KYUNGSOO, gece saat on ikide çıktığı sahneden yorgun argın indiğinde saat gece ikiye geliyordu. Sahne arkasına geçer geçmez terli bedenine havlu bornozunu geçirdi.
Kolları ve tüm vücudu sergilediği performans yüzünden sızlıyordu. Demir direk üzerinde eğilip bükülmek ve aynı zamanda müziğin ritmine ayak uydurup hareket etmek oldukça yorucuydu. Ağrıyan el ve kol kaşlarını iki yanında sallayarak gevşetmeye, sızısını dindirmeye çalıştı.
Duş alıp üzerini değiştirmek adına odasına doğru yürüdü. Aynı anda koridorun diğer ucundan sahnedeki yerini almaya giden 'Kayıp Ruh' adlı çocukla karşılaştı.
Kimdi bu çocuk?
Üç yıldır her gece Kyungsoo'nun ardından saat tam gece iki de sahneye çıkıyor, saat dörde kadar da sahnede kalıyordu.
Sırf onu izlemek için bu saate yeni gelen müşteriler bile oluyordu. Kyungsoo, bir gece eve gitmemiş, 'Kayıp Ruh adlı bu çocuğun performansını izlemişti.
İtiraf etmeliydi ki, oldukça etkilenmişti. Zayıf vücudunu soğuk demir üzerinde yılan gibi kaydırışı, ince zarif parmakların soğuk metali kavraması ve bedenini döndürüp müziğin ritmiyle adeta sevişir gibi hareket etmesi, neden her gece bu saate yeni gelen müşterilerin onu izlemek istediğini açıklıyordu.
Çocuk tam bir ilahtı...
Kyungsoo, bu çocuğun gizemli işlerine bir anlam veremiyordu. Neden maske takıyordu, ya da neden gerçek adını kimse bilmiyordu?
Kyungsoo, "Şişşşt, baksana" diyerek yanından geçen siyah deri maskeli çocuğu durdurdu.
Yüzünün neredeyse tamamını kapatacak genişlikteki siyah deri maskeden bile aslıda ne kadar güzel biri olduğunu tahmin etmek hiçte zor değildi. İnce ama şekilli dudaklarına pembelik katan parlatıcı bile o dudaklarını doğal çekiciliğini saklayamamıştı.
Tanıdık gelen bir şeyler vardı bu çocukta onu kendine çeken.
Ama ne?
Çocuk durup ona baktı. "Bir şey mi vardı?" diye sordu kibarca.
Sesi neden ona birini hatırlatıyordu?
Kyungsoo, "Üç senedir buradasın, daha doğru düzgün konuşmayı bırak, adını bile bilmiyorum. Tanışmanın sırası gelmedi mi, sence?" dedi
Çocuk, neden durup dururken Kyungsoo'nun onunla tanışmak istediğine bir anlam veremiyor gibi bakıyordu.
"Beni tanıyorsundur, adım Kyungsoo" diyerek sağ elini uzattı. Çocuk ona elini uzatan Kyungsoo'ya bakarken, Taehyung yanlarına geldi.
"Neden hâlâ buradasın? Sahnede olman gerekiyordu" diyerek onu Kyungsoo'nun yanından uzaklaştırdı. Kyungsoo eli havada Taehyung'un çocuğu sahnenin olduğu yere doğru iteklemesini izledi.
"Kendini beğenmiş, ne olacak" diyerek odasına girdi. Kendini odasındaki koltuğa atıp yorgun bacaklarını uzattı.
"Neden onunla konuşmaya çalışıyorsun?" Odaya giren Taehyung'un sorusuyla olduğu yerde sırtını dikleştirdi.
"Neden? Konuşamaz mıyım, yasak mı?" dedi sırıtırken.
Taehyung, "Bana bak Soo, ondan uzak dur. Tamam mı? O diğerleri gibi değil" dedi tehdit eder gibi çıkan ses tonuyla.
"Demek öyle. Burada, bu pisliğin içinde çalışıyor ama diğerleri gibi değil, öyle mi? Hmm... Gerçi özel odaya geçtigini hiç görmedim ama..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Ruh / Chanbaek 🔥
FanficOnun iki hayatı vardı. Gündüz jeoloji okuyan bir öğrenci... Geceleri barda direk dansı yapan ve yüzünü bir maske arkasına saklayan (Kayıp bir Ruh) Peki, Kore'nin ünlü iş adamı Park Chanyeol bu kayıp ruhu kendine ait yapmak isterse? Byun Baekhyun...