Bir adam. Yalnız kalmış, gecenin geç saatinde, bir şehirde ki hotel odasında sarı loş ışığın yardımıyla kitap okumaya çalışıyordu. Ancak her bir cümlede kelimeler anlamını yitiriyor ve yoğun düşüncelerini bastırmaya yardımcı olmuyordu.
Adam oturduğu yerden kalktı ve tereddüt etmeden sigara paketiyle çakmağı alarak balkona çıktı. Neredeyse iki yıl boyunca bırakmaya çalıştıktan sonra bırakamayacağını fark edip hiç olmadığı kadar tüketmeye başlamıştı. Ancak sigaranın bir nefeslik gevşetici zehrine alıştığından artık zevkini çıkaramamaya başlamıştı.
Birçok insan gibi yıkılmıştı. Sorun dikenli yollarda, sert rüzgarlarda ve sahtekar insanlarda değildi, bu tür sorunlarla yüzleşip onları çözmek en iyi olduğu işti. Sorun kendisiyle ve zaman zaman patlak veren varoluşsal krizlerindeydi. Ne yazık ki tüm bu krizler, tüm bu derin, soğuk ve belirsiz düşünceler artık hiç olmadığı kadar fazlaydı.
Çünkü adam hiç olmadığı kadar yalnızdı.
Bir süre uyuşturucuya başlamayı düşünmüştü, rahatlamaya ihtiyacı vardı ve ne alkol ne de sigaranın yardımcı olduğu yoktu. Fakat hangi madde olursa olsun başladığında hiç duramayacağını bildiğinden kendini halihazırda yeteri kadar zehirlediğine karar vermişti.
Balkona çıktığında ilk hissettiği soğuk oldu. Üstünde ki kısa kolluyla kışın soğuk esintilerine adeta meydan okuyordu. Ancak geri içeri girmedi. Yavaş hareketlerle sigarasını dudaklarının arasına yerleştirdi, ateşi yaktı ve derin bir nefes çekti. Kullanmaya başladığında ki o gevşetici his artık sadece saliseler sürüyordu. Böylece sigarayı uzun parmakları arasına alıp hafif ve titrek nefesi bırakırken yeni bir uğraş bulması gerektiğine karar verdi.
Karar hızlı ve çok basit bir şekilde verilmişti.
Çünkü dönüp baktığında yaptığı işten memnun olsa da eve gelip dinlenmek istediği o kısa anlar. Kendisine çalışmak için hiçbir şey bulamadığı durumlarda kendisini yiyip bitiriyordu. Herhangi bir şeyden pişman değildi. Ancak detaylarda kendisi kalabilmesi için, Henry Cavil olarak kalabilmesi için birisine ihtiyacı vardı.
Bu birisinin onu dinlemesine gerek yoktu. Asıl istediği yalnız olmadığını bilmekti. Birilerinin ona rapor vermekten öteye gitmesiydi. Havalimanlarındaki sahte gülümsemeler ve tanınmadık yüzlerden, hotel girişlerinde ki sahte karşılamaların ötesinde bir şey istiyordu. Ancak o kadar zaman geçmişti ki, nasıl yapabileceğini bilemedi.
Kim işi düşünce gelen birisini severdi ki?
Yeni insanlar tanıyacak keyfi de yoktu. Oturup birilerini incelemek ve onlar hakkında çıkarımlar yapacak sonrasında sevdikleri ortak şeyleri bulacak kadar zamanı yokmuş gibi hissediyordu.
Şehri inceledi. Peki kim olabilirdi? Birkaç haftalık boşluğu vardı ve bu boşluğu değerlendirmek istiyordu. O an birisini bulmak, bir uğraş bulmaktan çok daha kolay geldi. Bundan dolayı sigarasını bitirdi ve içeri girip telefonunu aldı. Hemen rehbere girdi. Aklına spesifik birisi geliyordu ancak çok uzun zaman geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Bad Night | Henry Cavill
Short StoryKaybolmuş bir adam ve kadın. Kaybolduklarını bile fark edememişler.