YANLIŞ YAPTIM

2.9K 110 20
                                    

Karaca ve azer arasında geçen olaydan sonra  tam 2 gün geçmişti. Karaca azere tokat attığı için çok  pişmandı. Azer ise o günden sonra eve   hiç gelmemişti. Karaca özür dilemek istesede azer eve gelmediği için bunu yapamıyordu. Azeri aramak istedi ama bu telefonda olacak birşey degildi.

Azerin nerede olduğunu merak ediyordu. Fadik teyzeye de soramıyordu. Korkuyordu yanlış anlamasından ya da  doğruları öğrenmesinden. Belkide o seda denen kızın yanına  gitmiştir diye düşündü. Nede olsa azer kendisinin karaca tarafından sevilmediğini ,sevgisinin karşılıksız olduğunu sanıyordu.

Karaca kafasındaki düşüncelerle  yatağına yatmış tavanı izliyordu. Kapının tiklatilmasiyla yatakta doğruldu.

"Efendim" diye seslendi.

"Kizim yemek hazır hadi gelde yiyelim."

"Tamam fadik teyze" diyerek yataktan  kalktı aslında canı hiç birşey yemek istemiyordu. Ama fadik teyzeye ayıp olur diye düşündü ve aşağıya indi.

Masada yılmaz, fadik ve karaca vardı.
Karaca önune konan yemekten hiç yememişti karşısındaki boş sandalyeye bakıyordu.

"Kizim yesene birşeyler 2 gündür doğru düzgün yemek yemedin."

Fadigin sesiyle karaca gözlerini azerin sandalyesinden çekip fadige çevirdi.

"Istahim yok fadik teyze acıkırsam yerim sen merak etme."

"Tamam kızım ama dikkat et kendine"

Sonra fadik yılmaza dönüp.

"Azer nerede kaç gündür ne giderken haber verdi nede aradi. Böyle yapmazdı bu cocuk başına birseymi geldi allah göstermesin."

Karaca bi yilmazin bi fadigin yüzüne bakıyordu. Içinden yoksa fadik teyzenin dediği gibi  azerin başına kötü birseymi gelmişti. Bu düşüncelerle gözleri dolmuştu. O sırada yılmaz lafa girdi.

"Yok yok ana abim iyi haberim var. Sadece biraz cani sıkkınmis kafasını dinlemek için taş eve gitti biraz daha kalıp gelicek."

Yılmaz son cümleyi söylerken karacaya bakmıştı. Yılmaz herşeyin farkındaydı. Hem azer azda olsa bahsetmişti. Bahsetmese bile yılmaz anlamıştı karacanın eve ilk geldiği günden beri azerdeki değişikligi.

Karaca yılmazın kendine imalı bakışıyla gözlerini tabağına çevirdi. Yılmaz biliyordu herşeyi anlamıştı. Izin isteyip masadan kalktı ve hızlıca odasına cıktı. Kendini yatağa attı ve yine  düşüncelere daldı gerçekten azeri bu kadar kırmış olduğunu düşünememisti. Daha fazla böyle tepkisiz kalamazdı bir şekilde azerle konuşup ona duygularının karşılıksız olmadığını söylemeliydi. Çünkü âşıktı azere daha fazla saklayamazdı. Saklamaya devam ederse azeri temelli  kaybederdi.

Kafasindaki düşüncelerle sabaha karşı uyuya kalmıştı. Yüzüne vuran güneş ışığıyla gözlerini araladı. Yataktan yavaşça kalkıp banyoya girdi. Elini yüzünü yıkayıp cıktı ve kıyafet dolabına doğru gitti üzerine siyah pantolon ve kirmizi bir kazak geçirdi. Makyaj masasına oturup hafif bir makyaj yaptı ve saçlarını duzlestirdi. Sonra parfümünü sıktı ve artık hazırdı. Bu hazırlık kimin içinmi  azer kurtulus içindi.

Karaca odasından çıkıp yılmazın odasınınin kapısını çalmıştı.

"Buyrunn"

Karaca kapıyı açınca pc oyun oynayan  yılmazla karşılaştı. Yılmaz karacayı görünce şaşırmıştı. Karaca yılmaza doğru yaklaşıp hemen lafa girdi.

"Yılmaz beni abinin yanina götürmen lazim.

Yılmaz karacanın dedikleriyle afallamisti ama anlamıştı karacanın yüzünden anlaşıyordu bazı şeyleri düzeltmek için gitmek istiyordu.

Yılmaz karacanın dedigini sorgulamadan "tamam" dedi. Ve odadan çıkıp merdivenlerden inerken fadikle karşılaştılar.

"Nereye böyle hayırdır kizim"

"Fadik teyze benim dışarda bir kaç isim varda yılmazdan rica ettim beni götürmesi için bi mahsuru yoksa "

"Ne demek kızım oda laf mi tabi sen nasıl istersen ama dikkat et kendine"

"Tamam fadik teyze" diyip evden çıktılar.

Arabaya bindiklerinde yılmaz karacaya dönüp

"Seni abimin yanina goturucem ama bir şartla"

"Neymiş şartın "

"Abimi bulundugu durumdan kurtaracaksin onu eski haline getireceksin anlaştık mı?"

Karaca gülümseyip

"Merak etme bende o iş" dedi. Yılmazda gülümseyip arabayı çalıştırdı. Bir saattir yoldaydilar.

"Daha ne kadar var yılmaz bitmek bilmedi bir türlü bu yol."

"Az kaldı birazdan varırız."

Beş dakika sonra deniz kenarında taş bir evin önünde durdular. Azerin arabası evin önündeydi. Karaca arabadan inmeden yılmaza döndü.

"Çok sağol  yılmaz bu iyiliğini asla unutmuyucam. Sen gidebilirsin beklemene gerek yok ya azerle dönerim ya da seni ararim."

"Ne demek  siz arayı duzeltin başka birşey istemem."

Karaca yılmaza gülümseyip arabadan indi evin kapısına doğru yürüdü ve derin bir nefes alıp kapıyı çaldı. O sırada yılmazda arabayı çalıştırıp gitmişti.

"Yeter lan yılmaz sıktın ama bu kaçıncı gelişin yalnız kalmak istiyorum diyorum neyini anlamak istemiyorsun amk." Diye söylenerek azer sinirle kapıyı açmıştı. Karşısında yılmazı beklerken karaca çıkmıştı.

Azer geçirdiği kısa bir şokla kendine gelip

"Karaca senin burada ne işin var"

"Seninle yüz yüze  konuşmamız lazim azer sen eve gelmeyince ben senin yanina geldim. Içeri davet etmeyecekmisin." Demesiyle azer kapıdan çekildi ve karaca eve girdi. Azerin işaretiyle şöminenin yanindaki   tekli koltuğa oturdu. Azerde karacanın karşısına oturdu. Ilk lafa giren yine karaca olmuştu.

"Seninle o gün olanlar hakkında konuşmak için geldim azer özür dilerim  seni üzmek istememiştim. " Diye lafina devam edecekken azer lafını kesip

"Tamam karaca özür dilenecek birşey yok ben o gün bir yanlış yaptim sende ağzımın payını verdin." Diyip ayağı kalkti tam arkasını dönmüştüki karaca azeri kolundan tutup çevirdi ve dudaklarina yapıştı. Azer ne yapacağını bilmiyordu ama çok güzeldi sevdiği kadın tarafından öpülmek karaca azerin dudaklarından ayrılıp

"Bende sana aşık oldum azer kurtulus"

Azer duyduklariyla dünyanın en mutlu insani kendisiymis gibi gülümsedi. Ve bu kez o karacayı öpmeye başladı karacada azere aynı şekilde karşılık veriyordu.

Azer karacayı koltuğa yatırıp üzerinede kendi yattı. Öpücüklerini karacanın yuzundeki heryere konduruyyordu. O sırada karaca azerin uzerindeki tişörtü çıkartınca azer karacanın ellerini tutup gözlerinin içine baktı ve

"Şimdi değil güzelim " diyip burnuna minik bir öpücük kondurup üzerinden kalktı.

MecburumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin