatırlamıyorum. Babamı küçük yaşta kalp krizinden kaybettiğim için onu hiç görmedim.Ama babam gibi hissetiğim bir adamın resmi var elimde.Bu fotoğraf elime pekte makbul bir yolla geçmediği için annemle paylaşamadım.Neyse gelin size şu fotoğrafı nasıl bulduğumu anlatayım.

Bir gün çoğu küçük kız gibi annemin makyaj malzemelerini karıştırıp,kendi yüzümde deniyordum.Asla unutamam yüzüme ilk olarak annemin en sevdiği  rujunu sonra "Bunun rengi yok ki." diyerek oradaki en cırtlak kırmızı ruju sürmüştüm.Sonra dünyanın en kalın eyelinerı denebilecek kadar kalın bir eyeliner sürmüştüm. Ayağımda ise siyah stilettolar vardı.Elimin yettiği her şeyi sürmüştüm."Nasıl olmuş?" diye bakmak için geri geri gittiğimde ayakkabının topuğu halıya takılmıştı.

Yere baktığımda sanki parke bana ellerini açmış,"Gel hem çok canını yakacağım hemde mutfakta yemek yapan annene sesini duyurmak için elimden geleni yapacağım."der gibi bakıyordu.O sırada sessizce, yardım bekleyen çığlıklarıma perde koşmuştu.Perdeden tutunduğum anda perde kornişi esnedi ve arasından yaklaşık 5-6 senelik bir fotoğraf düştü.

Fotoğraf Harry Potter'da ki "Çatlak Kazan" ve "Üç Süpürge"ye benzer bir yerde çekilmişe benziyordu.Fotoğrafta bir kadın adeta annemin ikiziydi.Üzerinde yılan derisine benzeyen desenlerle cuk oturmuş olan koyu mavi bir elbise vardı.Ama bir çelişki vardı.Evet tıpkı annem gibi koyu mavi hatta neredeyse lacivert denebilecek kadar koyu renkliydi gözleri.Saçları da anneminkiler gibi parlak ve simsiyahtı.Tepeden sıkı sıkı at kuyruğu yapılmıştı buna rağmen saçları hala belinden aşağıydı. Ve işte o çelişki buydu işte.Ama ben bunu çokta umursamadım.
Nede olsa bu kadın annem değildi.

           Küçük simsiyah gözlerimi biraz olsun yana kaydırdığımda ise gözüme biri daha ilişti. Bu kişi bir adamdı.Bu adamın koyu kızıl saçları ve simsiyah gözleri vardı. Adeta gözlerinin karanlığı  bembeyaz tenini bölerek yüzünün içinde bir sonsuzluk gibi görünüyordu.Üstünde yanında duran kadınınki gibi koyu lacivert ve yılan derisi bir kravat ve gri saten bir takım elbise vardı.

           Sonra bu küçük siyah gözler biraz daha kaydı ve küçücük, mini minnacık bir bebek vardı.
Bu bebeğin kısa,kıvırcık ve kızıl saçlara sahip idi.Üzerinde kumral adamla aynı kumaştan yapılmış bir elbise vardı.Bel boğumunda kocaman bir kurdele atılmıştı.Dizinin biraz altındaydı. Resmen:

                        "Mutlu Aile Tablosuydu."

            Aslında bu insanların bu kadar değişik giyinmeleri için bir gerekçe düşündüm. Bir doğum günü partisi için fazla resmi, bir iş toplantısı desem çocuk ne alaka? Cadılar Bayramı¿Tabii ya bunlar birer kostümdü. Derken bir anda bu tezimi çürüten bir şey oluverdi.
 
              Fotoğraf küçük parmaklarımın arasından kayıp,yere düştü.Fotoğrafın arkasında ise bir tarih yazıyordu.

                            1 Mayıs 2012

"Bu zamanda cadılar bayramı ne gezer?"diye düşünürken annem çağırdı.Fotoğrafı hemen bir yere tıkıştırırken annem geldi. Son anda görmemişti."Yine mi kaç kere diyeceğim makyaj malzemelerimi kurcalama diye?Koş hadi hemen gidip elini yüzünü yıkıyorsun.Bir daha yaparsan böyle çabuk atlatamazsın."Daha sonra ise o gün stabil geçip gitmişti.

               Şimdi yine bu fotoğrafı inceliyorum. Acaba bunlar kimdi? Nasıl bize bu kadar benziyorlar? O fotoğrafın annemin odasında ne işi vardı? Niye saklanmıştı? Ya bunların hepsi beynimin bir oyunuysa? Ya şizofrensem? Ya halisülasyonsa? Kafam cidden çok karışmıştı.
     Beynim bu sorularla meşgulken birden elektrikler kesildi. Karanlık fobim geliyordu. Evde tektim. Annemin gelmesine daha çok vardı. Tüm bunların korkusuyla fotoğraf ellerimin arasından kayıp gitti. Sonra kendimi sakinleştirmek için evin içinde dolaşmaya başladım. Sonra aklıma şartelleri kontrol etme geldi. Koşarak şartel dolabını açtım. Ve eski haline getirdim. Tekrardan odama girip baktığımda fotoğraf orada yoktu.
Sanki biri şartelleri bilerek indirip fotoğrafı aldığı gibi ışınlanmıştı.

     

Melez FelaketiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin