⚜️ II ⚜️

115 10 2
                                    


Saatler günleri, günler haftaları kovalamış nihayet sunum günü gelmişti.

Geceden ütülediğim lacivert, v yaka yarım kol elbisemi giydim. Çantama gerekli eşyalarımı koyup, proje detaylarının bulunduğu dosyaları elime alıp odadan çıktım.
Siyah süet stilettolarım kapıda beni beklerken vakit kaybetmeden onları giyip kapıdan çıktım.
Asansöre girdiğimde aynadan kendine baktım. Düzleştirdiğim saçlarım ve sadece makyajımla abartısız duruyordum.

Böyle önemli işler için evden çıktığım her zaman içimde evde bir şey unutmuş olma ihtimali nüksediyordu.

Asansör otopark katına indiğinde arabamın yanına hızla ilerledim. İki kez ayak burkma tehlikesini atlattığımda nihayet arabamın yanındaydım çantamın içinden arabanın anahtarlarını ararken kolum ve benim arasına sıkışmış dosyalar yere saçılmıştı.

Sakin ol Ahu, heyecanından dolayı böyle olaylar oluyor. Sadece sakin ol. Kendime verdiğim telkinler sonucu yerdeki dosyaları alıp arabanın kaputunun üzerine bıraktım. Çantamdaki arayışım bittiğinde evet(!) anahtarım evde kalmıştı. Harika, gün çok güzel başlamıştı.
Biraz daha oyalanırsam acele etmeme gerek kalmayacaktı.

Hızla asansöre koşarken hala bu katta oluşuna şükretmiştim. Dairemin olduğu kata basıp asansörün katları arşınlamasını ayağımı yere vurarak bekledim.

Saniyeler benim için geçmiyordu.
Dairemin katına geldiğimde hızla kendimi asansörden dışarı attım ve kapıyı açmak için anahtarımı kilide taktım. Kapıyı heyecanla iterken kapı duvara çarpmıştı bu umurumda olmamıştı açıkçası koşar adımlarla salona girip anahtarıma bakmaya başladım yemek masasının üzerindeki anahtarımı alıp evden koşar adımlarla çıktım.

Nihayet arabamın yanına geldiğimde eşyalarımı alıp arabaya yerleştim. Normale göre daha hızlı bir biçimde otoparktan ayrılırken sunuma yetişmek için dua etmeye başlamıştım. İş yerine giden yol üzerindeki, son ışıklarda, kırmızı ışığı beklerken çoktan bir iki dakika geciktiğimi farketmem zamanımı almıştı. Yeni patronumla olacak ilk sunumuma gecikmeyi hiç istemezdim ama aksilikler silsilesi beni bulmuştu.

Nihayet yeşil yandığında hızla holdingin otoparkına kendimi atmıştım. Eşyalarımı alıp koşar adımlarla asansöre ilerlerken geç kalmamı nasıl açıklayacağımıda düşünüyordum. İkinci sırada sunum yapacaktım ama geciktiğim için elime telefonumu alıp benden sonraki arkadaşıma yerime geçmesine dair kısa bir mesaj attım.

Koşar adımlarla odama ilerletken iş arkadaşlarıma selam vermeyi ihmal etmemiştim. Çünkü onlar her zaman bana destek olmuşlardı.
Endişemin ve heyecanımın farkındaydılar ve en az benim kadar işi almamı istiyorlardı.

Elimdekileri masama bırakıp dosyaları alıp oadan ayrıldım. Sunum odasının bulunduğu koridorun sonundaki geniş alanda beklemek adına oraya doğru yürürken Berna'nın da orada oturduğunu gördüm. Bu kadın sinirlerimi zıplatıyordu ama olsun sonuçta herkes emeğinin karşılığını istiyordu.
Yavaşça yanına yaklaşıp karşısındaki koltuğa oturdum. Lacivert deri koltuklar, boydan boya cam olan cephenin hemen yanında duruyordu.
Hava güneşliydi bu beni daha pozitif yaparken Berna'nın sesini duydum.

"Burada olmadığını görünce şaşırdım. Senin gibi toy birisi burada sabahlar diye düşünmüştüm. Ama işine verdiğin değer buradan anlaşılıyor işte."

"Bana takılmak yerine işine bakmaya ne dersin? Madem ki ben toyum içimizde ki olgun kişi sensen eğer baya işimiz var demektir.?

AhuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin