Papatya Masalı Başlarsa...

237 37 87
                                    

PAPATYA ECMEL'DEN

Bir hafta geçmesine rağmen hala olayları sindiremiyordum. Sıtkı amcanın hala o Hulk yavrusunu savunmasındaki mantığı anlamasam da o adamın yüzünden günüm mahvolmuştu. Bir de utanmadan şoförü bırakmış bayıldığım için. Adamcağızı öyle tehdit etmiş ki inadımdan yığınla para verip bir de taksi tutmak zorunda kalmam da çabasıydı. Düşüncelerimin içinden kapının açılmasıyla çıktım. Kapıdaki annem uzun uzun yüzüme bakınca anlamaz bakışlarla cevap verdim.

''Yavrum hasta mısın?''

''Hayır anneciğim.''

''Ee Papatya davetiye mi bekliyorsun, iş yapıyoruz kalk hemen yardıma gel yoksa terliği ağzının ortasına yersin!''

Ya Rabbim! Nedir bu çektiğim? Bir de bu bir haftada taşındığımız evin işleri ve annemin inatçı temizlik hastalığıyla boğuşuyordum.

''Piki annicim.''

Sahte bir gülümsemeyle anneme bakınca iki parmağını bana doğru çevirdi. Sanırsam gözüm üzerinde kaçmak yok demek istiyordu. Aa demeyi unutuyordum, sanırsam evde Sharlock Holmes çekiyorduk. Konumuz da ''İşkolik Anne ve Kaçak Kızı''

Düşüncelerimin ve iç sesimin fazla mantıksız geldiğini anlayınca hızla yataktan kalktım. Adımlarımı iç işleri bakanımız Neşe Hanım'a yönlendirdim.

''Mutfak bugün temizlenecek, ardından da kafeyi yarın baban açacağız dedi, güzelce oraları temizleyeceğiz, eksikleri tamamlayacağız.''

''Anlıyorum annecim.''

''İsteksiz durma Papatya, daha çok işimiz var bu suratınla iş çekemem bilirsin!''

''Tamam anneciğim.''

Ünlü bir edebiyat öğretmeni der ki;

''Anne terliği yemektense çamaşır suyu koklayıp kafayı bulup gülümserim daha iyi.''

''Günaydın köle İzavra1 ve 2 ve günaydın işi bitmeyen bu aralar güzel yemek yerine çamaşır suyu kokan mutfak. Ah! Sana da günaydın annemin terliği!''

Sabah sabah sinir bozuculuğu her zamanki gibi üstünde olan kardeş müsveddesine baktım. Ciddi anlamda rahatsızdı bu çocuk. Onun yaşadığı ergenlik değildi, tıp bununkine yeni bir isim bulmalıydı, mesela 'Esat Sendromu' olabilirdi. Terliği de yemişti kahvaltı niyetine. Yüzüne bakıp annemin görmediği açıdan sinsi bir gülümseme gönderdim.

''Anne ablam gülüyor!''

''Demek ki onun da canı terlik istiyor, öyle mi kızım?''

''Ne alakası var canım, yüz kaslarım çalışıyor mu diye baktım, hemen yanlış algılamayın.''

''Anne ablam yalan söylüyor!''

''Anne Esat'ı dövebilir miyim?''

''Anne ablam bana şiddet uyguluyor!''

''Anne Esat da dil çıkarıyor!''

''Anne ablam yolda öldürüp, gelinlik giydirip, ormana atacağım diyor!''

''Yuh! Ne zaman dedim ben sana onu yalancı!''

''Anne ablam onu söyler gibi bakıyor!''

''Anne...''

''Aaaahhh YETER! Bıktım iki çocuktan ha! Eşek kadar oldunuz! Sesinizi kesmezseniz birer tane terlik yiyeceksiniz!''

Gözlerimi sonuna kadar açıp, ağzımın fermuarını kapattım. Neşe sultandı o tüm güzel niyetleriyle bizi bir güzel neşelice döverdi. Yapardı yani, kedi köpek misali iki çocuğu olunca hizaya getirmeyi de bilirdi evelallah.

PAPATYA TOZUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin