1.Bölüm (Çocuk)
25 Kasım 1974, bu tarih çoğu kişi için bir şey ifade etmez,ama o gün Koçak Ailesi için çok özel bir gündü çünkü aileye bir kişi daha katılıyordu.
Erzurum'un Bayındır ilçesinde oturan Elif Hanım, güzel ve uzun boylu bir kadındı. Sarı saçları mavi gözleriyle tıpkı güneşin denizde yansıması gibi muhteşem bir uyumluluk içindeydi. Eşi Ender Bey ise karısına göre biraz daha kısaydı. Kahverengi saçları ,
aynı renkteki sakalları ile devam ediyordu yüz hatları
o kadar belliydi ki sanki deri değil kemikten oluşuyordu. Simsiyah gözleri ile ciddi bir duruşu vardı.Doğum hanenin önünde Elif Hanımın çıkmasını bekliyorlardı tüm Koçak Ailesi. Ender Bey ise doğum hanenin içinde eşinin elini sıkıp onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Lütfen Elif Hanım çok az kaldı son kez sıkın kendin-"
derken bir ağlama sesi duyuldu ardından tüm sorunlar uçup gitti Elif Hanımın acısı, Ender Beyin endişesi. Bebekleri dünyaya, onlara huzur vermek için gelmişti sanki. Ender Bey eşinin elini bırakıp bebeklerinin yanına doğru yürüdü"Ee-eelime alabilirmiyim"
Ender Beyin elleri titriyordu gözleri donuk bir şekilde sadece minik bebeğe bakıyordu."Henüz değil bayım"deyip bebeği havaya kaldırdı ve poposuna hafifçe vurdu esmer doktor.
Ender Bey "Çok hızlı vuruyorsunuz canı acıyacak lütfen daha yavaş" diyordu.
Elif Hanımın konuşmaya hali yoktu yalnızca tatlış mı tatlış bebeğini izliyordu.Yaklaşık 10 - 15 dakika sonra tüm aile hastanenin koridorunda doktorun gelip minik bebeklerini getirmelerini bekliyorlardı.
Biraz zaman geçtikten sonra doktor elinde minik bir bebekle geldi ve buyrun hanımefendi bebeğiniz deyip Elif Hanımın eline uzattı miniği, Elif Hanımın gözleri doldu, bebeği kucağındaydı, mis gibi kokuyordu, boş boş bakıyordu aile bireylerine. herkes üstüne çullandı miniği sevmeye başladı Ender Beyin kardeşi Rıza, küçük bebeği herkesten çok sevmişti. Kendisinin çocuğu olamadığı için çocuklara bir farklı bakıyordu, sonuçta kim istemezdi dünyaya saf halde gelmiş, masum, tüm kötü düşüncelerden uzak bir evlat.Rıza"adı ne olacak?" diye sordu. Ender ve Elif bunu daha önce düşünmüşlerdi birbirlerine bakıp "Rüzgar" dediler. Tüm aile çok sevmişti ismi ancak Elif Hanımın kız kardeşi Sevginin kızı bu ismi hiç beğenmemiş idi kızgın suratıyla "ııı çok kötü!" dedi 4 yaşındaki tatlı kız."şşşşştt çok ayıp" diyerek susturdu çocuğunu Sevgi. "Ben beğendim inşallah huzurlu mutlu mesut yıllar geçiririz Rüzgar'la"dedi Rıza. Oysaki bilmiyorlardı. Rüzgar, adı gibi gelip geçici bir şeydi Koçak Ailesinin hayatında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT
FantasiaBebekliğinden beri ormanda kurtlar tarafından yetiştirilen bir insan, gittikçe kurtlara benzemesi hatta bazen kurtlar gibi görebilmesi ve koku alabilmesi. Bakalım insanlar ile tanıştığında nasıl bir hava ortaya çıkacak?